Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının bono nedeniyle müvekkiline borçlu olduğunu, kaldı ki mallarını kaçırmak için satış yoluna gittiğini ve bu satışların iptali için tasarrufun iptali davası açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının davacı aleyhinde tasarrufun iptali davası açtığı, bu nedenle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Davalı tarafından açılan tasarrufun iptali davası ise davacı borçlu tarafından 3. kişiye satışı yapılan taşınmazın satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle İİK'nın 277. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir....

    'den alınarak dosyamız davacısına (takip alacaklısına) verilmesine ..." şeklinde karar verildiğini, kararın düzeltilerek onandığını, karar düzeltme yoluna başvurduklarını, kararın henüz kesinleşmediğini, müvekkilinin tasarrufun iptali davasında tasarrufun iptal edildiği menkulü devralan kişi olduğunu, borcun varlığının devam edip etmediğinin müvekkilinin menfaatini doğrudan etkilediğini, takipteki 14/10/2014 tarihli ödeme emrinde talep miktarının 859.559,59 TL ile sınırlandırıldığını ve devamında istenen faiz için TL üzerinden mi USD üzerinden mi olduğunun açıklanmadığını, tasarrufun iptali davası karar düzeltme aşamasında iken takip dosyasında bir ödeme emri daha olduğunu gördüklerini, bu ödeme emrinin tasarrufun iptali davasına yansıyandan farklı olduğunu, borçlunun ödeme emrine itiraz etmeyerek ödeme emrini kesinleştirdiğini, takipteki borç miktarını ve mevcudiyetini koruyup korumadığı hususunun borçludan çok tasarrufun iptali davalısı olan müvekkilini ilgilendirdiğini, takip dosyasında...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak-tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istihkak davasının kabulüne, tasarrufun iptali davasının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı (karşı davacı) alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı (karşı davalı üçüncü kişi) vekili, Osmaniye 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2106 Takip sayılı dosyasında trafik kaydına 16.04.2010‘da haciz konulan ... plaka sayılı aracın 02.09.2009‘da noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığını, mülkiyetin hacizden önce davacıya geçtiğini, satışta muvazaa bulunmadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiş, tasarrufun iptali davasının ise reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

      Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi doğru değildir. Mahkemece, menfi tespit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle re’sen hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı birleşen dosya davacısı ...'a ve davalı ...'a geri verilmesine 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bankası A.Ş. tarafından davacı aleyhine açılan Tasarrufun İptali davası hükme esas alınmış ise de ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/364 Esas sayılı ... Bankası A.Ş. tarafından ... Tic. Ltd. Şti. vs. aleyhine açılan Tasarrufun İptali davasında davalılar vekilinin satışın gerçek satış olduğuna ilişkin hiçbir dilekçe ve beyanı mevcut değildir. Davalılar vekili Av. ...'ın 07/11/2007 tarihli cevap dilekçesi davada hak düşürücü sürenin gerçekleştiğine ve esasa ilişkin beyanda bulunma haklarının saklı tutulmasına ilişkindir. Mahkemece de, Tasarrufun İptali davasında hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Görüldüğü üzere, Tasarrufun İptali davasında, mahkemece satışın gerçek olduğu hiçbir şekilde tartışılmadığı gibi bu husus mahkemece hükme de esas alınmamıştır....

          ya yapılan TASARRUFUN İPTALİ ile" ibarelerin hükümden çıkartılarak, yerine " davalılar ... ile ... arasında 03.11.2008 tarihinde yapılan dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 3/6 hissesinin devrine ilişkin tasarrufun iptali" ibaresinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 05.06.2018 günü oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın trafik kaydına haciz konulmasından önce noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından satın alındığı, tescil işleminin yapılmamasının satışı geçersiz kılmayacağı, borcun doğumundan önce satışın yapılması karşısında tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği“ gerekçesi ile istihkak davasının kabulü ile karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı (karşı davacı alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nnu 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” ve İİK’nun 97/17. maddesi gereğince karşı dava olarak açılan “tasarrufun iptali” davası niteliğindedir. İcra takibine konu borç, 13.09.2008 tarihli çekten kaynaklanmaktadır. Çeklerin ileri tarihli olarak düzenlenmesi ticari yaşam içinde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Dava konusu araç satışı çekten yaklaşık 20 gün kadar önce yapılmıştır....

              Mahkemece, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için kesinleşmiş bir alacağın ve aciz belgesinin bulunması gerektiği, davacının yaptığı takibin borçlu tarafından yapılan itiraz ile durduğu ve alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının da reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, tasarrufun iptali davalarının ön şartı olan kesinleşmiş bir alacağın mevcut olmamasına, davanın dayanağı yapılan takibin ... olmasına ve borçlu hakkında verilmiş bir aciz belgesinin bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Tasarrufun iptali davalarında ön şart yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi halinde davalılar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekirken...

                Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Yine İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Somut olayda dava ve tasarrufa konu edilen 34 HKL 66 plakalı araç 08.05.2001 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç 23.06.2006 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç ise 21.06.2005 tarihinde davalı ... adına tescil edilmiş, dava 01.08.2009 tarihinde açılmış, davacının alacağı boşanma kararı ile verilen nafaka alacağına ilişkin olup boşanma davası 10.10.2006 tarihinde açılmış, 13.02.2007 tarihinde ise karara bağlanmıştır....

                  Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunmasının gerekmesine, somut olayda kamu alacağı borçlusu ...'...

                    UYAP Entegrasyonu