Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/1- (k) maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davacı, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 9....

    Müdahil davalı vekili, davalı yüklenici şirketin 20.11.2009 yapılan temlik sözleşmesi ile davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacakları temlik aldığını inşaatın seviyesinin %90 olduğunu, davacıların sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmediklerini, savunarak davanın reddini istemiştir....

      Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2018 gün, 2018/1 sayılı iş bölümü kararı ile 01.07.2016 tarihinden sonra arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanıp temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak Yargıtay'a gelen dosyaların temyiz ve karar düzeltme taleplerini inceleme görevi Dairemize verilmiş ise de; az yukarıda açıklandığı gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklandığından karar düzeltme talebini inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, benimseyerek temyiz incelemesini yapan Yüksek 23. Hukuk Dairesi'nin görev alanında kalmaktadır. Ancak anılan Dairecede görevsizlik nedeniyle gönderme kararı verildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

        Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen bağımsız bölümü harici satım sözleşmesiyle yükleniciden satın alan davacı, yüklenicinin arsa payı karşılığı zaten yapmaya zorunlu olduğu imalata katkıları sebebiyle arsa sahibinden talepte bulunamaz. Davacı böyle bir talebi, ancak, akidi olan yükleniciye karşı ileri sürebilir. Ayrıca, davacı tarafça, davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm haklarının temlik alındığına ilişkin herhangi bir iddia ve delil de ileri sürülmemiştir. Bu durumda, mahkemece, davacının inşaata yaptığı katkı ile ilgili istemin de davalı arsa sahipleri yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirdi. Ne var ki; davacının inşaata yaptığı katkı ile ilgili istemine ilişkin, davalı arsa sahipleri yönünden davanın erken açıldığı yönündeki gerekçe, davalı arsa sahiplerince temyiz edilmediğinden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmuştur....

          Şti. arasında davacıların muvafakatı olmaksızın ortak gayrimenkul hakkında yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi daha imzalandığını, bu sözleşme ile davacıların haklarının ihlal edildiğini ve sözleşmeye konu projenin uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek 31.07.2013 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların yetkilisi olduğu şirket ile imzalanan sözleşmenin tüm arsa sahipleri ile yapılmadığından geçersiz olduğu, davaya konu iptali istenen sözleşme yönünden ise taraflarının fesih yönünde iradeleri bulunmadığı, davacıların imar yönetmeliğine aykırı olduğunu iddia ettikleri projenin sözleşme şartlarına uygun olarak çizdirildiği ve 15.04.2015 tarihinde onaylanmış olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

            Şirketi ile akdetmiş olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu olan taşınmaz arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra davalı şirkete devredilmiş olup 02.07.2012 tarihinde taşınmaz davalı şirket tarafından davalı Cengiz Dilek'e devredilmiştir. Yargıtay'ın, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, sözleşmeden dönülmesinden sonra sonuçların ayni etkili olduğu yönünde kararları vardır. Bu görüş çerçevesinde, iş sahibinin sözleşmeden dönmesi ile yükleniciye devredilen arsa paylarının mülkiyeti kendiliğinden iş sahibine döndüğünden , yüklenici üzerindeki tescil de yolsuz hale gelmektedir....

            Bu sözleşme hükümleri incelendiğinde, ....., dava dışı arsa sahipleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yapacak, ...'nin arsa sahipleri ile yaptığı sözleşmeye konu binaları imal edecektir. Bu saptama nazara alındığında, taraflar arasındaki sözleşme, “Adi Ortaklık Sözleşmesi” olup, mahkemece, hatalı değerlendirme yapılarak, taraflar arasındaki sözleşmenin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olduğu ve resmi şekle tabi olduğu gerekçesine yer vermiştir. TBK'nın adi ortaklığa ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir....

              Noterliğinin 20.05.2014 tarihli, ... yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı şirket ile ... arasında Aksaray 4. Noterliğinin 23.09.2013 tarihli, ... yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, davalı şirket ile ... arasında Aksaray 4. Noterliğinin 14.06.2013 tarihli, 3131 yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedilmiş olup, davalı şirkete aynı taşınmazın hissedarlarınca tapuda satış adı altında yapılan temliklerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifası için yapıldığı, dolayısıyla gerçek anlamda satış iradesinin bulunmadığı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği sözleşmenin taraflarından birinin edimini yerine getirmemesi halinde devredilen payın her zaman geri istenebileceği gözetilerek satış amacı bulunmayan bu temliklerden dolayı dava ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir....

                Davalılar vekili, dava dışı arsa sahipleri ile yapılan 27.09.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ek olarak, protokol imzalandığını bu protokolün davacının şirkete ortak olduğu dönemde imzalandığı için davacıyı bağladığını, protokolde teslim süresinin 27.06.2010 olarak yenilendiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Böyle bir durumda da bir taraf edimini yerine getirmiş kabul edilemez. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller dosya kapsamına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2-Yukarıda belirtilen ilkeler ve yapılan açıklamaların ışığında somut olayın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri de, Borçlar Kanununun 355. maddesinde tanımlanan "eser sözleşmesinin bir türü olup, karşılıklı haklar sağlayan ve borçlar yükleyen iki taraflı sözleşmelerdendir....

                    UYAP Entegrasyonu