Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında kayış alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, alacak konusu yapılan malların ayıplı olduğunu, ayıplı malların davacıya iade edildiğini, bu nedenle takip konusu alacağın doğmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, keşifte incelenen iki çeşit ve iki parça kayışlarda üretici firmaya ait bilgilerin olmadığı incelenen kayışların davacı tarafın alacağına dayanak mallar olduğu hususunun ve ayıplı olduğu ileri sürülen malların iade olunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; "...Tüm dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın ayıplı ifadan kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Dava, araç satış sözleşmesine dayalı olarak açılan ayıplı mal satışı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davacı yanın tacir olmadığı, satışa konu aracın hususi olduğu, bu suretle iş bu davanın mutlak ya da nisbi ticari dava niteliğini taşımadığı ve genel mahkemenin görevli olduğu kanaatine varılmakla, Mahkememizin görevsizliği sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkememizce dava konusu arızalar arasındaki illiyet bağının tespiti ve davalının sorumluluğunun belirlenerek tazminat bedelinin hesaplanması bakımından dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, düzenlenen 19/07/2022 tarihli bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmış ve hükme esas alınmıştır. Davacı vekili 13/09/2022 tarihli açıklama/ıslah dilekçesi ile; ödenen iş bedeli ve ayıplı eksik ifa nedeniyle oluşan zarara ilişkin olarak 100,00 TL olan tazminat talebinin 50,00 TL sinin davalıya ödenen iş bedeli, 50,00 TL sinin ise davalının ayıplı ve eksik ifası nedeniyle oluşan zarar bedeline ilişkin olduğunu, davalıya ödenen iş bedeline ilişkin tazminat talebini 20.389,95 TL'ye, davalının ayıplı ve eksik ifası nedeniyle uğranılan zarara ilişkin tazminat talebini 32.259,83 TL'ye yükselttiğini, tamirat boyunca araçtan yararlanılamaması nedeniyle oluşan zarara ilişkin olarak 100,00 TL olan tazminat talebini ise 5.550,00 TL'ye yükselttiniği beyan etmiştir....
Tüketici Mahkemesinde yapılan tespit sonucunda tespit edildiğini, aracın parçaları üzerindeki kalın karbon tabakasının ayıplı yakıt neticesinde oluştuğunu, müvekkilinin ayıplı yakıt sebebiyle 27.977,84 TL zarara uğradığını belirterek bu tutarda maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Petrol AŞ. vekili ,davacının söz konusu yakıtın müvekkiline ait istasyondan alındığını ispat etmesi gerektiğini, aracın yakıt alımından (9) gün sonra arızalandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... AŞ. vekili ,müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu araç üzerinde taşıtmatik cihazı bulunmasının başka bir şirketten akaryakıt alınamayacağı anlamına gelmediğini, davacının araç deposunda bulunan yakıtın BP ürünü olup olmadığının ispata muhtaç olduğunu, incelenen numunenin müvekkiline ait akaryakıtların sahip olduğu ayırt edici marker niteliğine dahi haiz olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
-KARAR- Dava, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı vekili müvekkili ile dava dışı borçlu arasında araç satımı ile ilgili sözleşme yapıldığını ve bedel bakımından alacaklı konuma geldiklerini; düzenlenen bonoya dayalı olarak da icra takibi yaptıklarını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının alacağını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlayamadığı; dava dışı borçlunun takibi icra dairesinde kabul edip, mal beyanı olarak bedeli paylaşıma konu aracı gösterdiği ve araç üzerine haczin konulduğu; bu tavrın muvazaaya karine teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı alacağın kaynağını araç alım satımına dayandırmış ve bu konuda Av. ...lu’nun yetkilendirildiği ve adını içeren noterce 12.05.2004 tarihinde düzenlenmiş vekâletnameyi ve 120.000,-TL bedelli satış sözleşmesini sunmuştur. Takip ise 14.05.2004 tarihinde başlatılmıştır....
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, 01/07/2013 tarihinde davalıdan araç satın aldığını, 27.02.2014 tarihinde ekspertiz yaptırdığını ve aracın sol arka kapısında boya yoğunluğu olduğunun tespit edildiğini bu durumda aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini aksi halde bedel iadesi veya semen tenziline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak tüketicinin açtığı seçimlik hakların kullanılması istemine ilişkindir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten toplam 147.803 ... tutarında satın almış olduğu iplikleri birkaç ay sonra halı dokumasında kullanmaya başlamaları üzerine ipliklerde kırılmalar meydana geldiğini ve ayıplı olduğunu farkettiklerini, durumu davalıya bildirmelerine rağmen davalı şirketin kendilerini oyaladıklarını ve sonrasında da malların satımına dair paranın bir kısmının ödenmediği gerekçesiyle müvekkili şirkete ihtar çektiklerini ileri sürerek, satın alınan malların ayıplı çıkması sebebiyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve malların bir kısmı için ödenen 73.000 ... bedelli çekin ödemesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının satın aldığı mallara karşılık müvekkili şirkete 73.000 ve 74.500 ...'lik 2 adet çek verdiğini, verilen 74.500 ...'...
Tüketici mahkemesinden aldığı Yargıtay incelemesinden geçmiş ilamla araç bedelinin iadesine karar verildiğini, aracın ayıplı olduğu süre içerisinde kullanım imkanı bulunmadığından otoparka bıraktığı ve otopark bedeli olarak 6.136.00 TL ödediğini, ayrıca araca ihtiyacı olduğu için araç kiralamak zorunda kaldığını aracın otopark da kaldığı süre içerisinde toplam 35.500,00 TL araç kiralama bedeli ödemek zorunda kaldığını, araç için kasko sigorta poliçesi yaptığını bunun içinde 2.484,19 TL ödediğini, zorunlu mali sorumlu sigortası için 661,24 TL ödediğini, motorlu taşıtlar vergisi olarak 3.840,50 TL ödediğini, ayrıca yeni aldığı aracın ayıplı çıkmasından dolayı huzurunun bozulduğunu mali sıkıntılar yaşadığını bu itibarla da manevi zarara uğradığını ileri sürerek 48.621,93 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya satılıp teslim edilen aracın ayıplı olup olmadığı, araçta gizli ayıp bulunup bulunmadığı, davalının ayıptan sorumlu olup olmadığı, ayıp nedeni ile davacıya ödenmesi gereken miktarın ne olduğu hususlarında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, araç satımına dayalı ayıp nedeni ile onarım bedeli ve sonradan ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine onarım sonucu oluşan hasar kaydı nedeni ile değer kaybı istemini konu almaktadır....