Somut olayda bilirkişi tarafından belirlenen 17.750,00 TL ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispatlanan 9.325,00 TL arasında bir misli fark bulunmadığından dava konusu tasarrufun İik 278/3-2.madde gereğince iptali doğru olmamakla beraber dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı 3.kişi ...'ın borçluların durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından dava konusu tasarrufun İiK 280/1.madde gereğince iptale tabi bulunmasına, iptali istenen tasarrufun borçtan sonra yapılmasına ve 17.6.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde bulunmasına göre ve dahili davalı borçlular ve ... vekili ile davalı ...'ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle sonuçu itibarıyla doğru bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 245,81 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... ve dahili davalılar alınmasına 3.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davalarında sonuç aynı olsa da yargılama usülleri ve şartları farklıdır. Yargılama usulleri ve şartları farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak dava dilekçesi taraf beyanları ve toplanan deliller karşısında davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptali davası olduğu bu madde ve devamı maddeleri gereği araştırma yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına bakıldığında 21/01/2021 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu davacının gerçek bir alacağı olup alacağın tasarruf işleminden önce doğduğu yani dava koşullarının davada bulunduğu anlaşılmaktadır....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.'nun 277. md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.'nun 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Mahkemece; tasarruf işlemlerinin, çeklerin keşide tarihlerinden önce olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir....
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Aynı yasanın 284.maddesinde iptal davasının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılacağı hükme bağlanmıştır....
İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, İİK.'nun 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının davalı T3 alacaklı olduğu, takip öncesi davalı borçlunun bir adet taşınmazını davalı T4'a satış suretiyle devrettiği, bu satış işleminin alacaklıdan mal kaçırma kastıyla yapıldığını ileri sürerek, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptali ile alacağın tahsili için haciz ve satış yetkisi verilmek üzere eldeki tasarrufun iptali davasını açmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı T4 tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup mahkeme kararı hükmü temyiz eden davalılardan ... vekiline usulüne uygun biçimde 27.07.2007 tarihinde diğer davalı ...’ya ise 20.07.2007 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçeleri ise davalılar tarafından HUMK’nun 432/1. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 11.9.2007 ve 12.09.2007 tarihlerinde verilmiştir....
T9 MİRAS BIRAKAN : T12 -TC - DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı) DAVA TARİHİ : 11/11/2020 KARAR TARİHİ : 11/10/2022 (İstinaf için) KARAR YAZIM TARİHİ : 11/10/2022 (İstinaf için) Samsun 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/452 esas, 2022/264 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır İli, Bağlar İlçesi. Kaynartepe Mah. 975 Ada, 150 parselde. D blok, 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Nezahat vekili, davalı borçlu Volkan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı kız kardeşi ...’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kesin aciz belgesinin sunulmadığı ve haciz tutanaklarının da aciz belgesi niteliğinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir. Mevcut dosyada, İzmir 7....