TBK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalılardan .... Madencilik İnş. Haf. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında takip yapıldığını, takibin sonuçsuz kaldığını borçlu şirkete ait iş makinelerini düşük bedeller ile diğer davalı şirket ve şahıslara devrettiğini belirterek yapılan satışların BK’nun 19.maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283.maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, 27.08.2013 tarihli haczin aciz belgesi niteliğinde olmadığı ve kesin aciz belgesi de sunulmadığından bahisle davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacının, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak tasarrufun iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmaz davalı borçlu ... tarafından ilk olarak 04.12.2008 tarihinde davalı ...'a satılmıştır. Dava ise görevsiz mahkemede 12.03.2014 tarihinde beş yıllık hakdüşürücü süreden sonra açılmıştır. Bu halde mahkemece, davanın İİK'nun 284.maddesi gereğince hakdüşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli değildir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... ve ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kabule göre; mahkemece Borçlar Kanunu 19 a göre değerlendirme yapılarak karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, TBK 19 ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin icra dosyasını temliken aldığını, aldığı tarihte satışlardan haberdar olduğunu, hak düşürücü sürenin öğrenmeden itibaren başlayacağını, ayrıca TBK 19 md uyarınca açılan davalarda hak düşürücü süre olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir....
Diğer yandan, usul ekonomisi de düşünüldüğünde varılacak sonuç aynı olacağını, Açıklanan nedenler karşısında mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması ve işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın açıldığı tarihte taşınmazın elden çıkarıldığından bahisle davanın reddi yönünde karar verilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır........ gerekçesiyle açıklanan nedenlerle Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli 2018/659 E. ve 2020/81 K. sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir....
yaptırarak ona göre yargılamaya devam etmesi gerekirken davaya karma bir dava olarak devam etmesi, hangi yargılama usulüne göre devam ettiğini belirtmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini, 3- Dava süresi ve ispat bakımından TBK 19, hüküm ve sonuçları yönünde İİK 277 ve devamı maddelerinin uygulanmasını gerektiren karma bir davanın usulsüz olduğunu, 4- Dava dilekçesinde yazılı hukuki nitelendirmeye bakılmaksızın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu kuşku ve duraksamadan uzak olduğunu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ve içeriğine dikkat edildiğinde müvekkil borçlu T6 hakkında alınmış kesin ya da geçici aciz vesikası da bulunmadığını, Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için sadece icra dosyasının değil icra dosyasına konu ilamın yani alacağın kaynağını oluşturan mahkeme ilamının da kesinleşmesi gerekmektedir....
İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesi söz konusu değildir. Tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ... ve ...'a geri verilmesine 18/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ye devir ve temlik edildiğini, müvekkili şirketin alacağının tahsil imkanı bulunmadığını, davalı borçlu aleyhinde başlatılan icra dosyasında alacağını karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul malvarlığı ile başkaca hak ve alacaklarının bulunamadığını, davalı borçlunun adresinde yapılan menkul haczinde hacze kabil mal bulunamadığının tespit edildiğini, davacı müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü icra işlemleri sırasında davalı borçlu T3 adına kayıtlı iken Bilecik İli, Bozüyük İlçesi, Çarşı Mah., 266 Ada, 1 Parsel, 2. Kat, 4 nolu, bağımsız bölüm, aynı yer Zemin Kat, 5 nolu dükkan ile aynı yer Zemin Kat, 6 nolu dükkan vasfındaki taşınmazların 27/11/2017 tarihinde kardeşi T4 satıldığının tespit edildiğini, davacı müvekkilinin alacağının iptali istenen işlemden önce doğduğunun takip dosyasındaki belgelerle sabit olduğunu, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olduğunu, İİK.277 ve devamı maddeleri ile TBK....
İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda mahkemece dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiş ise de mahkemenin bu nitelendirmesine katılma olanağı bulunmadığından mahkemece davacı tarafından davalı borçlu ... Alimünyum Levha San ve Dış Tic.Ltd.Şti aleyhine açılan ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/132 Esas ve ... 4....