"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi Hüviyet veya Sıfatına İlişkin Yalan Beyanda Bulunma, Dikkatsizlik ve Tedbirsizlikle Yaralamaya Sebebiyet Verme HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ...'ye atılı Dikkatsizlik ve Tedbirsizlikle Yaralamaya Sebebiyet Verme suçundan sorgusunun yapılması için 10.02.2005 tarihinde çıkarılan gıyabi tutuklama kararı ile zamanaşımı süresinin kesildiği gözetilmeksizin 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle ortadan kaldırma kararı verilmesi yasaya aykırı sanık ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkalarına ait kimlik ve kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Hükümlülük Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından yoklukta verilen hükmün tebliği sırasında sanığın cezaevinde bulunması nedeniyle temyizin süresinde yapıldığı kabul edilerek işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın 21.12.2004 tarihinde işlediği yalan beyanda bulunma eyleminden verilen beraat kararının temyiz edilmediği anlaşılmakla yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme, yalan beyanda bulunma Hüküm : 765 Sayılı TCK'nın 455/1-son, 342. maddeleri uyarınca mahkümiyet Taksirle öldürme ve yalan beyanda bulunma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemlerin sanık lehine sonuç doğuran 765 sayılı TCK’nın 455/1-son, 343/2 maddeleri gereğince yaptırıma bağlandığı, anılan suçların aynı Kanunun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyeti veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanık adına yapılan tebligatın usulsüz olup, verilen ek kararların da hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğunun anlaşılması karşısında, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihlerinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suçun işlendiği 01.04.2005’ten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları...
Genel Kurulunun 13.05.2014 tarih ve 2015/13-93 ve 2016/103 sayılı kararı ile ... 02.06.2014 gün ve 14084-19617 sayılı düzelterek onama kararının incelemeye konu resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçları yönünden kaldırılması karar verilmiş olduğu anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında yanlızca resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçları yönünden yeniden yapılan incelemede; Suça sürüklenen çocuğun, yakalandığında kendisi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla ... ... ismini kullandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı, yerel mahkemece kimlik bilgileri kullanılan ... ... duruşmalardan haberdar edilmediği, yokluğundan verilen hükmün gerekçeli kararının da kendisine tebliğ olunmadığı anlaşılmakla, öncelikle gerekçeli kararın mahkemesince ... ... tebliğ edildikten sonra temyiz talebinde bulunması halinde, bu yönden ek tebliğname düzenlendikten...
Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK. nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur. Somut olayda; hırsızlık suçundan dolayı yakalanan sanığın, mağdur ...'...
Halk Bankası şubesinde bulunan hesaptaki parasının haczi için İİK'nun 89/1. maddesine göre gönderilen birinci haciz ihbarnamesini 14.01.2010 tarihinde tebellüğ ettiklerini ve 14.01.2010 tarih ve 81 sayılı yazıları ile İzzet Sönmez'in şubeleri nezdinde bakiyesinin sıfır olduğunu belirtmelerini müteakip, on gün sonra borçlu İzzet Sönmez'in haciz ihbarnamesinde belirtilen hesabından başka bir borcu için verdiği 3.500.00 TL bedelli çekin 24.01.2010 tarihinde ibraz edilmesi nedeniyle karşılığının ödendiği kötü niyetli olarak itiraz ederek yalan beyanda bulunduklarını ileri sürerek İİK'nun 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasını ve davalıların yalan beyanı nedeni ile müvekkilinin uğradığı zarar olan 4.860.19 TL tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda müzekkerenin tebliğ tarihinde davalı banka nezdinde dava dışı şahsa ait haczedilebilir bir paranın mevcut olmadığı ve borçlunun banka nezdinde doğacak muhtemel hak ve alacaklarına haciz konulamayacağı gerekçesiyle...
Halk Bankası şubesinde bulunan hesaptaki parasının haczi için İİK'nun 89/1. maddesine göre gönderilen birinci haciz ihbarnamesini 14.01.2010 tarihinde tebellüğ ettiklerini ve 14.01.2010 tarih ve 81 sayılı yazıları ile İzzet Sönmez'in şubeleri nezdinde bakiyesinin sıfır olduğunu belirtmelerini müteakip, on gün sonra borçlu İzzet Sönmez'in haciz ihbarnamesinde belirtilen hesabından başka bir borcu için verdiği 3.500.00 TL bedelli çekin 24.01.2010 tarihinde ibraz edilmesi nedeniyle karşılığının ödendiği kötü niyetli olarak itiraz ederek yalan beyanda bulunduklarını ileri sürerek İİK'nun 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasını ve davalıların yalan beyanı nedeni ile müvekkilinin uğradığı zarar olan 4.860.19 TL tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda müzekkerenin tebliğ tarihinde davalı banka nezdinde dava dışı şahsa ait haczedilebilir bir paranın mevcut olmadığı ve borçlunun banka nezdinde doğacak muhtemel hak ve alacaklarına haciz konulamayacağı gerekçesiyle...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Sanığın camı kırılan aracın yanında saklanmış bir vaziyette yakalandığı, elinde ve üzerinde ise sağlam ve muhkem nitelikteki engelleri aşmakta kullanılmaya müsait tornavida ve buji gibi malzemelerin bulunduğu; Yakınana ait aracın ise Mercedes marka olup suç tarihi itibari ile 5-6 yaş civarında bulunduğu, çürük veya atıl durumda olmadığı, aksi öne sürülmeyen ve bu nedenle de yapım teknikleri itibari ile araçtaki camın sağlam ve dayanıklı olduğunu da bildiği gözönüne alındığında sanığın eyleminin 765 sayılı Yasanın 493/1. maddesi kapsamında kaldığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....
, Tazminat istemine yönelik hükmün temyiz incelemesi sonunda ise; Birinci haciz incelemesine 11.06.2008 tarihinde verdiği cevabında asıl borçlunun kendisinde 42.762.68 TL. alacağı olduğu yönünde beyanda bulunan sanığın daha sonra çıkarılan ikinci haciz ihbarnamesine 17.09.2008 tarihinde yaptığı itirazda ise, asıl borçluya borçlarının bulunmadığı şeklinde beyanda bulunması karşısında, birinci haciz ihbarnamesine verdiği cevabi yazısındaki ".....42.762,68 TL. tutarında alacağı bulunmaktadır....