Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır. Tazminat miktarının belirlenmesinde, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunlu olup; burada ilke, zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında gerçekten ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı alan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d)....

İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; Davanın tam kabulü kararı verilmesi gerekirken red tertibi isabetsiz olduğunu, zira dosyadaki maddi ve şekli gerçekler ile bağdaşmadığını, yeterli inceleme yapılmadığını, zira haksız eylem özel evrakta sahtecilik suçu dahi olsa davacı açısından manevi zarara yol açtığına duraksama olmadığını, davacının zarar gören sıfatıyla ceza mahkemesinde katılma talebi kabul edildiğini, davacının soruşturma ve kovuşturma evrelerini takip etmek zorunda bırakılması ifade vermek durumunda olması ceza yargısı zemininde husumeti sürdürmesi, sanık sıfatıyla yargılanıp mahkum edine davalıların pişmanlık göstermemesi ve sürekli davacıyı suçlayıcı beyanlarda bulunmaları karşısında haksız işgal sebebiyle maddi tazminat da kazanan davacının maddi tazminat ile karşılanmayan manevi zararlarının reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Davacı, sadakatsizlik iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, davalının hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, evlilik birliğindeki, eşin haksız fiile dayalı bir eylemin sübut bulması halinde, genel hükümlere göre sorumluluğa gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır (HBK m. 544; 1098 Sayılı TBK m. 646). O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre incclenemiyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir. Öyleyse, davacının boşanma sebebinden bağımsız hale gelen manevi tazminat isteği yönünden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması halinde ayırma kararı verilip, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir" şeklindedir....

Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir. Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....

    Nitekim, kaza sonucu ağır yaralanan ve 2 kez ameliyata rağmen iyileşmeyen çocuklarının durumu sebebiyle ruhsal bütünlüğü bozulan anne ve babanın (H.G.K. 26.4.1995 gün ve 1995/11-122, 1995/430) ve haksız eylem sonucu ağır yaralanan ve iktidarsız kalan kocanın karısının manevi tazminat isteyebileceklerine (H.G.K. 23.9.1987 gün ve 1987/9-183 1987/655) ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları aynı esaslara dayanmaktadır....

      usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı Armagaz Arsan Marmara Doğalgaz Dağıtım A.Ş. vekilinin ve davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir....

        Mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kabulüne; manevi tazminat yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacılar vekili; müvekkillerine ait köpeklerin davalı tarafından gözleri önünde öldürüldüğünü, köpeklerin her ikisinin de cins köpekler olması sebebiyle maddi zarara uğradıklarını, manevi yönden de üzüntü duyduklarını belirterek, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu olayda davacılara ait iki cins köpeğin davalının tavuklarını yediği, bunun üzerine de sokakta davalı tarafından tüfekle vurularak öldürüldüğünden bahisle, köpeklerin bedeli ile birlikte davacıların haksız fiil nedeniyle manevi zarara uğradıkları gerekçesi ile maddi tazminat istemlerinin kabulüne; manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir....

          ; meslek hastalığı sonucu bedensel veya ruhsal zarara uğrayan sigortalının, işverenden maddi tazminatın yanı sıra manevi tazminat da isteyebileceği, manevi tazminatın Borçlar Kanununda düzenlendiğini, manevi tazminat ile meslek hastalığına tutulmuş sigortalının çektiği, bedensel ve ruhsal acı, elem, keder ve ızdırabın giderilmeye çalışıldığı, dosya arasında yer alan ... raporları ve dosya kapsamına, kusur oranları kapsamında ...500,00TL manevi tazminat talebinin kabulüne, dava dilekçesindeki taleple bağlı olarak ......

            Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir....

              TÜP PATLAMASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 102 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 60 ] "İçtihat Metni" Davacı Ş.... E... ve diğerleri vekili Avukat Y...... K...... tarafından, davalı E.... San. ve Tic....

                UYAP Entegrasyonu