CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tasarrufun iptali davalarına İİK.’nın 281. Maddesince genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin bakması gerektiğini beyan ederek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: ---- dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı. DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, tasarrufun iptali talebine ilişkindir. "Dava, terditli olarak İİK'nin 277. ve devamı maddelerine olmadığı taktirde TBK'nin 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davacı tarafın istemi bu şekilde değerlendirilmiş, karar gerekçesi buna göre oluşturulmuş ve davacı tarafça da bu yöne ilişkin bir itirazda bulunulmamıştır. İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacılar tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Mahkemece, borçlunun aciz halinin resen araştırılması gerektiği hususunda da bir tereddüt yoktur....
Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut tapu kayıtlarının incelenmesinden, dava konusu 3868 Ada 8 parselle ilgili olarak davalı borçlu arsa sahibi ... ile dava dışı yüklenici .. arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, 7 nolu bağımsız bölümün yüklenici .., 10 nolu bağımsız bölümün borçlu Seyfettin'e düştüğü, davalı .. 11.02.2011 tarihinde 7 nolu bağımsız bölümü mütahhit ..'dan, 10 nolu bağımsız bölümün ise 12.07.2010 tarihinde borçludan satın aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu 10 nolu bağımsız bölümle ilgili olarak borçlu tarafından yapılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olarak İİK'277 ve devamı maddelerinde belirtilen iptal koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır....
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, icra takiplerine konu alacağın tahsili amacıyla, İİK'nin 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacılar vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nin 285/2'nci maddesi ile aynı kanunun 257 ve devamı maddelerinde ön görülen ihtiyati haciz kararları, konuları ve sonuçları itibarıyla birbirinden farklıdır. Zira İİK'nin 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklı tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını alma yetkisini elde eder....
Mahkemece, davanın İİK'nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, ticari dava niteliğinde olmayıp genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik karar verilmiş hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunmasına bundan dolayı asliye hukuk mahkemelerinin görevine girdiği ve öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda ......
İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacılar tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Davacı tarafından borçlu ... adresinde yapılmış bir haciz de bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borçlu kooperatifin borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek borçlu hakkında yapılan muvazaalı takibe ilişkin tasarrufun İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptalini talep etmiştir. Mahkemece, tensiple birlikte davanın ticari dava niteliğinde olduğu ve davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev yönünden reddine karar verilerek dosyanın talep halinde Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş hüküm davalı ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığı konusundadır. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra İflas Kanunu m.277 vd. 3. Değerlendirme HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 3.1. İİK’nin 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarıyla ilgili olarak İİK'nın 281/2 maddesinde kendine mahsus ihtiyati haciz düzenlemesi mevcuttur. İİK'nın 281/2 maddesi "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." şeklindedir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Öncelikle yerel mahkemenin istinaf başvurusu için verdiği ek kararın yanlış olduğu, istinaf harçlarının süresinde yatırıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurunun esasının incelenmesine geçilmiştir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır....
Davalılar taşınmazların satışına ilişkin tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, satışların gerçek olup kötü niyetli olmadıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece borcun satışlardan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerindeki tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar elinde kati yada geçici aciz vesikası bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Davacılardan Abdulhaluk ve Kısmet tarafından girişilen icra takibi sebebiyle alınmış bir aciz vesikası bulunmadığı gibi yargılama sırasında da ibraz edilmemiştir. Aciz vesikasının varlığı davanın görülebilme koşulu olup mahkemece resen nazara alınması gerekir. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması doğru değildir. Öte yandan tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinin iptali istenen tasarruftan öncesine ait olması gerekir....