Davada bina malikinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talep edilmektedir. TBK'nun 69.(BK'nun 58.) maddesine göre; "Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozuklukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” Davalının evinde çıkan yangın nedeniyle davacının evine zarar verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuzmazlık, meydana gelen olayda davacının kusurlu olup olmadığı ve TBK'nun 52.(BK'nun 44.) maddesi gereğince yapılacak hakkaniyet indirimi oranının ne olması gerektiği noktasında toplanmaktadır. TBK'nun 52/1. (BK'nun 44/1.) maddesinde, "Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yüklümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir." hükmü getirilmiştir. Maddeye göre açıklanan özel hallerin gerçekleşmesi durumunda mahkeme, tazminatı indirebilir veya kaldırabilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2019/352 KARAR NO : 2022/112 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/07/2019 KARAR TARİHİ : 11/02/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ...’in ... Çevre Tek. İnş. Ve Mad. San. Tic. Ltd. Şti.’nin %50 hisse ile ortağı olduğunu, şirketin, Ağrı İli dahilinde tıbbi atıkların toplanması, taşınması, sterilize edilmesi ve bertarafı için bir tıbbi atık ve sterilizasyon tesisinin kurulması ve 10 yıl süre ile işletilmesi hususunda ihale aldığını, Ağrı Belediyesi ile 06.05.2015 tarihinde uygulama sözleşmesi imzalandığını, tek faaliyeti bundan ibaret olan şirketin temsil yetkisinin diğer ortak olan davalı ...’a tevdi edildiğini, Ankara ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
Bu durumda, üst hakkı sahibinin bu hakka istinaden inşa ettiği binalar yönünden malik olduğu ve buna istinaden Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında bina vergisinin mükellefi olduğu sonucuna varılmaktadır. Olayda; Balıkesir İli, Bandırma İlçesi, … Mahallesi, tapunun … (eski …) ada, … (eski …) … parsel numarasında kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazlar üzerinde … tarih ve … yevmiye nolu resmi senetle davacılar lehine, 29 yıl süreyle üst hakkı tesis edildiği, davacıların anılan taşınmazlar üzerinde üst hakkı kapsamında alışveriş merkezi ve hipermarket inşa ettiği, inşa ettiği alışveriş merkezi ve hipermarkete ilişkin olarak da 2014 ve 2015 yıllarına ait bina vergisi ve taşınmaz kültür varlığı koruma payının tahsili için davacılar adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği görülmüştür. Üst hakkı sahibi olan ve bu hakka istinaden söz konusu binaları inşa eden davacılar, Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında malik sıfatıyla bina vergisinin mükellefi bulunmaktadır....
Bu durumda, üst hakkı sahibinin bu hakka istinaden inşa ettiği binalar yönünden malik olduğu ve buna istinaden Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında bina vergisinin mükellefi olduğu sonucuna varılmaktadır. Olayda; Balıkesir İli, Bandırma İlçesi, … Mahallesi, tapunun … (eski …) ada, … (eski …) … parsel numarasında kayıtlı arsa vasfındaki taşınmazlar üzerinde … tarih ve … yevmiye nolu resmi senetle davacılar lehine, 29 yıl süreyle üst hakkı tesis edildiği, davacıların anılan taşınmazlar üzerinde üst hakkı kapsamında alışveriş merkezi ve hipermarket inşa ettiği, inşa ettiği alışveriş merkezi ve hipermarkete ilişkin olarak da 2016 ve 2017 yıllarına ait bina vergisi ve taşınmaz kültür varlığı koruma payının tahsili için davacılar adına dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği görülmüştür. Üst hakkı sahibi olan ve bu hakka istinaden söz konusu binaları inşa eden davacılar, Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında malik sıfatıyla bina vergisinin mükellefi bulunmaktadır....
Sözü edilen Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı ve hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşme hükümlerine aykırı olursa iş sahibinin o şeyi kabulden kaçınabileceği ve bu hususta yüklenicinin kusuru bulunursa zarar ve ziyan da isteyebileceği, aynı maddenin II. fıkrasında ayıbın eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde iş sahibinin işin kıymetinin noksanı nispetinde bedelden indirim ve eğer o işin onarımı büyük bir masrafı gerektirmez ise yükleniciyi onarmaya mecbur edebileceği hükmü getirilmiştir. Bunlar eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin haiz olduğu haklardır. Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile tespit raporlarında eserin kabule icbar edilmeyecek derecede ayıplı olduğu ve eserin yıkılıp yeniden yapılması gerektiği belirtilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2013 NUMARASI : 2011/19-2013/280 Yerel mahkemece verilen 08.05.2008 tarih 2006/418-2008/244 E.K.sayılı hükmün temyi incelemesini yapan Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 26.01.2010 tarih 2009/4332-2010/337 E.K.sayılı ilamında uyuşmazlık imalatçının sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat alacağı olarak nitelendirilmiş, yerel mahkemece de uyuşmazlığın bu niteliği gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Buna göre; uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında, davalının imal ettiği kamyonlarda meydana gelen arızalar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, araç tamirine ilişkin bir uyuşmazlık mevcut olmayıp, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesinindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2014 NUMARASI : 2006/14-2014/50 Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava ve birleşen dava, noterin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı (asıl ve birleşen dosyanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Sağlıklı bir temyiz incelemesi yapılabilmesi için davaya konu olayla ilgili olarak açılmış ceza dava dosyasının incelenmesi gerekmektedir....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, taşınmazın maliki olan babasının izni ile bina yaptığını ileri sürmüş ise de davacının bina yaptığı tarihte taşınmaz 1/2 hisse ile davacının babası ... oğlu ... ve 1/2 hisse ile dava dışı ... adına kayıtlıdır. Tapulu bir taşınmazda malikin rızası ile bina yapan kişinin ileride mülkiyetin kendisine devredileceği inancı taşıdığı düşünülerek iyiniyetli olduğu kabul edilebilir. Ancak, paylı mülkiyete konu taşınmazlarda paydaşların tamamı taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğundan paydaşlardan birinin rızası ile bina yapan kişi iyiniyet iddiasında bulunamaz. Bu durumda davacının temliken tescil davasında sübjektif koşul kanıtlanamadığından davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için, malzeme sahibinin iyiniyetli ve yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması yanında, yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 10/04/2009 gününde verilen dilekçe ile memurun sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 19/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....