Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3 Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3 Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 21/10/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın sözleşme kapsamında çiftçiye verilen fidanların hastalıklı-ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 19/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kural olarak ayıplı mal satışı ve hatalı üretim nedenlerine dayalı olarak açılan davalarda, ayıp ve hatalı üretim hususlarının saptanması durumunda ithalatçı firmanın sorumluluğundan söz edilemez. Davacı tarafından dava konusu araca ilişkin garanti belgesi dosyaya sunulmadığı gibi, garanti belgesinin bulunamadığı da 14.01.2013 tarihli dilekçe ile bildirilmiş ve ayrıca davalının, garanti belgesinde imzasının bulunduğu da iddia edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu araca ilişkin satım sözleşmesinin tarafı olduğu ve garanti belgesinde isim ve imzasının bulunduğu ispatlanamayan davalıya husumet yöneltilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda, davacının davalıya sipariş ettiği malların bedeli karşılığında dava konusu bononun düzenlendiği, ancak ancak davalı tarafın edimini kısmen yerine getirdiği, göndermesi gereken malların tamamını göndermediği gibi gönderdiği malların da ayıplı çıktığı, bunun üzerine davacının ayıplı malları iade etme hakkını kullandığı, daha sonra ise davalının sözleşmeye uymayarak davacıya göndermesi gereken malların teslimini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına uğranılan zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Harçlar Kanunu 32.maddesine gereğince, yargılama harçları tamamlanmadan müteakip işlemler yapılamaz. Harç hususu kamu düzenine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ İstinaf eden-davacı vekili tarafından; Mahkemece yetersiz araştırma ve incelemeye dayanan bilirkişi raporunun esas alınarak hüküm tesis edildiği, ayıp ihbarının satım sözleşmesinden itibaren 3 yıl değil, 9 ay 23 gün sonra yapıldığı, servis tarafından form vs düzenlenmemesindeki kusurun müvekkiline atfedilemeyeceği bildirilerek başvurulmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık satım sözleşmesine konu cihazın ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise bundan davalı yanın sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesini konu alan cihazın üretimden kaynaklanan ayıplı olduğu iddiasına dayalı cihazın iadesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır....
Davacı eldeki dava ile davalıdan satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu savunarak, araç satış bedeli, araçtan sökülüp alınması mümkün olmayan araç için harcanan masraflar ile maddi ve manevi tazminata karar verilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava konusu aracın malikinin davacının babası olan... olduğu, davacının tarafı olduğu alım-satım ilişkisinin bulunmadığı, ayıplı mal veya hizmet iddiasına dayalı dava hakkının araç malikine ait olduğu, davacının bu davada husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde dava konusu aracın ... 4. Noterliğinin 25.12.2015 tarihli araç satış sözleşmesi ile dava dışı...tarafından davacı ...’e satıldığı ve aracın malikinin dava tarihi itibariyle ... olduğu anlaşılmaktadır. Araç maliki ... olduğundan davacının eldeki davada aktif husumet ehliyeti bulunmaktadır....
AŞ, tacirlik sıfatı ile iplik ve halı üretimi ve ticareti yapmakta olduğunu, ticaret sicil kayıtlarında müvekkilinin yaptığı iş niteliğinin açıkça görüldüğünü, ... olarak ticari iş niteliğinde yatak ya da karyola satımı, üretimi, ithalatı ya da ihracatı yapmadığını, söz konusu dava açısından da davaya katılımı sağlayacak herhangi bir sıfatı mevcut olmadığını, ayrıca davacı tarafla müvekkili şirket arasında kurulmuş bir sözleşme alım -satım işlemine ait herhangi bir ticari belge ve fatura da bulunmadığını, bu nedenlerle davanın müvekkili ... İplik Tekstil Mobilya Sanayi ve Tic.A.Ş. Yönünden reddine yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan davacı/satıcının ayıp iddiasına dayalı satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça dosyaya sunulan 29/12/2014 tarihli irsaliyeli fatura incelendiğinde davalılardan ... TEKSTİL TURİZM PAZ. TİC. LTD. ŞTİ....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan servis işlerinde kullanmak amacıyla satın aldığı aracın sürekli arızalandığını, servis tarafından aracın motorunun değiştirildiğini, arızaların devam ettiğini belirterek, ayıplı malın ayıpsız mal ile değişimine, mümkün olmaması halinde ödenen 84.196 TL nin satım tarihi olan 22/09/2011 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline ve şimdilik 10.000 TL maddi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah yoluyla maddi tazminat talebini 12.198 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, aracın ayıplı olmadığını, araçtaki arızaların giderildiğini, halen davacı tarafından aracın sorunsuz olarak kullanılmakta olduğunu, aracın değiştirilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, maddi tazminat isteminin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Bilirkişiler, raporda aracın boyasının fabrikasyon olduğunu, boya kabarmalarının dış etkenlere bağlı olarak oluşmadığını, dava konusu ayıbın kullanım hatasından kaynaklanmadığını ve aracın bu haliyle gizli ayıplı olduğunu tespit etmişlerdir. Dava, aracın boyası ile ilgili ayıp iddiasına ilişkin olduğuna göre oluşturulan bilirkişi heyetinde ehil bilirkişi olarak kimya mühendisinin bulunması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ehil bilirkişilerden oluşmayan bir heyetten alınmış olup bilimsel verilere dayalı olarak hazırlanmamıştır. Hal böyle olunca; mahkemece, kimya mühendisinin de olduğu bilirkişi heyetinden bilimsel verilere dayalı ve denetime açık rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken usule uygun olarak oluşturulmamış bilirkişi heyetinden alınan ve yetersiz olduğu anlaşılan rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....