Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve icra tehdidi ile ödenen tutarın istirdadına ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olduğundan haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup, taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerinin iadesini her zaman talep edebilirler. Devre mülk hakkı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir haktır. Bu hak da taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılması zorunludur. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yoktur....

KARAR Davacı, 27/06/1997 ve 11/09/1997 tarihli devre mülk sözleşmeleri ile davalıdan 11 adet A, 6 adet B, 5 adet C grubu devre mülk satın aldığını, devre mülk bedellerini ödeyerek yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ancak davalıların edimlerini yerine getirmediklerini, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından devre mülkler için 9.142,00TL'nin iadesine karar verildiğini, fazlaya dair haklarının saklı tutulduğunu belirterek, ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından kabul edilen tutar düşüldükten sonra kalan bakiye devre mülklerin raiç değeri olan 153.158,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, ... 4....

    Davalılardan Belediye, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmede belediyenin imzası olmaması nedeniyle her zaman sözleşme düzenlenebileceğini bu yüzden bedelden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın usulden ve esastan reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile bir adet devremülk için 7500 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş olup hüküm davalı belediye tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devre mülk satışı nedeniyle uğranılan zararın tazminine yöneliktir. Davacı eldeki davasında delil olarak bir adet davalı şirketle yaptığı 25.11.1996 tarihli devre mülk satış sözleşmesi aslı ile 6640 Gulden bedelli bir adet tahsilat makbuzu fotokopisine dayanmıştır....

      Uygulamada özellikle taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu devre mülk sözleşmelerinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar konusunda yeterli açıklıkta bulunmamaktadır. KMK’nın 65. maddesinde devre mülk hakkına uygulanacak hükümlerin sırasına ilişkin getirilen düzenlemede tüketicinin korunması hakkındaki kanunlara bir atıfta bulunulmaması bu yasaların uygulanmasını engellemeyeceğinden uyuşmazlıkların yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda 634 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe giren 4077 sayılı Kanun ve bu kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı TKHK ile bu kanunlara göre çıkartılan yönetmelik hükümleri ve devre mülk hakkının ayni hak devrini içermesi nedeniyle bu husustaki diğer yasal mevzuat doğrultusunda çözümlenmesi gerekmekte olup, uygulamada bu doğrultuda verilen kararlarla şekillenmiştir. Öncelikle uyuşmazlığa konu sözleşmenin şekli ve niteliği hususunun değerlendirilmesi gerekir....

      KARŞI OY Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devre mülk satış sözleşmesine ilişkin olup 4077 Sayılı Yasanın 4822 Sayılı Yasa ile değişik 3-e maddesinde tüketici, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Somut olayda davacılar murisinin devre mülk satış sözleşmesini oluşturan taşınmazları ticari veya mesleki amaçla edindiğine dair delil mevcut olmadığı gibi bu yönde bir iddia da bulunmamaktadır. Davacılar murisinin “...” isimli devre mülklerin üçüncü kişilere satılmasında aracılık hizmeti vermesi dolayısıyla oluşan komisyon alacağına karşılık söz konusu devre mülklerin davacıların murisine satılmış olması sonuca etkili değildir. Devre mülk satış bedeli nakden ödenebileceği gibi aynen ya bir hizmet vermek suretiyle de ödenebilir. Somut olayda davacılar murisinin vermiş olduğu aracılık hizmeti karşılığında doğan komisyon alacağı, satış bedeli yerine geçmiştir....

        Somut olayda davacı vekilince Devre Mülk Satış Sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ile olmadığı halde sözleşmenin feshi, rezervasyon bedeli ve cayma tazminatı talep edildiği, sözleşme bedelinin ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalının bedelini ödediği devre mülkün tapusunu almamasının dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı, öyle ki bedeli ödenen taşınmazın tapuda devrinin öncelikle tüketici tarafından talep edilmesinin beklenmesinin doğru olacağı, bu hususta Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 26/01/2022 tarih ve 2022/33- 103 E....

        Dairemiz bozma kararına İlk Derece Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede; Devre mülk hakkı 637 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup (İ.Yılmaz Arslan, Tüketici Hukuku Dersleri, Bursa, 8. Baskı, 2021, s. 235), devre mülk hakkı tapu dairesinde düzenlenecek resmi senetle kurulur. Taraflar resmi senetten ayrı olarak hakkın nasıl kullanılacağı, taşınmazın kullanım ve yönetimine ilişkin devre mülk sözleşmesi düzenleyip, beyanlar hanesine derc ettirirler. Böyle bir sözleşme olmadığında devre mülk tesis edilmez (İ.Yılmaz Arslan, s. 242). Bu nedenle devre mülk bir ayni olan irtifak hakkı verirken sağlayıcı ile tüketici arasında yapılan devre tatil sözleşmesi şahsi hak verir (İ.Yılmaz Arslan, s.243)....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2021/123 ESAS - 2021/586 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

          İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, 6502 sayılı yasaya tabi sözleşmesi ve devre-mülk satış sözleşmelerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....

          KARAR Davacı, davalıların ...’nın ... ilçesinde birlikte inşa etmeyi üstlenerek satışa sundukları devre mülklerden 9 adet satın aldığını, bedelini eksiksiz ödediğini, ancak davalıların devre mülkleri teslim etmedikleri gibi, projenin de iptal edildiğini ileri sürerek şimdilik kullanım bedelinin 100 TL sini, 9 adet devre mülk bedeli için ödediğinin 100 TL’sini ve cezai şart bedelinin 100 TL sini, devremülklerin bugünkü değeri olan 7500 TL toplam 7800 TL istemiş, taleplerini ıslah ederek devre mülk için belirlenen 67.500,00 TL tazminatın işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu