Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, kâr payının dağıtılabilmesi için genel kurul tarafından bu konuda nitelikli çoğunlukla karar verilmesi gerektiğini, bu yönde alınmış bir karar olmadığını, bu nedenle de hiçbir ortak için kar payı alacağı doğmadığını, doğmayan bir alacağın da ortakların yerine geçerek mahkeme vasıtasıyla tespiti ve tahsilinin hukuken mümkün olmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    - KARAR - Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa sahibi tarafından haksız olarak feshi nedeniyle müvekkili yüklenicinin zarar uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili şirketin sözleşmenin ifası maksadıyla yapmış olduğu masraflar için 5.000,00 TL, sözleşme ifa edilmiş olsaydı inşa edilecek olan binadan müvekkilinin kazanabileceği fakat haksız fesih nedeniyle kazanamadığı 5.000,00 TL kar mahrumiyeti, sözleşmenin ifa edileceğine güvenerek yıllarca bir iş almayarak kaçırmış olduğu fırsatlar için 5.000,00 TL ve dönme cezası olarak 5.000,00.TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL’nin reeskont faizi ile tahsilini talep etmiş, 26.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile yoksun kalınan kar talebi olarak talep edilen 5.000,00.TL'yi 20.763,00.TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir....

      akdi kar payı oranlarının %50 fazlasına kadar oran esas alınacağının düzenlendiği, davacı bankanın proje kredilerine % 9,49 ve % 13,80 oranında fiilen akdi kar payı uyguladığı, proje kredilerine fiilen uygulanan en yüksek kar payı oranının % 13,80 olduğu, bu oran esas alınarak %50 fazlası hesabı ile %20,70 oranının hesaplandığı, ancak davacının takipte %17,94 (aylık 1,495x12=17,94) oranında kar payı talep ettiği, buna göre temerrüde ilişkin her iki davalı yönünden yukarıda yapılan tespitler çerçevesinde takip tarihine kadar 55.133,57 TL gecikme cezası hesaplandığı, ayrıca takibe konu 1.228,68 TL ihtar masrafı isteminin de yerinde olduğu, ancak bu masrafa ilişkin 32,42 TL kar payı/işlemiş faiz isteminin dayanağı bulunmamakla 996.720,11 TL asıl alacak 55.133,57 TL gecikme cezası, 1.228,68 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplamda 1.053.082,36 TL üzerinden takibin devamına dair karar vermek gerekmiştir....

        Aksi düşünce ile sermayeye iştirak nispetinin esas alınması halinde, dava konusu olayın tersi bir durumla karşılaşıldığında, çok düşük bir kar payı alan kuruluş için yüksek olan sermayeye iştirak payı nedeniyle, alınacak kar payının çok üzerinde bir istisnadan yararlanılması sonucunu doğuracaktır ki, bu da istisnanın getiriliş amacına aykırı olmaktadır. Bu durumda, istisna hesabında sermayeye iştirak nispeti esas alınarak bulunan matrah farkında ve bu tarhiyata karşı açılan davanın reddinde isabet görülmemiştir. Bu nedenle, ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının istisnaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, fon iadesine yönelik temyiz iddialarının reddine 13.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacının "ev eşyaları, ziynet eşyaları ve manevi tazminat" davalarından "sarf-ı nazar etmesi" nedeniyle bu davaların" açılmamış sayılmasına, davacının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin açtığı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....

            Dava, taraflar arasındaki kar payı paylaşım sözleşmesinden kaynaklı komisyon alacağı talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerine aittir. Bu itibarla, HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerinden birine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 gün ve 2012/539-2015/722 sayılı kararı onayan Daire’nin 10/06/2016 gün ve 2016/190 - 2016/6454 sayılı kararı aleyhinde davalılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalılar tarafından her istendiği an geri ödeneceği ve yatırılan paralar karşılığı faizsiz kar payı verileceği garantisiyle müvekkilinden 1993 yılında 24.732TL, 1994 yılında 55.017 TL, 1995 yılında 26.982 DM, 1999 yılı başında 13.000 DM alındığını, 1999 yılına kadar müvekkiline zaman zaman kar payı adı altında, ihtiyaç duyduğu takdirde de anaparanın iadesi şeklinde ödemeler yapıldığını, bu şekilde müvekkilinin 23.06.1999 tarihinde 15.000 DM, 01.11.2000 tarihinde 70.000 DM, 17.03.2000 tarihinde...

              Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın konusunun genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olmayıp, davalı şirketin 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının süresinde yapılmaması ve 06/07/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı kararının ve tüm genel kurul toplantılarında kar payı dağıtılmaması kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti ve kar payı alacağı davası olup içeriği itibariyle bir tespit davası olduğunu, TTK hükümleri gereğince 3 aylık zamanaşımı süresinin genel kurul toplantılarının iptaline ilişkin olduğunu, hükümsüzlüğün tespiti davasında herhangi bir zamanaşımı ya da süre sınırı bulunmadığını, yine müvekkillerinin şirketin kurulduğu günden dava tarihine kadar ortağı olduğundan dava açma hak ve yetkilerinin TTK'da açık biçimde düzenlendiğini, yerel mahkemenin belirtilen hususlarda hukuki yanılgıya düşmüş olup zamanaşımı süresi geçmemiş olduğu gibi müvekkillerinin de dava açma hak ve yetkilerinin bulunduğunu, ayrıca...

              un kar payı ödemesi talep edebilmesi için halen şirketin ortağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, bunun ispat edilmesi halinde ise A.Ş.'lerde Genel Kurul tarafından kar payı dağıtılmasına karar verilmiş olması yada kar payının dağıtılmasının talep edilmiş olmasına rağmen bu istemin reddine karar verilmiş ise bu kararın iptali için dava açıldıktan sonra mahkemenin kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın iptaline karar vermesi halinde kar payını davalıdan dava açmak sureti ile talep etmesi mümkün olacağı, Davalı şirketin kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, pay defterinde davacı ...'un 26/04/1991 tarihinde bir adet olan hissesini ......

                Tanımlar başlıklı maddesi altında Akdi Kar Payı ve Gecikme Cezasının, " 3.1. Kar Payı(Kar ya da Akdi Kar Payı): Her bir kredi/finansman veya mevzuatın kredi sayıldığı işlemde, tarafların mutabakatı ile belirlenen oran veya işbu sözleşme ya da eklerine istinaden belirlenecek oran esas alınarak hesaplanıp anaparaya/maliyete ilavesi gereken tutar." 3.2....

                  UYAP Entegrasyonu