Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. ... ve ... aracın maliki ve sürücüsü olarak kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi ile sorumludur. Bu durumda mahkemece, maddi ve manevi tazminat talebi ile ilgili olarak, davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK’nun 438/7 maddesi uyarınca, aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    Öncelikle belirtilmesi gerekir ki dava haksız eylem iddiasından kaynaklanmakta olup, mahkemece uyuşmazlığın haksız eylem hükümleri çerçevesinde ele alınması gerekir. Şu durumda davalı dışındaki taşınmaz maliklerinin de dahili davalı olarak davaya katılmalarının sağlanması hatalı olmuştur. Davalı ...'ın haksız eylem faili olduğu ileri sürüldüğüne göre onun yönünden iddiaların ele alınması gerekir. Ancak mahkeme kararı davacı ve dahili davalılar tarafından temyiz edilmediğinden bu durum bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Davacı, yonca ektiği taşınmazın davalı tarafından köy halkına kullandırıldığını ve ürünlerinin bu şekilde zarar gördüğünü ileri sürmüştür. Davalı bu iddiayı kabul etmemiş, taşınmazın mera olarak kiralandığını savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller incelendiğinde, davacının yonca ekildiği belirtilen parsel ile ilgili iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır....

      Buna göre; kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet oranı belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. 3-Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ...'nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/03/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, manevi tazminat istemine ilişkindir. ...Mahkemesi, uyuşmazlığın kooperatif ortağının diğer kooperatif ortakları aleyhine açtığı manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, kooperatif ile ortağı veya ortağın bu sıfatla ortağa karşı açacağı davaların görüm ve çözüm yeri ticaret mahkemesinin görevi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ....ise taraflar arasındaki uyuşmazlık 6102 TTK veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanunundan kaynaklanmayıp, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49 vd maddelerinde düzenlenen manevi tazminata ilişkin hükümlerden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/09/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; pasif husumet yokluğundan davanın reddine dair verilen 21/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kanal yapma ve yol genişletme çalışmaları sırasında taşınmazına zarar verdiği iddiasıyla tazminat isteminde bulunmuştur. ......

              Mahkemece; davacının davalıya yönelik olarak ileri sürdüğü eylemin haksız fiil niteliğinde olup adli yargının görevinde bulunduğu, bu nedenle idare mahkemesinin görevli olduğu yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı, davalı Belediyenin davacının iştirak hâlinde maliki olduğu taşınmazdan 2008 ve 2009 yıllarında toprak alarak taşınmazın tarım arazisi özelliğine zarar verdiği, davacının haksız eylem nedeniyle davalı Belediyeye karşı tazminat davası açmakta haklı olduğu, alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ile oluşa uygun ve yeterli görüldüğü gerekçesiyle davanın dava ve ıslah dilekçesi gözetilerek kabulü ile 17.658,25TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı Kocasinan Belediye Başkanlığı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçelerle oy çokluğuyla bozulmuştur....

                KARŞI OY YAZISI Dava, davalının davacının dava dışı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir....

                  Keza, 6098 Sayılı TBK un 117/12 inci maddesi uyarınca davacının maddi zararı haksız eylem tarihi itibariyle muaccel olduğundan davalı 280.TL sını haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya ödemekle sorumlu olduğundan; ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile 280 TL sının faiz işletilmeden davalıdan tahsiline karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan, davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde görülmüştür. Keza, hüküm altına alınan manevi tazminat miktarına da 6100 Sayılı HMK un 26 ıncı maddesi uyarın a taleple bağlı olunarak haksız eylem tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken,bu yönde olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması da hukuka aykırı olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi de yerindedir....

                  Bundan başka yapılan işlerin plan ve projelere aykırı yapılması da idari karara aykırı bir hareketin varlığı nedeni ile yine idari kararın uygulanmasından doğan bir zarar sayılamaz ve bu bakımdan dava haksız eylemden doğan ve adli yargı yerinde bakılması gereken bir tazminat davası olarak kabul edilir. Temyize konu edilen davada davacı, davalı idarenin haksız eylem ile taşınmazına çakıl, taş ve benzeri malzeme dökmesi nedeniyle oluşan zararının tazminini istediğine göre; yukarıda yazılı esasları belirten 11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının III. bendi gözetilmeksizin, davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu