Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi’nce değiştirilerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle tapu kaydının iptâli ve tescil kararı verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; dava konusu olayda bir inşaat yapımına başlanmamıştır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi sonrasında arsa payının devredilmesi, aradan 10 yıllık bir zaman geçtikten sonra da diğer davalıya devri söz konusudur. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibinin borcu inşaat yapılacak arsayı yükleniciye devretmek, yüklenicinin borcu ise inşaatı yaparak kararlaştırılan taşınmazların arsa sahibine devretmek şeklinde karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme söz konusudur. Sözleşmenin feshi halinde, iki taraf da aldıklarını iade edeceklerdir. Yükleniciden taşınmaz satın alan kişilerin de devir yükümlülüğü doğmaktadır....

    - KARAR - Davacı vekili asıl davada, davalı yüklenici şirketin, taraflar arasında düzenlenen 20.02.2013 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, şirket yetkilisi ...’ın, müvekkilinden aldığı vekaletname ile kötüniyetli olarak sözleşmeye konu parselin bir kısım hissesini, akrabası olan ...’a tapu devrettiğini, sözleşmenin uygulanma ihtimalinin kalmadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshini talep ve dava etmiş, davalılar ... ve ... aleyhine açtığı birleşen davada ise anılan hissenin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar, davaların reddini istemişlerdir....

      Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ayıp ve eksik iş bedeli ile geç teslimden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesi'nce bozulmuş, davalı vekili bozma kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Davacı hissedarı olduğu taşınmaz ile ilgili diğer arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında 23.08.2006 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre teslim tarihinin ruhsat tarihinden itibaren 16 ay olduğunu, zamanında tamamlanmayan inşaat için sözleşmeye göre rayiç kira bedeli istendiğini ayrıca davacıya düşen bağımsız bölüm ve ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep etmiştir....

        Somut olayda, taraflar arasındaki 11.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi adi yazılı şekilde yapılmasına rağmen inşaatın tamamlanması sebebiyle geçerli hale gelmiştir. Bu nedenle mahkemenin sözleşmenin geçersiz olduğu yönündeki kabulünde isabet yoktur. Ayrıca, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar TBK'nın 147/6. maddesi uyarınca beş yıllık zaman aşımına tabiidir. Davacı arsa sahibinin kendisine düşen bağımsız bölümleri başkasına satarak devretmesi, bağımsız bölümleri zımnen kabul ettiği anlamına gelmeyeceği gibi sözleşme gereği eksiklik nedeniyle tazminat istenmesine de engel değildir. Bu nedenle davacı arsa sahibi beş yıllık zaman aşımı süresi içerisinde eksik ifa nedeniyle alacak talebinde bulunabilir....

          Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

            Ticaret Mahkemesince verilen 06.09.2012 gün ve 83-204 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan yıkım kararının ve gecikme cezasının iptâli ile tazminat isteğine ilişkin olduğundan ... ...'nun 09.02.2012 gün ve ... sayılı kararı uyarınca bu tür davalardan kaynaklanan temyiz istemlerinin .... Hukuk Dairesi'nce incelenmesine karar verildiğinden dosyanın anılan daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli ... ....Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

              Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu’nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                Davacının da müşterek paydaş ve arsa sahibi sıfatıyla imzaladığı 20.02.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden öngörülen koşullarla, sözleşme konusu taşınmaza inşaat yapımını, davalı kooperatif yüklenmiştir. Yapılan inşaatlarda (I) bloktaki 13. numaralı dairenin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan paylaşıma göre davacıya ait olduğu çekişmesizdir. Toplanan tüm deliller ve bilirkişi kurulu raporu ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yüklenici davalının, sözü edilen 13 numaralı daireyi, 28.05.2001 tarihinde davacıya tamamlanmış olarak teslimi gerekirken, “teslimde temerrüde” düşmüş olduğu açıklıkla anlaşılmaktadır. Gecikme tazminatı istenen 28.05.2001-10.06.2005 tarihleri arasındaki süre içinde yüklenici davalının, borçlu temerrüdü gerçekleşmiştir....

                  Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan dava ve işlere asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılacağına dair özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yine, davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kira mahrumiyeti alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istenmekte olup, taraflar arasında HMK'nın 4. Maddesinde belirtilen bir kira sözleşmesi olmadığı gibi, sulh hukuk mahkemesinin görev alanına giren kira alacağı talebi de bulunmamaktadır. Bu nedenle, davayı görüp sonuçlandırma görevi asliye ticaret mahkemesine veya sulh hukuk mahkemesine değil, asliye hukuk mahkemesine aittir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili ve görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yazılı şekilde sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi hatalı olmuştur....

                    Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanuna göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu