Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: "Benzer davalara ilişkin Yargıtay 2015/19201 E. 2017/11165 K.sayılı ilamında; paydaşlığın giderilmesine konu olan taşınmaza, paydaşlar tarafından faydalı ve zaruri masraf yapılmış ise; bu masraf, diğer paydaşlardan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istenebileceği belirtilmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu muhdesatın yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülemez. Zira, vücuda getiren paydaş tarafından kullanılan muhdesatın, diğer paydaşlara herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Ekonomik yönden zenginleşme ve fakirleşmenin, satış suretiyle taşınmazdaki ortaklığın giderildiği anda gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

Hukuk Dairesinin 04/12/2014 tarihli ve 2014/18628 E., 14482 K. sayılı kararıyla; " Davacının aynı anda tescil ve tazminat talebinde bulunmadığı, çekişmeli taşınmazı davalı belediyeden satın aldığını iddia ettiğinden, tescil talebinin kabul olunmaması halinde davalı belediyeye ödediğini iddia ettiği taşınmaz bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazminat olarak iadesini talep ettiği, bu şekilde ileri sürülen seçimlik talebin birbiri ile çeliştiğinden söz edilemeyeceği, tazminat talebi yönünden işin esasının incelenmesi gerektiğinden" bahisle bozulmuştur....

    Düzenlemelerinin taraflar arasında bu tarihe kadar gerçekleşen işlemler ve ödemelerden kaynaklanan yükümlülükler yönünden borcu sona erdiren bir düzenleme olmadığı yönünde kanaat hasıl olur ise, geriye etkili fesih halinde taraflar birbirlerinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerekeceğinden, davacının davalıya fesihname tarihine kadar gerçekleştirdiği 04.07.2011 tarihinde 20.000TL, 26.12.2011 tarihinde 5.000TL. ve 04.04.2013 tarihinde 16.000TL olmak üzere toplam 41.000,00 TL'nin iadesinin gerekeceği, taraflar arasında imzalanan 22.04.2013 tarihli fesihnamenin "sözleşmeden dönme” veya "geriye etkili fesih” niteliğinde olduğu yönünde mahkemece kanaat hasıl olması halinde ve ancak fesihnamede yer alan "Bu tarihten itibaren söz konusu işlemlerden doğan hak ve yükümlülüklerimiz karşılıklı olarak sona ermiştir....

    Davacı vekili istinaf sebebi olarak; İpoteğin paraya çevrilmesi işleminin taraflar arasında var olan hukuki ilişkiden kaynaklı sözleşmeden ari olarak değerlendirilemeyeceğini, ipoteğin verilmesi/çözülmesi taahhüdünün asıl sözleşmenin bir parçası olup davalı yanın iş bu uyuşmazlığa konu olay nedeniyle sorumluluğunun da ''sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğu'' olduğunu, dolayısı ile uyuşmazlığın sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat olarak nitelendirilmesi ve davacının gerçek (güncel) zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yalnızca sebepsiz zenginleşme yahut istirdat olarak davası olarak nitelendirilerek karara bağlanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı Seç İnşaat vekili istinaf sebebi olarak; davacının 2010 yılında alacaklı olduğuna dair dava açtığını, ipotek sürecine ilişkin açıklama yapmakla yetindiğini, herhangi bir talepte bulunmadığını, Ankara 1....

      Davacı vekili istinaf sebebi olarak; İpoteğin paraya çevrilmesi işleminin taraflar arasında var olan hukuki ilişkiden kaynaklı sözleşmeden ari olarak değerlendirilemeyeceğini, ipoteğin verilmesi/çözülmesi taahhüdünün asıl sözleşmenin bir parçası olup davalı yanın iş bu uyuşmazlığa konu olay nedeniyle sorumluluğunun da ''sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğu'' olduğunu, dolayısı ile uyuşmazlığın sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat olarak nitelendirilmesi ve davacının gerçek (güncel) zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yalnızca sebepsiz zenginleşme yahut istirdat olarak davası olarak nitelendirilerek karara bağlanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı Seç İnşaat vekili istinaf sebebi olarak; davacının 2010 yılında alacaklı olduğuna dair dava açtığını, ipotek sürecine ilişkin açıklama yapmakla yetindiğini, herhangi bir talepte bulunmadığını, Ankara 1....

      Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77. vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2020 NUMARASI : 2016/389 ESAS, 2020/122 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Tapunun Haksız Ele Geçirilmesi Nedenli) KARAR : Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir. Davacı dava dilekçesinde özetle; yörede 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kendisini kullanım ve hakimiyetinde bulunan dava konusu 106 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, hileli olarak davalı adına tespitinin yapılarak kesinleştiğini, davalının daha sonra bu yeri dava dışı üçüncü bir kişiye sattığını ve bu suretle haksız bir kazanç elde ettiğini beyanla taşınmazın piyasa değerinin davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili ile kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir Taraflar arasındaki dava sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

        Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme borçlusunun bu tadilatların yapıldığı anda ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği ileri sürülmez. Zira, vücuda getiren tarafından kullanılan muhdesatın taşınmaz malikine herhangi bir katkısı bulunmamaktadır....

          Dosya kapsamından, uyuşmazlığın, 5434 sayılı yasa kapsamında emekli aylığı bağlanan davalıya ödenen emekli ikramiyesinin tahsiline ilişkin olduğu, davanın özü itibariyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin olup, 506 ve 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın 5510 sayılı Kanunun uygulanmasından kaynaklandığını ortaya koyacak yasada başka bir hüküm de mevcut değildir. Aksine, sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklanan bu davanın yasal dayanağı Borçlar Kanununun maddeleri olduğu ve sebepsiz zenginleşmeye ilişkin Borçlar Kanunu hükümlerini ilgilendirdiğinden, hukuki ve kanuni değerlendirilmeyi yapacak olan Mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

            Somut olaya gelince, davacı vekili 31.07.2009- 19.06.2013 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil bedelinin alınmadığının tespit edildiğini belirterek 998.491,09 TL kamu zararının sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince 19.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava tarihi 17.03.2021 olup bu tarih itibari ile 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği aşikardır. Ecrimisil ise haksız işgal tazminatı olup, bir maldan kullanma, yararlanma hakkı olmayan kişinin bu malı kullanması halinde malın sahibine ödemek zorunda kalacağı tazminat bedelidir. Sebepsiz zenginleşme hükümlerinin burada uygulanması imkanı bulunmamaktadır. Ayrıca dava esastan reddolunduğuna göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır....

            UYAP Entegrasyonu