Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık ... hakkında yapılan ihbar sonucu kahvehaneye giden kolluk görevlilerinin sanıktan kimlik sorması üzerine üstünde kimlik olmadığını ve ... olduğunu beyan ettiği, üzerinden ... adına düzenlenmiş reçete fotokopisinin de çıktığı anlaşılarak sanık karakola kimlik tespiti için götürülmüş ve ... olduğu tespit edilmiş olması nedeniyle, TCK'nin 206/1. maddesinde tanımlanan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşmayacağı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen "kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, yalan beyanda bulunma suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince, uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak sanığın eylemine uyan 5326 sayılı Kanun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜMLER : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanığın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, II-Sanık hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Hakkında arama kararı olduğu için gerçek kimlik bilgilerini gizlemek isteyen sanığın, teyzesinin oğlunun ismini ve bu şahsa ait TC kimlik numarasını kendi kimlik bilgileri olarak bildirmesi şeklindeki eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu...
Bununla birlikte suçun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Kimliği bildirmeme" başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası ise; "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir" hükmünü içermektedir. Bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK'nun 206. maddesi uygulanacaktır....
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder." hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği, cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden tazminata ilişkin kurulan hükmün bu yönüyle BOZULMASINA, 08.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, görevli memura yalan beyanda bulunma, sahte sürücü belgesi kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık ...'e atılı hırsızlığa teşebbüs, görevli memura yalan beyanda bulunmak, sahte sürücü belgesi kullanmak suçlarının gerektirdiği cezaların miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesine göre hesaplanan 5 yıllık zamanaşımının karar tarihi olan 10.10.2005 ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükümlerin BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, yalan beyanda bulunmak HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa atılı hırsızlık ve Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarının gerektirdiği cezanın miktar ve nev'i itibariyle tabi olduğu 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımının suç tarihi olan 21.05.2004 ve 25.05.2004 ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiği anlaşılmakla, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede, Sanıkların yetkilisi olduğu şirket tarafından 2. haciz ihbarnamesine yapılan itiraz süresinde olmadığından geçersiz olup beyandaki gerçeğe aykırı bildirimin, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Tazminat talebi ile ilgili olarak kurulan hükümlere yönelik olarak, Davanın açılması için gerekli harcın yatırılmaması nedeniyle "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesi yerine davanın reddine karar verilmesi ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN 5320...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ... 5237 sayılı TCK’nin 268/1. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....
in "Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Salon Aday Yoklama Listesini" imzalayıp "Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Sınav Cevap Kağıdını" doldurmaya başladıktan sonra ancak salon görevlisine teslim etmesinden önce anlaşılması halinde, teslim edilen sınav cevap kağıdının baştan itibaren görevlilerce içeriği itibarıyla sahte olduğunun bilinmesi nedeniyle hukuki sonuç doğurmaya elverişli bulunmadığı, ancak ...’in gerçek kimlik ve sınava giriş belgesinde hiçbir tahrifat yapmadan "Salon Aday Yoklama Listesini" ... olarak imzalaması eyleminin TCK'nin 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesi sırasında memura yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı ve dolayısıyla sanık ...'...
Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hükümden çıkartılması ile yerine "TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi eklenmek suretiyle, eleştiri dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II- Sanığın resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan mahkumiyetine dair hükme yönelen temyiz itirazlarına gelince, "Memura yalan beyanda bulunmak” suçunun oluşması için kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerektiği, yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı...