Gerekçesi; davanın TBK 19 md uyarınca açıldığı, davanın temel konusunun alacak olduğu, bu yüzden taşınmazlara tedbir konulamayacağı, İİK 281/2 md şartları oluştuğu için ihtiyati haciz konulabileceği şeklindedir. Davacı vekili 22/12/2021 tarihinde yeni bir talep dilekçesi vermiştir. Bunun üzerine mahkemece (23/12/2021) tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir talebinin reddine, dava dilekçesinde konu edilmeyen araçlar ve taşınmazlar ile banka hesapları yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, dava dilekçesine konu araç ve taşınmazlar ile şirket hisseleri yönünden ihtiyati haciz şerhi konulmasına karar verilmiştir. Gerekçesi; davanın TBK 19 ve İİK 277 vd md uyarınca açıldığı, davanın temel konusunun alacak olduğu, bu yüzden araç ve taşınmazlara tedbir konulamayacağı, İİK 281/2 md şartları oluştuğu için dava konusu araç ve taşınmazlar ile şirket hisselerine ihtiyati haciz konulabileceği, dava konusu olmayan şeyler yönünden ret kararı verildiği şeklindedir....
Noterliğinin 05.12.2012 tarih ve 239434 yevmiye no.lu sözleşmesi ile Girişim Varlık Yönetim A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, müvekkili şirketin alacağının tahsili imkanı bulunmadığını, davalının taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini, davalılar arasında yapılan taşınmaz satış işleminin muvazaalı olup İİK. 277. ve devamı maddeleri ve TBK. 19. maddesi uyarınca da iptali gerektiğini belirterek, tasarrufun iptaline, dava konusu taşınmaz üzerinde İstanbul Anadolu 5.İcra Müdürlüğünün 2010/6464 esas sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer’ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre; dava, İİK 277. ve devamı maddelerine dayanılarak açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İcra Müdürlüğü’nün 2018/12798 E. sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış ve takibin kesinleşmiş olduğunu, ilgili icra dosyasından borçlunun menkul ve gayrimenkul malına rastlanılmadığı ve borcun tahsil edilememiş olduğunu, davalı-borçlunun adına kayıtlı Adana İli, Seyhan İlçesi, Cemalpaşa Mah. 2510 ada, 1 parselde kayıtlı dükkan nitelikli taşınmazını 02/11/2016 tarihinde diğer davalı ve aynı zamanda borçlunun kardeşi olan T3'a alacaklılardan mal kaçırma maksadı ile düşük bir bedel ile muvazaalı olarak devretmiş olduğunu, a1alacaklılara zarar vermek kastıyla yapılan bu tasarrufun, müvekkili bakımından İİK’nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptali, aksi takdirde TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali ve müvekkili bakımından dava konusu taşınmaz üzerinde alacak ve tüm fer’ ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesi, İİK. 281/2 uyarınca dava konusu taşınmazların kaydına müvekkili şirketin bir güven kuruluşu olması sebebiyle...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/536 ESAS, (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddeye dayalı) KARAR : Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/11/2022 tarih, 2022/536 esas (derdest) sayılı ara kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı T4 boşanmalarına ilişkin Çorlu 1. Aile Mahkemesinin 2020/355 Esas 2022/154 Karar sayılı dosyası ile boşanmalarına karar verildiğini, müvekkilinin boşanma davasının bitmesi ve aldatılması nedeni ile Çorlu 3....
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali, olmadığı takdirde TBK 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İİK'nin 281/2'nci maddesi gereğince, "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur." Bu tür davalarda davanın kabulü halinde takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilir. Tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak yeni bir icra takibi sözkonusu olmayıp İİK'nin 281/2'nci maddesi gereğince uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşür ve davacı alacaklı verilen ilamı icra dosyasına ibraz ederek cebri icra işlemine devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/01/2013 NUMARASI : 2008/340-2013/59 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Banka vekili, davalı borçlu Musa aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı Ümit’e onun da davalı Ayser’e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı Musa ve Ümit vekili ile davalı Ayser davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, aciz belgesi sunulmadığı ve akrabalığın muvazaayı göstermeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK 18. (TBK 19.) maddesine dayalı muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin davalı T4'ın vekili olarak Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/1907 Esas sayılı dosyasını takip ederken davalı T4 tarafından 01/12/2015 tarihinde azledildiğini, azil ile birlikte davacının vekalet ücretinin muaccel olmasına rağmen davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine davacının davalı aleyhine Adana 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2017/172 Esas ve 2017/2557 Karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının lehine sonuçlanması üzerine ilamın Adana 2. İcra Müdürlüğü'nün 2017/11530 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacının alacaklısı olduğu icra dosyası bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma sonucunda T4'ın Adana 12....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T6 vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını, dava açıldıktan sonra ön inceleme duruşmasından önce davacı yanın davadan feragat ettiğini, feragat uyarınca dosyanın karara çıktığını, taraflarına sehven maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, tasarrufun iptali davalarında hükmedilecek vekalet ücretinin AAÜT'ye göre nispi olduğunu, ön inceleme duruşması öncesi yapılan feragat nedeniyle hükmedilecek nispi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini, tarafınca bu konuda tavzih dilekçesi verilmiş ise de bugüne kadar düzeltme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) istemine ilişkindir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....
İlk derece mahkemesince; İİK 277 vd. md. uyarınca tasarrufun iptali davası için mevcut bir icra takibi ve aciz vesikası alınmasının ön koşul olduğu, bunların dosyada mevcut bulunmadığı, kaldı ki davacının Bursa 2. Aile Mahkemesi'ndeki 2017/1033 Esas sayılı dosyada da işbu davaya konu talebin aynısını talep ettiği, hem aynı taleple önceden açılmış bir dava olduğu, hem de tasarrufun iptalinin özel dava şartlarının sağlanmadığı belirtilerek davanın usulen reddine karara verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davanın İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddesi uyarınca açılmış olduğu değerlendirmesinde bulunulduğunu, halbuki davanın Türk Borçlar Kanunu 19. maddesinde tanımlanan muvazaa davası olduğunu, esasen ortada bir muvazaa bulunduğunun ispatlandığını, bu konuda açtıkları diğer bir davanın kabul edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....