Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğu ve haksız rekabete dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı şirketin açtığı dava kısmen kabul edilmiş, Dairemizce de karar onanmışsa da davalı Dairemizin onama ilamından sonra, 09.06.2021 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun uyarınca davacı şirketin müdürlüğünü yaptığı dönem için yapılandırma müracaatında bulunduğunu ileri sürmüş, bilahare yapılandırma borcunu ödediğini, müdürlük görevini yaptığı süre içinde şirket defterlerini eksik ve hatalı tutulmasından dolayı şirketin vergi cezası ödeme yükünün tamamen sona erdiğini, mali sorumluluğunun kalmadığını belirtmiş, buna ilişkin ödeme tablosu, tahsil alındısı ve peşin ödeme tutarının vezneye ödendiğine dair vergi dairesinin yazısını sunmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesince ise, HMK'nın 14/2. maddesinde "Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." hükmünün mevcut olduğu, davanın şirket eski yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan, şirket eski yöneticisine yönelik tazminat davası olduğu, bu davaya bakmaya HMK'nun 14/2. maddesi uyarınca şirket merkezin bulunduğu Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu, HMK'nun 14/2. maddesinde düzenlen yetkinin kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu elatmanın önlenmesi davasından feragat edeceği kararlaştırıldığından, tarafların takas ilişkisi içinde karşılıklı borçlarını sona erdirmesine dayalı feragatin diğer davalı şirket yöneticisi Yümnü'ye sirayet edeceği değerlendirilmesi isabetli değildir. Zira, davalı ... hakkındaki işbu davanın şirket yöneticisinin sorumluluğu nedeniyle tazminat istemine, davacı hakkındaki Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın da paylı mülkiyete tabi taşınmazda ortaklar arasında elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olması nedeniyle davacı ile davalı ... arasındaki 25.01.2013 tarihli sözleşmeye dayalı olarak karşılıklı feragat edilen istemlerin TBK'nın 139. maddesi tahtında özdeş edimleri içerdiğinden bahsedilemez. O halde mahkemece, davacı ile davalı ... arasındaki 25.01.2013 tarihli sözleşmeye dayalı olarak davalı ... hakkındaki feragatin davalı ...'...
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davalı şirketteki ortaklığını 30/12/2009 tarihinde devrettiği; davacının talebinin, doğrudan zarara dayandığı ve tazminatın kendisine ödenmesini talep edebileceği ancak davacının uğradığı zararın kaynağı olarak gösterdiği özü itibariyle davalının, şirket öz varlığından kendi şahsına ödemeler ve usulsüz harcamalar yapıp yapmadığı olgularına dayandığı; bu kapsamda, dosya kapsamı belgeler, banka hesap hareketleri ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; davalı şirket müdürünün, davalı şirketi zarara uğratmadığı aksine kaynak sağladığı, bu doğrultuda davacının da herhangi bir zararının da olmadığı/oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, limited şirket müdürü olan davalının şirket özvarlığından usulsüz harcama ve ödemeler yaptığı iddiası ile açılan limited şirket yöneticisinin sorumluluğu hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
TTK 396. maddesine göre de, yönetim kurulu üyeleri genel kuruldan izin almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi aynı tür işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla giremez. Davalı gerçek kişinin, şirket genel kurulunca TTK'nın 396. maddesi gereğince genel kurul izni olmaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu aleyhine şirket tazminat istemekle veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. Bu durumda, yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte serbesttir. TTK'nın 396. maddesine göre tazminat davasını açma hakkı şirkete aittir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de, Dava ve cezanın İİK'nın 354. maddesinde belirtilen hallerde düşeceğinin karar yerinde gösterilmemesi, Kanuna aykırı...
E. sayılı dosyasında açmış oldukları davada davalı ...’ın temsil yetkisinin kaldırılması talep edildiğini, bu dosyada yapılan yargılama sırasında bilirkişi heyetinin yaptığı tespitler ile davalı müdürün şirket zararına olacak şekilde birtakım ödemeler yaptığının tespit edildiğini, şirket müdürü olan davalının verdiği zararlardan doğrudan sorumluluğu bulunduğunu, şirketin kuruluşundan itibaren şirket müdürü tarafından yürütülen faaliyetler ve faaliyetlere ilişkin bilgi, belge ve tutanaklar, tüm ticari defter ve kayıtlar ile dayanılan diğer deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması neticesinde şirket müdürünün zarara neden olan ve sorumluluğunu doğuran iş ve işlemlerin tespiti ile bunların şirket bakımından yarattığı zararın davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesi hususunda dava ikamesi gerektiğini belirterek; HMK’nın 107 maddesi kapsamında belirsiz tazminat alacağı konumunda bulunan ve ileride bilirkişi incelemesi neticesinde belirli hale gelecek bulunan alacak için şimdilik...
den bilgi alınamadığını, şirket bilanço ve kayıtlarının müvekkili şirkete gösterilmediğini, defalarca konuyla ilgili yazılı ihtar çekildiğini ancak hala kayıtların gizlendiğini, müvekkili şirket sahiplerinin davalı şirkete alınmadığını, davalı şirket çalışanlarının müvekkili şirket ortakları hakkında kışkırtılarak sözlü ve fiili saldırılar yapılmasına sebebiyet verdiğini, bu konuyla ilgili asliye ceza mahkemesinde dava açıldığını, ilgili kişi hakkında maddi manevi tazminat davası açıldığını, davalı şirket ortağı ...'in aleyhe iftira ve yalancı şahitlik niteliğinde ifadeler verdiğini, ilgili dosyaların mahkemece celbini talep ettiklerini, ortaklar arasında ve şirket arasında husumeti ve adli süreci gösterir kayıtların celbini talep ettiklerini, ...'...
nın 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısının kötü yönetim nedeniyle iflasa yol açılması sonucu uğranılan dolaylı zarardan şirket yöneticisinin sorumluluğu temeline dayalı alacak davası olduğu, ancak aynı Yasa'nın 309. maddesi birinci bendinin ikinci cümlesinde hükmolunacak tazminatın şirkete verileceğinin düzenlendiği, bu nedenle icra takibine konu alacağın dava dışı şirkete değil davalıya verilmesi yolundaki icra takibinin, takibe konu alacağın şirkete değil şirket alacaklısına ödenmesinin talep edilmesi nedeniyle yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....
Sayılı dosyasında dava görülmekte olması nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, esasa yönelik ise dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını bilakis davacı tarafın mal kaçırdığını, davacıların müvekkili-davalıya yönelik haksız tazminat istemlerinin esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, tarafların müşterek murisi ve davacı şirket yöneticisi olan...'in sağlığında şirketi zararlandırıcı işlemler yaparak davalıya menfaat temin edip etmediği hususunda tarafların anlaşamadıkları hususuna ilişkindir. Davacılar bir kısmı gerçek ve davalı gerçek kişidir. Dava dilekçesinde hernekadar şirket yöneticisinin usulsüz işlemlerinden bahsedilmiş ise de, dava, şirket yöneticisinin sağlığında şirketi zarara uğratacak şekilde eşine menfaat sağladığı iddiasıyla açılmıştır. HMK 33 maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime aittir....