Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılana ait olan ... plaka sayılı aracın dava dışı ... tarafından galericilik yapan sanık ...'a satıldığı söz konusu aracın satımı için katılan adına sahte vekaletname ile sanık ...’e geçtiği sanık ...’in de bu aracı sanık ...'a sattığı daha sonra sanık ...’nın suça konu aracı tanık ...’a sattığı şeklinde sanıkların iştirak halinde katılana karşı nitelikli dolandırıcılık resmi belgede sahtecilik ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarını işledikleri iddia olunan olayda, mahkemece söz konusu .......

    suretiyle fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, sonuç ceza miktarı, sanığın tekerrüre esas, ertelemeye ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel adli sicil kaydı bulunduğu cihetle, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasından TCK.nun 43. maddesi ile ilgili uygulamaların karardan çıkartılarak “sonuç cezanın 2 yıl 1 ay hapis olarak belirlenmesi” suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçu ile ilgili yapılan incelemede; TCK 206/1 maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun oluşabilmesi için, yazılı veya sözlü beyan...

      ın kimlik bilgilerin verdiği, polisin Muhammed'in annesine olayı bildirmesi üzerine suça sürüklenen çocuğun başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığının anlaşıldığı, akabinde suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan beraat ettiği şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 206. maddesinde hükme bağlanan memura yalan beyanda bulunma suçunu mu, yoksa 5237 sayılı TCK'nın 268/1. maddesi delaleti ile 267/1. maddesinde hükme bağlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu mu oluşturacağı hususu itirazımızın özünü oluşturmaktadır. 5237 sayılı TCK'nın 206. maddesinde hükme bağlanan memura yalan beyanda bulunma suçu, 765 sayılı TCK'nın 343. maddesinin karşılığıdır. 765 sayılı TCK'nın 343/2. maddesindeki nitelikli hâllere yeni yasada yer verilmemiş, yalnızca 'yalan beyanda bulunma' deyimine yer verilmiştir. Böylece yalan beyanın kapsamı genişletilmiştir....

        hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin 231. maddesindeki "çocuğun soybağını değiştirmek" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine...

          resmi belgenin düzenlenmesinden yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun‘nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soybağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin 231. maddesindeki "çocuğun soybağını değiştirmek" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hükümler kurulması, 2)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet...

            gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; bu aykırılığın aynı kanunun 322.maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden "ortadan kaldırılmasına" ibaresinin çıkartılarak yerine “5271 sayılı CMK'nın 223/8 maddesi uyarınca düşmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 3-Sanığın annesi olan ... ile ilgili olarak düzenlemiş olduğu yardım beyannamelerine ilişkin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Katılan kurum tarafından düzenlenen 25.03.2008 tarihli inceleme raporu ile yargılama dosyası içeriğinde bulunan delillere göre; sanığın savunmasında; annesi için en son 2006 yılında beyanname verdiğini belirttiği ve her yıl verilen beyannamelerin ocak ayında ibraz edildiğinin anlaşılması karşısında; resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun işlendiği tarihin Ocak 2006 olarak kabul edilmesi gerektiği...

              Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/12/2020 tarihli ve 2020/1953 değişik iş sayılı kararının "Şüphelinin, bir kısmına müştekinin malik olduğu ... ili ... ilçesi ... mahallesi 260 ada 33 nolu parselde bulunan yapı için 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesi talebinde bulunup 01/07/2019 tarihli yapı kayıt belgesini almak suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunarak resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, ... savcılığınca, "imar barışı düzenlemesi kapsamında başvuru ve müracaatların tamamının e-devlet sistemi üzerinden internet aracılığı ile yapıldığı, bu suretle de söz konusu suçun maddi unsuru olan kamu görevlisine herhangi bir yalan beyanda bulunulmadığından" suçun maddi unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun geçici 16. maddesine dayanılarak hazırlan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının "Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve...

                İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2020 NUMARASI : 2019/576 ESAS 2020/229 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan Beyanda Bulunma KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100  sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek  aynı kanunun 353. maddesi gereğince  duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin takip borçlusu Beşüzzi Gıda Tur. Hay. İnş. San. Tic. Ltd. Şti'nden alacağını tahsil etmek amacıyla taraflarınca Kocaeli 1....

                haklarındaki memura yalan beyanda bulunmak eylemi nedeniyle kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde; Sanıkların suç şüphesi ile yakalandıklarında kimliklerini görevli memurlara yanlış söylemek suretiyle eylemlerine uyan ve zamanaşımı bakımından lehe olan 765 sayılı TCK'nın 343/2. maddesindeki memura yalan beyanda bulunmak suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı Yasanın 102/4., 104/2. maddesinde öngörülen 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımının suç tarihi olan 05.08.2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve ......

                  kullanan ve bu kimlik adına düzenlenen tutanağı imzalayan sanığın eyleminin TCK'nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağından hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu