Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, dosya kapsamı ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası olup TBK'nın 77 vd. maddelerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Davacı, mesleki sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında üçüncü kişinin zararı olarak icra dosyasına ödediği paranın, üçüncü kişinin zararının daha az olduğunun anlaşılmasından sonra, fazla yatırdığı paranın davalı tarafından sebepsiz yere çekilmesi nedenine dayalı olarak davayı açmıştır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Bu nedenle, somut olayda 6102 sayılı Kanun'un 1473. vd. maddelerin uygulanma imkanı yoktur. Bu duruma göre, somut olayda, davalı avukattır....

    Sebepsiz zenginleşme nedeniyle rayiç bedelin tazmini istemine gelince; Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

    Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir....

    Arasında yapılan sözleşmesini geçersiz oluğunu kabul etmekte ancak geçersiz sözleşmeye dayalı olarak müvekkile sorumluluk yüklediğini, bunun hukuka aykırı olduğunu, geçersiz sözleşmeler taraflar açısından hak ve borç doğurmayacağını, sözleşmede sebepsiz zenginleşen yine sebepsiz zenginleşme gereği iade yükümlülüğü altında olduğunu, müvekkilinin zenginleşmesinden bahsedilemeyeceğini, yerel mahkeme her ne kadar sözleşmede şirket müdür ve yetkilisinin müteselsilen sorumluluk üstlendiği ve sözleşmenin imzalanmasıyla bunun kabul edildiğini belirtmiş ise de müteselsil sorumluluk ancak kanundan veya sözleşmeden doğacağını, olayda kanundan doğan bir sorumluluk olmadığını, yapılan sözleşmenin geçersiz olması sebebi ile sözleşmeden doğan bir müteselsil sorumluluk olmadığını, yerel mahkemenin müteselsil sorumluluğun müvekkil tarafından kabul edildiğine dair gerekçesi kendi içinde dahi çelişkili olduğunu, hukuka aykırı olduğunu, davacının alacağı olduğunu, davacı ile yapılan geçersiz sözleşenin tarafı...

    Somut olayda davacı ..., bir yandan tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden uğradığı zararın tazmin edilmesini, diğer yandan da, davalı gerçek kişilerden sebepsiz zenginleşme alacağı talep etmektedir. Ancak bu iki istek birlikte talep edilemez. Zira, mahkemece TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminata hükmedildiği takdirde, sebepsiz zenginleşme alacağı ortadan kalkacaktır. Aksi durumda yani mahkemece sebepsiz zenginleşme alacağına hükmedildiği takdirde ise, davalı Belediyenin TMK’nın 1007. maddesi uyarınca dava açabilmesi için tapu sicilinin tutulmasından doğan zararı sebepsiz zenginleşme alacağına kavuşmasıyla giderilmiş olacağından, bir başka anlatımla zarar olgusu ortadan kalkacağından TMK’nın 1007. maddesine göre, tazminat isteme hakkı kalmayacaktır....

      Söz konusu tazminat talebi yönünden bozma ilamı sonrasında, mahkemece, keşif esnasında beyanı alınan .... uzun yıllardan beri taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığını beyan ettiği, ancak emek ve para harcadıklarına dair somut beyanı bulunmadığı, taşınmaz üzerinde davacıların inşa ettiği muhdesat olmadığı, taşınmaza artı değer kattıklarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. .... Uyuşmazlık; daha önce kadastro harici taşlık alanın emek ve masraf harcanarak tarıma elverişli hale getirilmesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için, bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir....

        Ancak, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan temerrüde düşürülmesi gerekir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizinin işlemeyeceği açıktır. Somut olayda, davalı, dava tarihinden evvel temerrüde düşürülmediğinden sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece, ödeme tarihi olan 20.03.2012 tarihinden itibaren faize karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1 nolu paragrafında yer alan ''...20.03.2012 tarihinden..."ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yerine "...dava tarihi olan 04.10.2012 tarihinden ..."...

          Hukuk Dairesinin 2016/7232 Esas ve 2017/15515 Karar sayılı ilamında "Dava konusu uyuşmazlık, davalı Belediye'nin davacı hakkında zimmet suçundan şikayetçi olması sonucu savcılık tarafından yapılan soruşturma sırasında, davacı tarafından ödenen şikayete konu bedelin, soruşturma neticesinde davacı hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir." demek suretiyle benzer nitelikte eylemi sebepsiz zenginleşme olarak nitelemiştir. Yukarıda izah edilen sebeplerle, davacının davalı idareye ödediği bedele ilişkin sebep ortadan kalktığından dolayı ödediği bedelin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iadesini talep ettiği, Maliye Hazinesi tarafından mülkiyet hakkına dayalı olarak açılmış bir tazminat davasının söz konusu olmadığı, bu nedenle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'nin iş bölümü Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 21/06/2019 tarih ve 678 sayılı kararı ile belirlenen 4....

          Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukuki bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen bu sebep ortadan kalkarsa ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmesinin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Yine sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde veya mülkiyete dayalı dava açma olanağı bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve har halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar....

          T4 ASIL DAVA : Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Alacak KARŞI DAVA : Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Alacak (Dava Islahı) ASIL DAVA TARİHİ : 25/12/2015 KARŞI DAVA TARİHİ : 03/02/206 İSTİNAF GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2020 GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı T1 vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı arasında 21/04/1998 tarihinde Ankara 25....

            UYAP Entegrasyonu