Halk Bankası şubesinde bulunan hesaptaki parasının haczi için İİK'nun 89/1. maddesine göre gönderilen birinci haciz ihbarnamesini 14.01.2010 tarihinde tebellüğ ettiklerini ve 14.01.2010 tarih ve 81 sayılı yazıları ile İzzet Sönmez'in şubeleri nezdinde bakiyesinin sıfır olduğunu belirtmelerini müteakip, on gün sonra borçlu İzzet Sönmez'in haciz ihbarnamesinde belirtilen hesabından başka bir borcu için verdiği 3.500.00 TL bedelli çekin 24.01.2010 tarihinde ibraz edilmesi nedeniyle karşılığının ödendiği kötü niyetli olarak itiraz ederek yalan beyanda bulunduklarını ileri sürerek İİK'nun 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasını ve davalıların yalan beyanı nedeni ile müvekkilinin uğradığı zarar olan 4.860.19 TL tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda müzekkerenin tebliğ tarihinde davalı banka nezdinde dava dışı şahsa ait haczedilebilir bir paranın mevcut olmadığı ve borçlunun banka nezdinde doğacak muhtemel hak ve alacaklarına haciz konulamayacağı gerekçesiyle...
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında kamu malına zarar verme, görevli memura direnme ve memura yalan beyanda bulunma, sanık ... hakkında kamu malına zarar verme ve görevli memura direnme, sanık ... hakkında görevli memura direnme ve memura yalan beyanda bulunma, sanık ... hakkında memura yalan beyanda bulunma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıkların ... terminalinde bulunan çay bahçasindeki konuşmalarının çevreden vatandaşlar tarafından duyularak hırsızlık için hazırlık yaptıklarının ihbar edildiği, polislerin geldiğinde durumdan haberdar olan sanıkların kaçmaya başladıkları, polis memurlarının sanıkları durdurup kimlik sorması üzerine, sanıkların; "Bizi tutamazsınız, suçumuz ne, bunun hesabını sorarız...
İcra ve İflas Kanununun 89. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresi içinde fakat gerçeğe aykırı şekilde itiraz eden üçüncü kişinin fiili, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturacaktır. Ancak bu suçun oluşabilmesi için bildirimin, bizzat kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişi tarafından yapılması gerekmektedir. Üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan cezalandırılması ile birlikte talep edilen tazminat isteği, haksız fiile dayalı bir tazminat olduğundan, suçun oluşmaması durumunda, ortada haksız fiil bulunmadığından tazminat isteği de reddedilecektir....
Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, kimliği hakkında yalan beyanda bulunma ... Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; Sanığın tekerrüre esas eski hükümlülüğü bulunduğu ve koşulları oluştuğu halde, hakkında 58/6-7. maddelerinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından , hırsızlık suçundan kurulan hükümde ise 5237 sayılı TCK'nın 61/4-5. madde ve fıkralarında belirtilen sıralamaya aykırı olarak aynı Yasanın 143/1. maddesinin 35. maddeden sonra uygulanması sonuç cezayı etkilemediğinden belirtilen hususlar bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama,Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Resmi Belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma. Hüküm : Sanıklar ... ve ... hakkında beraat, Sanık ... hakkında,5237 sayılı TCK'nın 179/2-3,53 CMK'nın 231. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması, Sanık ...'un taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ve sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kasten yaralama, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, yalan beyanda bulunma HÜKÜMLER : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Sanık ... hakkında resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunmak ve sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelemesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ...'un beraaat etmesi gerektiğine sanık ...'...
DÜŞÜRÜLMESİNE, B-) Tazminata ilişkin olarak yapılan incelemede ise; Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 30/07/2010 tarihinde tebliğ edildiği ,89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz takip kesinleşmeden 30/07/2010 tarihinde 3. kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı , bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 05/08/2010 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiğinin anlaşılması karşısında, bu gerekçe ile tazminat talebinin reddi kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminatın kabulüne dair...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Kimliğine ilişkin yalan beyanda bulunma Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde, Sanığın camı kırılan aracın yanında saklanmış bir vaziyette yakalandığı, elinde ve üzerinde ise sağlam ve muhkem nitelikteki engelleri aşmakta kullanılmaya müsait tornavida ve buji gibi malzemelerin bulunduğu; Yakınana ait aracın ise Mercedes marka olup suç tarihi itibari ile 5-6 yaş civarında bulunduğu, çürük veya atıl durumda olmadığı, aksi öne sürülmeyen ve bu nedenle de yapım teknikleri itibari ile araçtaki camın sağlam ve dayanıklı olduğunu da bildiği gözönüne alındığında sanığın eyleminin 765 sayılı Yasanın 493/1. maddesi kapsamında kaldığı dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/294 Esas sayılı dava dosyasından gönderilen 24.11.2015 tarihli yazısına göre henüz kesin sonuca bağlanmadığı, dolayısıyla davalı üçüncü şahıs hakkında haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığının anlaşılması karşısında, icra takibi kesinleşmeden gönderilen haciz ihbarnamesine 19.08.2013 tarihinde verilen cevabının gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanıklar müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA...
, Tazminat istemine yönelik hükmün temyiz incelemesi sonunda ise; Birinci haciz incelemesine 11.06.2008 tarihinde verdiği cevabında asıl borçlunun kendisinde 42.762.68 TL. alacağı olduğu yönünde beyanda bulunan sanığın daha sonra çıkarılan ikinci haciz ihbarnamesine 17.09.2008 tarihinde yaptığı itirazda ise, asıl borçluya borçlarının bulunmadığı şeklinde beyanda bulunması karşısında, birinci haciz ihbarnamesine verdiği cevabi yazısındaki ".....42.762,68 TL. tutarında alacağı bulunmaktadır....