Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda hüküm fıkrasının 1.bendinde davacı ... 2. bendinde ise davacı ..., yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yazılmaması, “manevi tazminat isteminin kabulüne” denilmekle yetinilmesi infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Öte yandan anılan davacıların önceki kararda manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul edildiği ve bu kararın bozma dışı kaldığı da ortadadır. Bu yönüyle de kurulan hüküm tereddüt yaratmaktadır. Davacılar ..., ..., ... ve ... ile ilgili hükme gelince, anılan davacılarla ilgili olarak kurulan hükmün bozma dışı kaldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerinde ise de önceki kararda anılan davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verildiği halde, davanın kabulüne karar verildiğinden söz edilmek suretiyle hükmün infazında tereddüt yaratılmıştır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    Davacının dava dilekçesi ve ıslah ile 63.990,50 TL maddi, 50.000,00 TL manevi manevi tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince, maddi tazminat isteminin kabulü ile davacı lehine 25.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, davalının bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 11/06/2019 tarihli kararda başvurunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı lehine 13.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verildiği, bu karara karşı davalının temyiz kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince 01/01/2019 tarihinden sonra verilen kararlar için kesinlik sınırı 58.800,00 TL'dir. Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat istemine ilişkin hükmün davalı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nin karar tarihi itibariyle 58.800,00 TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....

      Bu nedenle maddi tazminat isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru değildir. Manevi tazminata gelince ; Türk Medeni Kanunun 24. ve Borçlar Kanunun 49. maddeleri gereğince, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesini isteyebilir. Şirketler açısından da ticari itibarın hukuka aykırı olarak sarsılması durumunda, manevi tazminat istenebilir ise de, 6570 Sayılı Kanunun 15. ve 16. maddelerine aykırı davranış ile şirketin ticari itibarının zedelendiğinden bahsedilemeyeceği gibi, 6570 Sayılı Kanun'da haksız tahliye kararı alanın, manevi tazminat ile sorumlu tutulacağına ilişkin bir düzenleme de bulunmadığına göre, davacının manevi tazminat isteminin de reddi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır. 2-Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

        İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Somut olayda, dava konusu iş kazasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Baş İş Müfettişi tarafından düzenlenen rapordaki kusur oranları ve ceza yargılamasında aldırılan kusur raporları ile, hükme esas alınan 13.06.2012 tarihli kusura ilişkin heyet raporunda belirtilen kusur oranları arasında açık çelişki vardır....

          itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            in ölümü nedeniyle davacı ... için takdir edilen 15.000,00-TL manevi tazminat, -oğlu ...'in ölümü nedeniyle davacı ... için takdir edilen 10.000,00-TL manevi tazminat, -annesi ...'in ölümü nedeniyle davacı ... için takdir edilen 15.000,00-TL manevi tazminat, -kardeşi ...'in ölümü nedeniyle davacı ... için takdir edilen 10.000,00-TL manevi tazminat ve geçirmiş olduğu kaza nedeniyle davacı ... için takdir edilen 3.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 53.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'ten tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen 2013/130 Esas sayılı dosya yönünden davanın kabulü ile, eşi ...'in ölümü nedeniyle davacı ... için hesaplanan 131.416,25-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı, -oğlu ...'in ölümü nedeniyle davacı ... için hesaplanan 30.223,35-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı ve -annesi ...'...

              Davalılar müşterek vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı görülmüş, değişik gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırıldığından davacılar tarafından maddi tazminat için açılan davanın kısmen kabulü ile davacı eş T2 için 33.977,00 TL maddi tazminat ile davacı çocuk T3 için 11.600,70 TL maddi tazminat kabul edilmiş, diğer davacıların (davacı T1 için 50,00 TL, davacı T4 için 50,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL) talep ettiği maddi tazminat miktarları reddedilmiştir. -Manevi tazminat talebi yönünden; Davacılar vekili, müvekkilleri lehine takdir olunan manevi tazminat tutarlarının düşük olduğunu, talepleri gibi manevi tazminat miktarlarının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüş, davalılar vekili, davacılar için takdir olunan manevi tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, daha düşük miktarlar tespit edilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Bunun sonucu olarak davacı, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan kendi eşi hakkında bu eylemden dolayı, (geçimsizlik veya zina nedeniyle) boşanma davası açmadığı, manevi tazminat istemediği veya dava açıp, sonradan manevi tazminat isteğinden vazgeçtiği veya sadece kendi eşine karşı Türk Medeni Kanunu'nun 174/2 maddesine dayanarak manevi tazminat davası açıp manevi tazminat aldığı hallerde; Türk Medeni Kanunu'nun 161/3 maddesi gereğince kendisine karşı müteselsil sorumlu olan ve eylemin tarafı olan eşini affettiği kabul edileceğinden, eşten manevi tazminat alınan halde ise, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince davalıdan ayrıca manevi tazminat alınması mümkün olmadığından Borçlar Kanunu'nun 147/2. maddesi gereğince davalının sorumlu tutulması mümkün değildir....

                -TL harcın davalılar -----müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 16-Manevi tazminat açısından AAÜT. gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı ---- için takdir olunan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar ----- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı-----verilmesine, 17-Manevi tazminat açısından AAÜT. gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı ---- vekili için takdir olunan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar ---- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı -----verilmesine, 18-Manevi tazminat açısından AAÜT. gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı ---- vekili için takdir olunan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar----- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı -----verilmesine, 19-Manevi tazminat açısından AAÜT. gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı---- vekili için takdir olunan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davalılar ---- müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı----- verilmesine...

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Dava Tarihi : 07/06/2012 Hüküm :Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.852,25 TL maddi tazminatın 23.09.1997 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın 23.09.1997 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 3.000,00 TL manevi tazminatın 06.01.2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 1.000,00 TL manevi tazminatın 13.06.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile, 3.000,00 TL manevi tazminatın 30.06.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Gerekçeli karar başlığında "466 sayılı yasa uyarınca tazminat" yerine "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım...

                    UYAP Entegrasyonu