Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafın beyanlarından talep edilen maddi tazminat bedelinin 2.900,00 TL'sini yapmak zorunda oldukları tatil harcamaları oluşturduğu açıklandığından davalının eylemi ile tatil harcamaları arasında illiyet bağı bulunmamaktadır. Yalnızca davalının eylemi ile illiyet bağı bulunan çatıda meydana gelen hasara ilişkin 1.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, somut olayın özelliklerine göre mülkiyet hakkının taşkın kullanılması nedeniyle kişilik haklarının ağır zarar gördüğü kabul edilemeyeceğinden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm altına alınması yerinde görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ...'in temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1626 E. sayılı dosyasında davalıya ait taşınmaza davacının elatmasının bulunduğunun tespit edildiğini, davacının taşınmaza elatmasının kötü niyetli olduğunu, inşa edilen binanın da ruhsatsız olduğunu, taşkın inşaat nedeniyle dava konusu taşınmazın inşaat alanının küçüldüğünü, inşaat sektöründeki yenilikler sonucu binaların zarar görmeden tecavüzlü kısmın ortadan kaldırılabileceğini beyanla davanın reddini savunmuştur....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava el atmanın önlenmesi ve yıkım talebine ilişkindir. Mahkemece davacının davasının kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf etmiştir. Yargılama aşamasında toplanan deliller, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, dava konusu 926 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı bulunduğu, komşu 919 parselde bulunan yapının davacı taşınmazına taşkın olduğu anlaşılmaktadır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arsa malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arsanın her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanun'un 725.maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur....

      Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir....

      Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.12.2009 gününde verilen dilekçe ile taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 08.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Simav Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 18.3.2010 gün, 11204-3030 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 8.10.2009 gün 10086-9745 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım ile temliken tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: . 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye 01.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez....

              Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, davalılar tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmak üzere tevhit edilen parsellerden biri olan 30898 ada 5 parsel sayılı taşınmaza davacının aynı ada 6 parsel sayılı taşınmazındaki binanın taşkın kısmının haksız eylem sonucu davalılar tarafından kepçe ile yıkılması nedeniyle binanın tamamının kullanılamaz hale gelmesinden dolayı tazminat isteğine ilişkin olup uyuşmazlık komşuluk hukukundan kaynaklanmamaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (4.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu