- K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, ayıplı mal satışından kaynaklı tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesinin Dairemizin görevi dışında olup, 13. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/4/2015 tarihli ve 6644 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 03/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tacirler arasındaki ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık satım sözleşmesi konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı mal satışı kapsamında maddi ve manevi tazminat alacağının oluşup oluşmadığı ve kapsamı ile cari hesaptan kaynaklanan alacağın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Asıl dava ayıplı mal satışından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi ile satım sözleşmesi kapsamında satım bedeli için verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Birleşen dava ise cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
- K A R A R - Davacı vekili, mal satışından kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alınan malların ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı tarafından süresinde usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulmadığından davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirilmesine göre, uyuşmazlık; tacirler arası ayıplı araç satışından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, kararın temyiz incelemesi Yüksek .... Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Daha önce .... ve .... Hukuk Daireleri tarafından da gönderme kararları verildiğinden, ... Başkanlar Kurulunun 04.02.2010 tarih ve ... sayılı kararı uyarınca, üçüncü Dairece başka bir daireye gönderme kararı verilmeden dosyanın işbölümü uyuşmazlığının çözümlenmesi için doğrudan Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, ........2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, mal satışından kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf duruşmalara katılmamış, davalı vekili dilekçesine vekaletnamesini ekleyerek davadan yeni bilgisi olduğunu, davalı vekili olarak kabulünü talep etmiş bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde müvekkili şirket defterlerinin de incelenmesini istemiştir....
Somut olayda; davalının 4077 Sayılı Yasanın 3/f maddesi anlamında satıcı olmadığı gibi,uyuşmazlık 2004 model opel corsa marka H.Otomobilin ayıplı olduğu iddiası ile 2.135,00.- YTL. Tazminat istemi ile 2. El otomobil satışından kaynaklanmakta olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasa kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; ayıplı mal satışından dolayı onarılan araçta oluşan değer kaybı tazminatına ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde aracın misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde araç bedelinin iadesini talep etmiştir. Yargılama esnasında davacı tarafından aracın 3. bir kişiye satılmasından dolayı misli ile değişimin veya bedel iadesinin fiilen mümkün olmayacağı gerekçesi ile aracın ayıpsız satışı ile ayıplı satışı arasındaki farkın (değer kaybı zararının) ıslah ile talep edildiği anlaşılmıştır....
ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2014 NUMARASI : 2012/302-2014/120 Uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından davalının ticari faaliyeti kapsamında araç satışını gerçekleştirdiği, aracın satışından sonra ayıplı olduğunun anlaşılması nedeniyle araca yapılan giderlerin ve bu nedenle uğranılan maddi zararın davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girdiği, davalının ise yasanın yaptığı “satıcı” tanımına uyduğu anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ......