Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği’nin 21 Mayıs 2007 günlü Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalanmış, sözleşmenin 20. maddesinde 22 Mayıs 2007 tarihinde yükleniciye ait 6 adet bağımsız bölümün tapu kaydının arsa sahipleri tarafından yükleniciye verilmesi kararlaştırılmış, yükleniciye ait diğer bağımsız bölümlerin devir zamanları ise sözleşmenin 29. maddesinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin imzalandığı günde takip eden yevmiye numarası ile aynı noterlikçe düzenlenen vekâletnameyle arsa sahipleri vekâletnamede belirtilen 8 adet bağımsız bölümün satışı için davacı yüklenicinin kardeşi olduğu anlaşılan ...’ü vekil tayin etmişlerdir. Davacı yüklenici vekili sözleşmenin 20. maddesi gereği kendisine devredilmesi gereken 6 adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarının verilmediğini iddia ederek, bunlar ile sözleşmenin 29. maddesine göre hakettiği 5 adet bağımsız bölümün müvekkili adına tescili isteminde bulunmuştur....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 10/02/2021 NUMARASI: 2020/4 Esas, 2021/135 Karar DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması KARAR TARİHİ: 03/06/2021 Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, Dairemiz Başkanı ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 08/07/2015 tarihinde aralarındaki sözleşme gereğince 890.000 ABD Doları karşılığında taşınmaz alımı konusunda anlaştıklarını, taşınmazın imar durumunun yapılaşmaya uygun olmadığının tespiti akabinde taraflar arasındaki sözleşmenin haricen fesih edildiğini, sözleşme bedelinin davalıya iadesi için 30/09/2018 ödeme tarihli 100.000 ABD Doları bedelli, 30/10/2018 ödeme tarihli 100.000 ABD Doları bedelli, 30/11/2018 tarihli...

      Ancak dava tarihinde kayden malik değil ise sözleşmenin ifa olanağından söz edilemez. 2. Sözleşmede ödendiği yazılan satış bedelinin alınmadığı savunması ancak aynı güçte yazılı delille kanıtlanmalıdır. 3.a-Somut olayda; vaat borçlusu davalının satış sözleşmesinin düzenlendiği tarihte ve dava tarihinde kayden malik olmadığı bu hali ile sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil isteminin reddinde bir usulsüzlük görülmemiştir. b-Davadaki ikinci kademedeki istek olarak ileri sürülen tazminat talebinin dayanağı BK'nun 96. maddesidir. Madde gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır....

        Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak (uyarlama) hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı takdirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Bazen de sözleşmede olumlu ve olumsuz intibak (uyarlama) kaydı bulunmakla beraber, bu kayda dayanılarak sözleşmenin kayıtla birlikte aynen uygulanmasını talep etmek TMK. nun 2/2 maddesi hükmü anlamında hakkın kötüye kullanılması manasına gelebilir. Böyle bir durumda sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir isabetsizlik çıkmışsa uyarlama yine yapılmalıdır. İşlem temelinin çöküşüne ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kaynak olarak TMK.nun 1, 2 ve 4.maddelerinden yararlanılacaktır. İşlem temelinin çöktüğünün dikkate alınması dürüstlük kuralının gereğidir. Diğer bir anlatımla durumun değişmesi halinde sözleşmede ısrar etmek dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olur....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/457 E. sayılı dosyası ile söz konusu ipotek bedelinin günümüz koşullarına uyarlanması talebiyle açmış olduğu davanın mahkeme tarafından reddedildiğini ve anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, miras ortaklığı söz konusu olup davacının münferiden dava açma yetkisi olmadığını, davacının ipotek bedelinin uyarlanması talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, huzurdaki dava, sözleşmenin kurulmasından yaklaşık 40, sözleşmenin tarafı olan miras bırakanın ölümünden ise yaklaşık 25 yıl sonra açıldığını, şu halde sözleşmenin davacı tarafından benimsendiğinin kabulü gerektiğini, ipotek alacaklıları aleyhinde ipoteğinde terkini talepli dava açıldığını belirtip davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          sözleşme ile bağlı oldukları ve sözleşme konusu edimlerini yerine getirmelerinin gerektiği, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme konusu malın üretiminde kullanılan hammadde fiyatında meydana gelen artışın tek başına sözleşmenin uyarlanması için yeterli olmadığı, kaldı ki sözleşme bedelinin TL olarak belirlendiği, mevcut hali ile ön görülemezlik koşulunun dava konusu olayda gerçekleşmediği ve sözleşmenin uyarlanması yada fiyat farkı verilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Yargıtay HGK 28/11/2019 tarih, 2017/13-515 e, 2019/1233 k)....

            Hukuk Mahkemesinin 2006/33 Esas 2006/176 Karar sayılı kararının kesin hüküm oluşturduğu; kesin hükmün, olumsuz dava şartı olup yargılamanın her aşamasında istek olmasa bile re’sen nazara alınmasının gerektiğine göre, davacı vekilinin tapu iptali ve tescil davası yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir. 2) Tazminat davasına ilişkin temyiz istemi yönünden ise; Davacı taraf, çekişmeli taşınmazı ... ... Belediyesi'nden 1997 yılında satın alındığı, bedelinin ödendiğini, ancak 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kaydının devrinin yapılamadığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ile adına tescilini, aksi takdirde ödenen paranın uyarlanması sonucu bulunacak miktarın davalılardan alınmasına karar verilmesi talebi ile terditli dava açmıştır. Davacı tarafın, tapu iptali ve tescil davası, kesin hüküm nedeniyle, tazminat isteminin ise zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

              Burada benimsenen ilkeye göre; zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da, o miktarda olmalıdır. Öyle ise, oluşan gerçek zarar ne kadarsa, tazminat da o kadar olacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 esas, 2010/427 karar; 15.12.2010 gün ve 2010/13- 618- 668 esas, karar ve 05.03.2003 gün ve 2003/19- 152 esas, 2003/125 karar sayılı ilamları). Davacının tazminat isteminin dayanağı Türk Borçlar Kanunu'nun 112. maddesidir. Buradaki borcun nedeni yüklenicinin taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü genellikle bir akde dayandığından buna akdi tazminat, borçlunun sorumluluğuna da akdi sorumluluk denir. Anılan madde ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır....

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin uyarlanması koşullarının oluşmadığı, 399.000,00 TL üzerinden vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

                Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık öncelikle sözleşmenin uyarlanması hususundadır.Davacı, kendisinden kaynaklı olmayan sebeplerle edimini yerine getiremediği iddiası ile ek süre talep etmektedir. Ne var ki davacının uyarlanmasını talep ettiği vefa hakkına ilişkin sözleşme geçerli şekilde yapılmış bir sözleşme olmadığından davacının taşınmazı geri alabilmesi yönünden öngördüğü sürelerin uyarlanması veya tapu iptal ve tescil talebinin değerlendirilmesi yasal olarak mümkün değildir. Terditli talep yönünden de sunulan adi yazılı protokolün inançlı bir temlik olmadığı, iki tarafa borç yükleyen sözleşme gereği davacının edimlerini yerine getirmesi koşuluyla tapunun tekrar devrine ilişkin olduğu ve mülkiyetin nakline ilişkin her türlü sözleşmenin de resmi şekilde yapılması gereği değerlendirilmekle istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu