Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığa, yokluğunda verilen hükmün, 18/07/2008 tarihinde tebliğ edildiği adresin, tebligat tarihinde yürürlükte olan, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesinin son fıkrası kapsamında bir adres olmaması karşısında; yapılan tebligat işlemi usulüne uygun olmadığından, 21/06/2012 tarihli temyiz dilekçesinin, öğrenme üzerine süresinde verildiği kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kişi hüviyet ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 06.04.2004...

      DÜŞÜRÜLMESİNE, B-) Tazminata ilişkin olarak yapılan incelemede ise; Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 30/07/2010 tarihinde tebliğ edildiği ,89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz takip kesinleşmeden 30/07/2010 tarihinde 3. kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı , bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 05/08/2010 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiğinin anlaşılması karşısında, bu gerekçe ile tazminat talebinin reddi kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminatın kabulüne dair...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, mala zarar verme HÜKÜMLER : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: İddianamede açıklanan eylemler, sevk maddeleri ile temyizin kapsamı ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun ceza daireleri arasındaki iş bölümüne dair kararına göre, sanık hakkında TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamında tehdit, aynı Kanunun 116/4, 151/1, 262, 125/1, 86/2. maddelerine göre konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma, hakaret ve yaralama suçlarından hükümler kurulmuş bulunmakla, en ağır yaptırımı içeren suçun konut dokunulmazlığının ihlali suçu olduğu ve bu nedenle işin incelenmesinin Yüksek 18....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Beraat Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık ...'nun, diğer sanık ...'e ait nüfus cüzdanıyla Zeynep Kamil Kadın ve Doğum Hastalıkları Hastanesinde muayene ve doğum işlemleri yaptırdığından resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma ve dolandırıcılık suçlarını, sanık ...'in ise dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2014/147 Esas, 2015/268 karar sayılı kararı ile icra takibinin devamına dair karar verildiği, Uyaptan yapılan incelemede söz konusu bu kararın kesinleşmediğinin anlaşıldığı, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz takip kesinleşmeden üçüncü kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 18.03.2016 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından, tazminat isteminin de bu gerekçe ile reddi gerekirken, takip dosyasında üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine vekili aracılığı ile itiraz ettiği gerekçesiyle...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, memura yalan beyanda bulunma HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türleri, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2003/ 4062 hazırlık nolu iddianamesiyle 765 sayılı TCK'nın 343/2. maddesinin tatbiki istemiyle memura yalan beyanda bulunma suçundan kamu davası açıldığı, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.06.2004 tarihli sahtecilik suçundan verilen kararın ise Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 04.04.2006 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiği, işbu davadan farklı dava olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. 1-Sanık ...'...

                Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın kendisi hakkındaki dolandırıcılığa teşebbüs suçundan soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla ...'a ait kimlik bilgilerini vererek ... adına tutanak düzenlenmesini sağladığı anlaşıldığından, ...'...

                  adına yeşil kart düzenlenerek 05/12/2003 tarihinde teslim edildiği, sanıkların yeşilkart başvuru tarihinde banka hesaplarının bulunduğu halde bunu gizleyerek yalan beyanda bulunup haksız olarak yeşilkart alıp kullandıkları iddiası ile nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenini düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından açılan davada; kısa kararda nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararın gerekçe kısmında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan da beraat kararı verildiği belirtilmek suretiyle hükmün karıştırılması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kilitlenmek Suretiyle Muhafaza Altına Alınan Eşya Hakkında Hırsızlık, kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak. HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında kimliği hakkında yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık ...'e yüklenen kimliği hakkında yalan beyanda bulunma suçunun gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 27/07/2003 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

                      UYAP Entegrasyonu