AŞ'nin davacı ...’e borçlu olmadığının anlaşıldığından bahisle asıl dava olan tasarrufun iptali davasının reddine birleşen menfi tesbit davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile ayrı bir dava olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur....
Buna göre tasarrufun iptali davası, karşı dava olarak kural olarak ... günlük cevap süresi içinde ya da en geç ilk oturuma kadar açılabilir. Somut olayda, tasarrufun iptali davası karşı dava olarak yasal süresi içinde açılmakla birlikte; istihkak davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesinden sonra asıl davadan ayrılmış, ancak yargılamasına ... Hukuk Mahkemesi tarafından devam edilmiştir. İstihkak davasının hiç açılmamış sayıldığı bu durumda, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının ayrılmasına yönelik verilen karar yerinde olmakla birlikte; . ayırma işleminden sonra tasarrufun iptali davasının asıl davadan bağımsız bir hal aldığı, bu nedenle de İİK’nin 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülerek sonuçlandırılabilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur. ....Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir....
Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun borçtan önce mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı davasını ister TBK’nun 19.maddesi isterse İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açmış olsun her iki dava açısından iptali istenen tasarrufun, davacının alacağından sonra yapılmış olması gereklidir....
Mahkemece, tasarrufun iptali davasının ön koşulunun tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiği, somut olayda boşanma davasının 06.07.2005 tarihinde açıldığı, tasarrufun ise 28.09.2004 tarihinde yapıldığından bahisle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, borcun doğumunun boşanma davası değil, bu davaya açmayı gerektirir fiillerin başladığı tarih olarak kabulü gerekir. Bu ise boşanma davasında belirlenen 27.07.2004 tarihli müşterek çocuğun doğumunda gerçekleşen haksız fiil tarihi olduğundan borcun doğumu konusundaki mahkeme tesbiti hatalı ise de, bu tarihte dava konusu işyeri davalı 3.kişiye ait olduğundan borcun doğumundan sonra işyerinin devrinden söz edilemez....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı borçlu ...'in alacaklısından mal kaçırmak amacıyla ... parselde kayıtlı taşınmazdaki miras hissesini 13.2.2004 tarihinde davalı kardeşi ...'e sattığını belirterek, tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili, iptali istenen tasarrufun mirasçılar arasında yapılmış miras taksim sözleşmesi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tebligata rağmen savunma yapmamıştır....
nın yukarıda değinilen tasarrufun iptali davasında taraf konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen üçüncü kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı sabittir. Bu durumda, tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan üçüncü kişi D... A...yönünden sonuç doğurmayacağı ve geçerli olmayacağı açıktır. Kaldı ki; tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşen ve İİK'nun 281/2. maddesi uyarınca verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı gibi bu doğrultuda şikayetçinin iktisabından önce konulmuş bir ihtiyati haciz veya haciz de bulunamaktadır. Şikayetçi, taşınmazı, tasarrufun iptali kararına istinaden konulan hacizle yükümlü olarak devralmadığına göre, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmaza adı geçenin iktisap tarihinden sonra haciz işlemi uygulanması mümkün değildir....
İtirazın iptali davası sonuçlanıp kesinleşmeden tasarrufun iptali davasının esası hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Başka bir anlatımla itirazın iptali davası tasarrufun iptali davası için ön mesele teşkil eder. Bu durumda mahkemece itirazın iptali davasının sonuçlanmasının ve verilen kararın kesinleşmesinin beklenilmesi ve ondan sonra tasarrufun iptali davasının incelenip, hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere davaların birleştirilerek, görülüp, sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 20.09.2007 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1997/429 Esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali talebinin davalı ... yönünden kabulüne karar verildiği, Pamukbank A.Ş.tarafından açılan İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1997/134 Esas sayılı dosyasında da davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Tasarrufun iptali davasında davacı olan Pamukbank A.Ş., ... yönünden ilamın icrasını istemiş, borçlu ... iş bu menfi tespit davasını açarak, diğer tasarrufun iptali davalarını açan Yapı Kredi Bankası A.Ş.ve Tekstil Bank A.Ş.ne ödeme yaptığını, Pamukbank A.Ş.nin bu kişilerden talepte bulunması gerektiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Tasarrufun iptali davasının birden fazla alacaklı tarafından açılması ve davaların kabulü halinde dava açan alacaklılara hacze iştirak koşulları gözetilerek ödeme yapılmalıdır. Hacze iştirak koşullarının belirlenmesinde İİK.nun 100. ve 268.maddesi hükümleri gözetilmelidir....
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takipler başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu ...plakalı aracın dava dışı ... isimli şahıstan borçlu tarafından satın alınmasına rağmen eşi... adına tescil edildiğini ve tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, takip konusu bononun 14.02.2011 tarihinde düzenlenmesine rağmen tasarrufun bu tarihten çok önce 10.08.2009 tarihinde yapıldığını, tasarrufun iptali davası koşullarının oluşmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmada aynı yönde savunma yapmıştır....
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...