Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

18/11/2016 tarihinde dava dışı 3.kişiye taşınmazı sattığını, davalıların arkadaşlık veya akrabalık ilişkisinde olduğunu ve devrin muvazaalı olarak gerçekleştiğini, iş bu satışın da borcun doğumundan sonra yapıldığını bildirerek davanın kabulü ile davalıların alacaklı müvekkili zarara uğratmak kastıyla yaptıkları tasarrufun İİK.277vd.md.leri uyarınca iptaline olmadığı taktirde TBK.19.md.gereğince muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

parselde kayıtlı 13.055,79m² fındıklık niteliğindeki dava konusu taşınmazın öncelikle ihtiyaten haczine karar verilmesini, borçlunun devrettiği satış şeklindeki tasarrufi işlemlerinin BK.19 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince müvekkili varlık yönetim şirket alacakları yönünden iptalini, muvazaalı devir işlemlerinin BK.19. maddesi gereğince iptali ile söz konusu taşınmazın tasfiyesi ile ilgili İİK 277 ve devamı maddelerindeki prosedüre riayet edilerek tasfiyenin gerçekleştirilmesini, davanın üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ettiği kanısına varılması halinde ise taşınmazın elden çıkartıldığı tarihteki değerleri nispetinde ve alacakla sınırlı olmak üzere, alacağın faiz ve fer'ileri ile yapılan takip masrafları da gözetilerek nakden tazminini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

davalılara devredildiğini, davalı Muharrem'in yine 16/04/2014 tarihinde dava konusu yapılmayan 10 adet iş yeri vasıflı taşınmazı elden çıkarttığını, dava konusu taşınmazların devirlerinin mal kaçırma kastı ile yapıldığının açık olduğunu, ayrıca devir işlemlerinin bedelde muvazaa olması nedeniyle TBK m. 19 gereğince iptali gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufların İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK m. 19 gereğince iptaline karar verilerek Bakırköy 7....

Kaldıki İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında kesin ve ya geçici aciz vesikasının bulunması dava şartı olup mahkemece borçlu şirket hakkında İİK'nın 105. maddesi kapsamında geçici aciz vesikası veya kesin aciz vesikası bulunup bulunmadığı hakkında herhangi bir araştırma ve tespitin yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davanın BK' nın 19....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanılarak tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde takibin kesinleştiği ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek, müteveffa borçlu Hüseyin Ayyıldız adına kayıtlı taşınmazdaki 1/8 hissenin 30.12.2014 tarihinde yeğeni olan diğer davalı T3'a yapılan satış işlemine ilişkin tasarrufun, İİK 277 ve devamı maddelerine istinaden iptali, olmadığı takdirde muvazaa hukuki sebebine dayanarak iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır....

Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." Dava TBK 19. maddesine dayalı açılmış tasarrufun iptali davası olup bu maddeye dayalı olarak açılan davalarda her hangi bir hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi bulunmayıp bu tür davalarda aciz vesikasına da gerek bulunmamaktadır. TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali davası sübuta erdiğinde ise tapu iptal tescil kararı verilmeden kıyasen İİK 283. madde uygulanır. Mahkemece dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılan tasarrufun iptali davası olarak değerlendirilerek hak düşürücü süre yönünden red kararı verilmişse de açıklanan nedenlerle red kararı doğru bulunmamıştır. Bu nedenle TBK 19. maddesine dayalı açılan tasarrufun iptali davasında hak düşürücü süre olmadığı göz önüne alınarak toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekmektedir....

Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre davanın niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğu anlaşılmaktadır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar....

    süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmayacağı hususunun sabit olduğunu, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davaları dahil, tüm tasarrufun iptali davaları hakkında Yargıtay kararlarında davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde ve İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda T.B.K 19 . maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açmasının da mümkün olduğunu belirttiğini" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın terditli açıldığını davalı 3kişinin tasarrufa konu taşınmazı devrettiğini, 28/09/2021 tarihli dilekçe ile tazmin talepli açıldığı belirtildiği halde pasif husumetten red kararı verilmesinin yanlış olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; İİK'nun 277 ve devamı maddeleri olmadığı takdirde TBK 19.madde uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verdiği görülmüştür. Dairemiz İİK 277 ve devamı maddeleri uyasınca açılan tasarrufun iptali davalarına bakmaktadır. İlk talep İİK 277 maddesidir. Bu nedenle mahkeme öncelikle İİK 277 md. Şartlarını araştırmak zorundadır....

    UYAP Entegrasyonu