"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşıldığından yeniden inceleme ve değerlendirme yapmak üzere görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davalarında sonuç aynı olsa da yargılama usülleri ve şartları farklıdır. Yargılama usulleri ve şartları farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak dava dilekçesi taraf beyanları ve toplanan deliller karşısında davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptali davası olduğu bu madde ve devamı maddeleri gereği araştırma yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına bakıldığında 21/01/2021 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu davacının gerçek bir alacağı olup alacağın tasarruf işleminden önce doğduğu yani dava koşullarının davada bulunduğu anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 30/03/2021 NUMARASI: 2018/859 2021/498 DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; TMK 19. ve devamı maddeleri uyarınca açılan muavazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesince, "Somut olayda; dava, davalının Ltd şirket pay senedinin muvazaalı olarak devrine ilişkindir. Pay senetleri TTK 484 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla dava mutlak ticari dava olmakla ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, "......
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davalı Vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; davanın dayanağı mahkemeninde kabulünde olduğu üzere TBK. 19 maddesi olduğunu, Borçlar kanununda bu dava ile ilgili ihtiyati haciz verilebileceğine dair tek bir hüküm olmadığını, ancak dava İİK 277.vd maddelerince açılmış olsa idi ancak o zaman İİK 281. Maddesindeki "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları İle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir." düzenleme doğrultusunda ihtiyati haciz kararı verilebilirdi. Sayın mahkemeninde kabulünde olduğu üzere müvekkili hakkında herhangi bir icra takibi olmadan İİK.277 ve devamı maddelerince tasarrufun iptali davası açılması mümkün olmadığını, Hülasa TBK 19. Madde mucibince açılmış olan eldeki davada İİK.281....
Tasarrufun iptali davaları, İİK 277 vd maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 281.maddesi uyarınca "iptal davaları basit yargılama usulüne tabi" tutulmuştur. Oysa muris muvazaasına dayalı iptal davasının yargılama usulü farklı olup yazılı usule tabi bir davadır ... Hal böyle olunca mahkemece açıklanan hususlar nazara alınarak her iki dava tefrik edilerek ayrı ayrı esaslara kaydedilip görülmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda tasarrufun iptali ile muris muvazaasına dayalı davaların tefriki ile ayrı esas kaydedilen muris muvaasına dayalı davada iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçluların yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.06.2013 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....
HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, İİK'nın 277 vd. maddelerine dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK'nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 06/01/2023 tarihli 2020/449 Esas 2023/22 Karar sayılı kararında özetle: Dava, TBK 19 madde ve İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ KARARININ GEREKÇESİ: Davanın konusu, terditli talepten birincisi İİK 277 vd. gereğince tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu da açıktır. Hal böyle olunca davaya devam edilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar vermek yerine yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.11.2013 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliği ile karar verildi....