Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çünkü Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca tapulu bir taşınmazın satışının resmi biçim koşuluna uyularak yapılması gerekir. Borçlar Kanunundaki şekil serbestisinin aksine kanun herhangi bir sözleşme için şekil şartı öngörmüşse bu şekil şartı geçerlik (sıhhat) şartıdır (BK.m.11/II). Bu anlatılanlara göre davacı adi yazılı tarihsiz sözleşmeye dayanarak dava konusu taşınmazın mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyemez. Ne var ki, dosya kapsamından davalı şirket ile 138 ada 1 sayılı parselin kayıt maliki olan ... arasında 08.01.2007 tarihli biçimine uygun olarak düzenlenmiş bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmede davalının yüklenici sıfatı taşıdığı anlaşılmaktadır. Yüklenicinin yapmakta olduğu binadaki bağımsız bölümü arsa sahibinden ayrıca satın alması hayatın olağan akışına uygun düşmeyen bir davranıştır....

    in ise Noterlik Kanununun 162. maddesi uyarınca tazminat ile sorumlu olmaları gerekmekte olup bu husus incelenmemiştir. Diğer bir anlatımla, davacı tarafından 14.10.1993 tarihinde satın alınmak suretiyle adına tescil edilen taşınmazın sahte vekaletname ile 14.08.1996 yılında satılması nedeniyle uğradığı zararın davalılardan tahsili talep edilmektedir. Bu durumda satışa dayanak olarak gösterilen belgelerin sahteliği ve belgeyi düzenleyenler ile kullanan ve davalılardan Noter'in bu duruma dikkat etmeyerek davacının zarara uğramasına neden olmasından kaynaklanan tazminat isteminde uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

      HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, sebepsiz zenginleşme ve Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayalı tazminat talebine ilişkindir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ; Mahkemece yargılamada uzman bilirkişi raporu alınmış,davacının aracın hukuki durumu sebebiyle kullanamadığı dönemdeki zararı tesbit edilmiş olup,bilirkişi raporu denetlenebilir olup,hükme esas alınmasında ve maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Manevi tazminat yönünden ,Kural olarak sadece kişilik hakkı ihlal edilen kimse manevi tazminat isteyebilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatlar, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 07.03.2017 tarihli ilamı ile davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesine dayalı boşanma isteği olduğu ve hakimin talepten başkasına karar veremeyeceğinden bahisle karar bozulmuş, bozma sebebine göre, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dairemizin bu bozma kararı ile ilk verilen hüküm tüm yönleri bakımından tamamen ortadan kalkmıştır....

        Önceki bozma ilamında belirtildiği gibi; 1512 sayılı Noterlik Kanununun "Noterlerin Hukuki Sorumlulukları" başlıklı 162.maddesine göre "Stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile, noterler, işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar. Noter, birinci fıkra gereği ödediği miktar için işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebilir." Bu maddeye göre, noterlerin sorumluluğu "Kusursuz sorumluluktur." Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu yoktur. Aksine kusursuz sorumlu olan davalının (noterin) olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerekir. Sorumluluk hukukunun önemli öğelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır....

          Dava; Noterlik Kanunu'nun 162.maddesine dayalı noterin kusursuz sorumluluğuna ilişkin maddi tazminat davasıdır. Noterlik Kanunu’nun 82. ve İcra İflas Kanunu’nun 38. maddeleri gereğince; noterlerin düzenlemiş oldukları belgelere ispat gücü ve icra edilebilirlik açısından, özel ve ayrıcalıklı bir konum verilmiştir. Bu kadar önemli bir işin yapılmasıyla yetkili kılınan noterlerin sorumluluklarının da düzenlemeye paralel olması gerekir. Noterlerin uzmanlığına inanan ve güvenen iş sahipleri, yapılan iş ve işlemlerin tam ve sağlıklı olduğu konusunda kuşku duymamalıdırlar. Bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar doğmuşsa noterin bundan sorumlu olması doğaldır....

          Bu itibarla mahkemece, aslı temin edilemeyen, bu nedenle iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığı tespit edilemeyen sahte nüfus cüzdanına ve sahte ruhsat belgesine istinaden söz konusu araç satış işleminin yapıldığı, davalı noterin sorumluluğun kusursuz sorumlu olduğu ve nedensellik bağının kesildiğini ispat edemediği, söz konusu nüfus cüzdanının sahte olduğu davalı noter tarafından yapılan resmi devir işlemi nedeni ile davacının zarara uğradığı, davacının dava konusu aracı soruşturma dosyası kapsamında teslim ettiği bu itibarla davacının zararı ile davalının eylemi arasında illiyet bağının bulunduğu, davalının Noterlik Kanununun 72. Maddesindeki yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmediği, noterin eylemi nedeniyle Noterlik Kanunu'nun 162. maddesi uyarınca davacının zararından sorumlu olduğu anlaşılmış olmakla mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı görülmekle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....

          Bunun yanı sıra, her ne kadar davacı noterde düzenlenen sahte vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı taşınmazın, sonradan yolsuz tescil nedeniyle tapu kaydının iptal edilerek gerçek maliki adına tescil edilmesi nedeniyle zarara uğramışsa da, kusurun varlığı ya da yokluğu devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır. Bu nedenle, somut olayda 4721 sayılı TMK’nun 1007.maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle Hazinenin sorumluluğu söz konusu olduğundan Hazine hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair hüküm kurulması, 2-Davalı ... vekilinin temyizi yönünden yapılan incelemede,Noterlerin hukukî sorumluluğunu düzenleyen 1512 sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesine göre; “Stajiyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterler, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumludurlar....

            Davacı vekili İstinaf dilekçesinde;mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,Noterlik Kanunu’nun 162.maddesine göre noterin bizzat yaptığı veya çalışanı tarafından yapılan işlerden dolayı sorumluluğunun kusursuz sorumluluk rejimine tabi olduğundan, Noterin kusursuz sorumluluk rejimi gereği tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için ;noterin veya noter çalışanının bir eylem veya işleminin bulunması,bu eylem ve işlemden dolayı bir zararın doğması, eylem veya işlem ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiği, uygun illiyet bağı ile kastedilenin , noterin veya çalışanının yaptığı noterlik işlemlerinden dolayı herhangi bir zararın doğmuş olması olarak açıklandığını,notere karşı tazminat davası açan davacının, eylem veya işlemi yaparken noterin kusurlu davranıp davranmadığını ispatlaması gerekmediğini,noterlerin kusursuz sorumluğundan kastedilenin, zarar görenin kusuru kanıtlama yükümlülüğünün olmaması olarak algılanması gerektiğini beyanla,davanın kabulüne karar...

            G E R E K Ç E Uyuşmazlık, sahte kimlikle yapılan araç satış sözleşmesi gereğince 1512 Sayılı Noterlik Kanununun 162. maddesi gereğince kusursuz sorumluluğa dayalı maddi tazminat davasıdır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan Arif Bağ vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı Osman Kılınç'ın UYAP uyarısı ile alınan nüfus kayıt örneğine göre, 11/07/2019 tarihli ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra 04/09/2020 tarihinde vefat ettiği, karara karşı ölüm tarihinden önce davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğu, gerekçeli karar ve istinaf dilekçesinin davacının vefat etmeden önce vekiline tebliğ edildiği vekilinin cevap verdiği görülmüştür. Kural olarak; 4721 Sayılı TMK. nun 28. Maddesi gereğince dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur....

            UYAP Entegrasyonu