Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da ödemenin yapıldığı 27/06/2011 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinde 26/01/2018 tarihinde süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
kaynaklanan tazminat istemine ilişkin Küçükçekmece 3....
Maddesi ile eklenen TEDAŞ'ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla, TEDAŞ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir hükmüne istinaden TEDAŞ ile %100 kamu hissesine sahip olan Toroslar EDAŞ arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlendiği, bilahare Toroslar EDAŞ'ın blok halinde hisselerinin davacıya satılarak devredildiği, dava konusu uyuşmazlıkta Adana 2. İş Mahkemesinde açılan davada davanın her ne kadar Tedaş'a karşı açılmış görülse de davacı T1 tarafından davaya cevap verilerek takip edildiği, İHDS öncesi dönemde gerçekleşen iş kazasından kaynaklanan manevi tazminat talepli davanın kısmen kabulüne karar verilerek Yargıtay denetiminden geçip kesinleştiği, kararın Ankara 31....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki tarihte trafodan çıkan yangın nedeniyle davacı aleyhine tazminat davası açıldığı ve kesinleşen karar neticesinde icra dosyasına 2.856,35 TL ödeme yapıldığı, rücuya konu davanın İHDS’nin imzalanmasından önce açıldığı için davalıya ihbarının gerek olmadığı ve icra dosyasına ödenen paradan davalının sorumlu olduğu, ayrıca davacının davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 2.856,35 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Dava işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücu talebine ilişkindir. Davacı, işletme hakkı devir sözleşmesi tarihinden sonra üçüncü kişi tarafından açılan dava nedeniyle ödediği miktarı, sözleşme hükümleri gereğince sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıya rücu etmek istemiş, mahkemece de yazılı gerekçe ile de davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, tacirler arası işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, kararın temyizen incelenmesi görevi 11. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinde "...İşletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde hisse satış sözleşmesi karşısında işletme hakkı devir sözleşmesinin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11....
GEREKÇE : Dava, Rücuen Tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilafın; Davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının davalı ile imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve 31/08/2010 tarihinde imzalanan Hisse Satış Sözleşmesi gereğince, kendilerine düşen döneme ilişkin kısmının davalıdan rücu edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise miktarı noktasında toplanmıştır. Mahkememizce, dava konusuna dayanak 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve 31/08/2010 tarihli Hisse Satış Sözlemesi incelendiğinde, ... A.Ş. ile ... A.Ş. arasındaki 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin “Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” başlıklı 7. Maddesinin; 7.1. bendinde, “İşletme Hakkı ... tarafından devredilen Dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olarak sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluk ...'...
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır....
Davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine ( Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir....