Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anayasanın sözü edilen hükmü tüm kamu personelini içermekte olup, kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak, zarara uğrayan kişilerin açacakları tazminat davalarında pasif husumeti düzenleyen usulü bir kural niteliğindedir. 657 sayılı Kanunu'nun yukarıda açıklanan 13. maddesi de aynı doğrultudadır. Bu bağlamda; anılan maddeler ile yasa koyucunun, memur ve kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, işledikleri fiillerden dolayı haklı-haksız yargı önüne çıkarılmalarını önlemek ve kamu hizmetinin sürekli, eksiksiz görülmesini sağlamak, mağdur için de daha güvenilir bir tazminat sorumlusu tespit etmek amacını güttüğü söylenebilir. Ne var ki, personelin kişisel eylem ve davranışlarının idari eylem ve işlem sayılmadığını da burada hemen belirtmek gerekir....

    vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 13/01/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, yol yapım ve genişletme çalışmaları sırasında davacı taşınmazına verilen zarar ve dökülen toprak, kaya nedeni ile tazminat, ecrimisil ve el atmanın önlenmesi istemlerini konu almaktadır. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle; Somut uyuşmazlıkta öncelikle çözümlenmesi gereken husus davanın hangi yargı kolunda görüleceğine ilişkindir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır....

      KARŞI OY YAZISI 1-Davacının gerçek kişi davalılarla ilgili temyizi incelendiğinde; Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır....

        Dava, haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararların ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda, hükmedilecek tazminatlara olay gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Davacı, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde hükmedilecek tazminatlara haksız eylem tarihinden itibaren faiz yürütülmesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece ıslah edilen miktar yönünden haksız eylem tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalı ...’ın diğer temyiz itirazlarına gelince; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir....

          Açıklanan bu ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı ... şirket ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre davalı ... şirketi bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan, zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigortanın sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla, kaza, davalı ... şirketine ihbar edilmiş olacağından, anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır....

            Yapılan yargılama sonucu davanın taleple bağlı kalınarak kabulü ile, 4.000,00 TL'nin; davalı ...Ş bakımından poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, hükmolunan tazminata davalılar ... ve ... bakımından kaza tarihi olan 28/07/2009 tarihinden itibaren, davalı ...Ş bakımından dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihi olan 28/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı ... için 2.500,00TL manevi tazminatın haksız eylem tarihi olan 28/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'...

              Asliye Hukuk ile ... Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; ayrı yaşamaları nedeniyle davalıda kalan davacıya ait şahsi eşya, değerli belge ve evrakların aynen iadesi ve bu eşyaları alamamanın yarattığı sıkıntılar nedeniyle 50.000,00 YTL. manevi tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi; T.M.Y.nin 202 vd. maddelerinin tartışılması gerektiğini gerekçe göstererek görevsizlik kararı , Aile Mahkemesi ise; manevi tazminatın haksız eylem nedeniyle istenildiği, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, eşyaların iadesi davasının ise ... Aile Mahkemesinin 2005/ 784 es. Sayılı dosyası ile birleştirilmesi kararı vermişlerdir....

                aleyhine 22/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  nın vefatı nedeni ile mirasçılarının davaya dahil edilerek devam edilen yargılama sonunda, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalı ... mirasçısı dahili davalılar ile davalı ... yönünden maddi tazminat talebi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu