Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar tarafı dava dilekçelerinde 266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini ancak davalının taşınmazın adına tespit ve tescil işlemi sonunda taşınmazı ifraz ederek iyiniyetli üçüncü kişilere sattığını, bu hale göre 266 ada 9 parselin satışı nedeniyle davalı tarafından müvekkiller aleyhine gerçekleşen sebepsiz zenginleşmenin karşılığı olarak bir miktar tazminatın hüküm altına alınması istemi ile dava açmışlardı. Yine davacıların dava dilekçelerinde tapu kaydının iptali veya adlarına tescil istemi bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere davacılar sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat istemi ile dava açmışlar olup davacıların iddia ettiği sebepsiz zenginleşme tarihi kadastro tespiti tarihinden sonra olduğu gibi dayandıkları maddi vakada kadastro tespiti sonrası hatalı oluştuğunu iddia ettikleri tapu kaydının ifrazı ile üçüncü kişilere satış işlemidir....

    Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.Ne var ki hukuken geçersiz sözleşmeden kaynaklanan bu nitelikteki bir uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre çözümlenip tasfiye edilebilmesi için öncelikle sebepsiz zenginleşme kapsamını tespitteki ilke ve esasların açıklanmasında zaruret vardır.Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür....

      Sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olduğu bir diğer hâl ise zenginleşmenin gerçekleşmemiş bir sebebe dayalı olmasıdır. Bir edimin ifası, gelecekteki bir olayın gerçekleşme ihtimaline binaen yapılmışsa ve bu ifadan sonra şart gerçekleşmezse edimi ifa eden aleyhine sebepsiz zenginleşme meydana gelmiş olur. Bu durum özellikle koşula bağlı sözleşmelerde karşımıza çıkmaktadır. Zira koşula bağlı alacağın koşul gerçekleşmeden önce ödenmesi durumunda koşul gerçekleşmezse fakirleşen zenginleşmenin iadesini isteyebilir (Eren, s. 901). 21. Hukukî sebebin ortadan kalkmış olması hâlinde de sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaktadır. Başka bir deyişle başlangıçta mevcut olmakla birlikte sonradan ortadan kalkan hukukî bir sebep de kazandırmayı sebepsiz zenginleşmeye dönüştürebilir. Kazandırmanın yapıldığı zaman geçerli olan bir sebep bulunmasına rağmen sonradan bu sebep ortadan kalkarsa, ortada sebepsiz zenginleşme olduğundan iadesi istenebilir. 22....

        Buna göre sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi zarar değil, alacaklının (davacının) malvarlığında meydana gelen eksilmedir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Somut olayda davacı; hem kesinleşmiş mahkeme kararı gereği davaya konu hafriyatı kaldırdığını hem de hafriyatı kaldırmak için gereken masrafı da davalılara ödediğini, böylece mükerrer ifada bulunduğunu iddia etmektedir. Bir başka deyişle, davacı tarafından; kesin hükmün ortadan kaldırılması değil, mükerrer ifada bulunduğu iddiası ile, fazladan yapılan ödemenin iadesi talep edilmektedir....

          Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz incelemesi dairemizin görevi dahilinde olmayıp ... .... ... Dairesine ait olduğundan, dosyanın adı geçen Daire Başkanlığı'na gönderilmesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Borcun varlığı ya da saikte bir yanılmanın söz konusu olmaması, yanılma söz konusu olsa dahi şüphenin, sebepsiz zenginleşme açısından yanılmayı ortadan kaldırması, uygulamada yargının, PMF Tablosu ve progresif rant yöntemi gereğince zarar tespitini kabul etmesi, bu durumda bakiye tazminat iddiasıyla açılacak bir davada zararın, yüksek olasılıkla PMF Tablosuna göre hesaplanma ihtimali olduğu, davacının bilgisindeyken artık davacı hesaplama yönteminde yanılgıya düştüğünden bahsedilemez. Kaldı ki davalı için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği tahkim yargılamasında müteveffanın babasının dikkate alındığı bilirkişi raporunda, davalı açısından bakiye tazminat alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Hakem Heyetinde babanın tazminat hakkından feragat etmesi nedeniyle onun payının dikkate alınmadığı rapor üzerinden hüküm tesis edilmiştir....

              TTK.nun 21/11.maddesinin uygulanabilmesi için aranan ön koşul, taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması zorunludur. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ya da haksız iktisapdan (sebepsiz zenginleşmeden) kaynaklanıyorsa bu hükmün uygulama olanağı yoktur. (Yargıtay HGK.nun 16.02.2000 tarih, 2000/19-90 E.-2000/96 K.sayılı ilamı). Bu nedenle, tacir olan davalı kurum ile davacı arasında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak sözkonusu olduğu için davada TTK.nun 21/2'nin uygulama olanağı olmadığından tacir olan davalı yönünden ticari iş niteliğinde kabul edilemeyeceğinden, mahkemece; yasal faiz yerine ticari faize hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir....

                Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; "Aynen Geri Verme İlkesi"ne göre düzenlenmiştir....

                Bu durumda davalı Hazine ve dava dışı ...... davacılar aleyhine sebepsiz zenginleştiği tartışmasızdır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme ...... meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....

                  İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kamu görevlisi sayılan davalıya ödendiği fazla ödendiği iddia olunan maaş alacağının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedeni dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veye tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....

                  UYAP Entegrasyonu