Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/909 Esas KARAR NO : 2021/1093 DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/11/2021 KARAR TARİHİ : 03/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Çeşme Liman Başkanlığında akdedilmiş 10.08.2020 tarihli, ... belge numaralı Gemi Satış Sözleşmesi (Ek-1) ile davalı şirket tarafından davacı müvekkili şirkete, bağlama limanı Çeşme, bağlama no 2197932 olan ... isimli özel teknenin satışı yapıldığını, söz konusu ... isimli tekne satıştan bir süre sonra arızalanmış ve ......

    Dava, satılan aracın hukuki ayıplı çıkması ve zaptedilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Emniyet Müdürlüğü'nce dosyaya sunulan yazı cevabında, dava konusu aracın 17.9.2004 tarihinde pert total olduğu, el değiştirerek en son davacı adına kayıt gördüğü ayrıca 10.4.2007 tarihinde trafikten çekme işleminin yapıldığı bildirilmiştir. 18.4.2008 tarihli oto satış sözleşmesinde açıkça satıcı gözüken davalı, satılanın hukuki ayıbından ve zaptından dolayı BK.nun 189 ve devamı maddeleri gereğince sorumludur. Dava konusu aracın pert total olduğu ve trafikten çekme işleminin yapıldığı bildirildiğine göre, 2010/162-7203 davacının hukuki ayıplı satıştan dolayı aracın bedelini talebe hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile davacının, aracın hasarsız olduğuna ilişkin ... teşkil edecek davalının bir taahhüdünü isbatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      Mahkemece taraf delilleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ise de, raporda belirtilen ve mahkemenin kabul ettiği ''5.672,81-TL kredi çekiminden kaynaklanan faiz giderinin'' bu tazminata ilave edilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece satıştan kaynaklanan zarar olarak ispatlanamayan bu alacak yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        a götürmeleri gerektiğini şifahen belirttiklerini, ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nden araçtaki hasarın tespitini talep ettiğini, aracın ayıplı olduğuna ilişkin uzman bilirkişiler marifetiyle tespit yaptırıldığını, daha sonra 30 günlük süre içerisinde 19.12.2012 tarihinde tespite ilişkin bilgi ve belgeler de eklenerek ihtarname çekildiğini, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, ayıpsız misliyle değiştirilmesini bunun mümkün olmaması halinde ücretsiz onarım yapılmasını ve onarım yüzünden araçta oluşan değer kaybının veya fatura bedelinin en yüksek faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 4077 sayılı kanun çerçevesinde ayıplı mal nedeniyle sözleşmenin feshi, ayıplı aracın iadesi ile satış bedelinin tahsili isteğine ilişkindir....

          SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ------ plaka nolu aracı davacıya sattığını, satıştan önce araç ile ilgili davacı alıcıya tüm tamirat ve bakımları bildirdiğini, aracın ---- ayında ----- geçtiğini, aracın tüm bakımlarının eksiksiz olduğunu, kusursuz ve ayıpsız olarak davacıya teslim edildiğini, TTK 23.maddesine göre "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

            - K A R A R - Dava, ticari satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkiline satılan oto lastiklerinin ayıplı olduğunu, kullanma sırasında ortaya çıkan bu ayıbın sözlü olarak bildirildiği gibi 31.08.2005 tarihli noter ihtarı ile de davacıya bildirildiğini ancak davacının müvekkilinin oyaladığını, iddiaya konu malların halen müvekkilinin depolarında bulunduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir....

              Ancak satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcuttur. Gerek Dairemiz uygulamalarında ve gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Buna göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmelidir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oranın, satış bedeline uygulanması yönünde bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak neticesine göre talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yönden istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....

                Müdürlüğünün talebi üzerine taşınmazın tapu kaydına 1998 yılında özel Orman şerhi konulduğunu, bu haliyle taşınmazın hukuki ayıplı hale geldiğini, inşaat yapılamadığını ileri sürerek, 280.000 YTL zararın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir. HUMK’nun 76.maddesi hükmü uyarınca iddia ve delilleri bildirmek taraflara, hukuki tavsifi yapmak ise hakime ait olup, davacının gerek dava dilekçesi ve gerekse yargılama sırasındaki dilekçelerinden taşınmazın hukuki ayıplı hale gelmesi nedeniyle taşınmazın raiç değerini tazminat olarak istediği duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık ve belirgindir. Davacı talep ettiği tazminat miktarını açıklarken taşınmazın ayıplı değerini tenzil etmemiştir. Yani davacı B.K.’nun 202.maddesi gereği fesih hakkını kullanmıştır....

                  - K A R A R - Dava, satıştan kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazının iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, taraflar arasında distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, üretimini durdurmuş olan davacının deposundaki malları tüketmek amacıyla müvekkili ile irtibat kurduğunu, ellerindeki hazır malları gönderip, bu malların tamamlayıcı parçalarını üretmedikleri için gönderemediğini, müvekkilinin PVC pencere üretimi yaptığını, eksik ayıplı malzeme gönderilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    - K A R A R - Dava satıştan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı vekili hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, esas yönünden de davacının müvekkiline fahiş fiyatla ve kalitesiz malları getirmeye başladığını, müvekkilinin ayıplı malların bedelini ödemekle yükümlü olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiş ve davalı yanın yerleşim yerinin Ankara davacı alacaklı şirketin ise Ardahan olduğu bu nedenle ... İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı satışa konu malların davalının ...'...

                      UYAP Entegrasyonu