İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekili dilekçesinde özetle;öncelikle İİK 277 uyarınca tasarrufun iptali terditli olarak da BK 19.madde gereğince muvazaa iddiası olduğunu,mahkemenin tasarrufun iptali talebini değerlendirmeden davayı reddettiğini,başlattıkları icra takibinden sonra davalı borçlunun alacağını kardeşine devrettiğini,tarafların kardeş olduğunu,geçici aciz vesikasının olduğunu,davalının sunduğu faturalar ile yaptığı işin alakası olmadığını,davanın kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava ,davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali olmadığı takdirde TBK 19 maddesi gereği muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali talebidir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği ,kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delilere göre, davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olup genel Mahkemelerin görevli olduğu, niteliği itibarıyla tasarrufun iptali davalarının ticari davalardan olmayıp Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmediği, 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren yeni TTK ile de Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin işbölümü olmayıp görev ilişkisi haline getirildiği, eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesince bakılması gerektiğinden mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep halinde dosyanın görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..., ..., ..., .... vekili ile davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Burada üçüncü kişi iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. 3- Yine 6098 sayılı TBK 19. maddesinde düzenlenen ve üçüncü kişi tarafından açılan muvazaa sebebine dayalı davaların yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca her zaman ikame edilebileceği, davanın görülebilirlik şartlarının, tasarrufun borçtan sonra yapılmış olması ve geçerli bir alacağın bulunması olduğu, bunlardan başka mevcut bir icra takibi ve aciz vesikasının aranmayacağı, bu şekilde dava kabul edildiği takdirde 2004 sayılı İİK 283. maddesinin kıyasen uygulanarak alacaklı davacı üçüncü kişiye kayıt tashihine mahal olmaksızın lehine tasarruf yapılan davalı adına kayıtlı şey üzerine alacakla sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına, emval elden çıkarılmış ise nakden tazmine karar verilebilecektir. 4- Son olarak bu tür davalarda İİK 277 ve devamındaki tasarrufun iptali davalarına kıyasla dava değeri alacak miktarı ile temlik edildiği tarihte tasarrufun rayiç değerinden hangisi az ise dava harcı ve vekalet...
Maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteminin dinlenmesi mümkün olmayıp davacı yanın dava dilekçesinde dayandığı diğer dava nedeni olan TBK 19 maddesine dayalı tasarrufun iptali isteminin zaman aşımına tabi olmadığı İİK 284. Maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı anlaşılmakla mahkemece bu dava nedeni yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süre dolmuş olan İİY.nın 277. Vd. Maddelerine dayalı istemin kabulü yasaya aykırıdır. Kabule göre ise; davalı-borçlu T7 tarafından diğer davalı 3. Kişiye davaya konu 113 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payı devredilmiş olmasına karşın taşınmazın tamamının borçla yükümlü tutulacak şekilde karar verilmiş olması da yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekili istinaf başvurusunun HMK 353- 1- a-4- 6 maddeleri uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Çünkü İİK 277 ve TBK 19 dayalı davalarında sonuç aynı olsa da yargılama usülleri ve şartları farklıdır. Yargılama usulleri ve şartları farklı olan bir davayı hem İİK 277 ve devamı md. göre hemde BK 19. md. dayalı olarak değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak dava dilekçesi taraf beyanları ve toplanan deliller karşısında davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptali davası olduğu bu madde ve devamı maddeleri gereği araştırma yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına bakıldığında 21/01/2021 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası hükmünde olduğu davacının gerçek bir alacağı olup alacağın tasarruf işleminden önce doğduğu yani dava koşullarının davada bulunduğu anlaşılmaktadır....
D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın TBK 19 maddeye göre muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, bu davalarda İİK'nın tasarrufun iptali davalarındaki hükümlerin kıyasen uygulandığını, bu davalar için özel yetkili yada görevli mahkemenin belirtilmediğini, görev ve yetki yönünden genel hükümlere tabi olduğunu, davanın ticari dava olmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, görevsizlik kararının yerleşik içtihatlara açıkça aykırı olduğunu beyanla görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19.maddesine dayalı muvazaalı tasarruflun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Gerekçesi; davanın TBK 19 md uyarınca açıldığı, davanın temel konusunun alacak olduğu, bu yüzden taşınmazlara tedbir konulamayacağı, İİK 281/2 md şartları oluştuğu için ihtiyati haciz konulabileceği şeklindedir. Davacı vekili 22/12/2021 tarihinde yeni bir talep dilekçesi vermiştir. Bunun üzerine mahkemece (23/12/2021) tarihli ara kararıyla ihtiyati tedbir talebinin reddine, dava dilekçesinde konu edilmeyen araçlar ve taşınmazlar ile banka hesapları yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, dava dilekçesine konu araç ve taşınmazlar ile şirket hisseleri yönünden ihtiyati haciz şerhi konulmasına karar verilmiştir. Gerekçesi; davanın TBK 19 ve İİK 277 vd md uyarınca açıldığı, davanın temel konusunun alacak olduğu, bu yüzden araç ve taşınmazlara tedbir konulamayacağı, İİK 281/2 md şartları oluştuğu için dava konusu araç ve taşınmazlar ile şirket hisselerine ihtiyati haciz konulabileceği, dava konusu olmayan şeyler yönünden ret kararı verildiği şeklindedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/06/2022 NUMARASI : 2022/351 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça davalılar arasında dava konusu taşınmazların muvazaalı olarak devredildiği hususunun ileri sürülerek tasarrufun iptaline, cebri icra yetkisi verilmesine ve tedbire yönelik karar verilmesi talep edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında 20/06/2022 tarihli ara kararında özetle; davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava değerinin %15'i olan 7.500,00 TL teminat mukabili kabulüne yönelik karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09.05.2022 NUMARASI : 2021/337 ESAS - 2022/304 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TBK 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir. Somut olayda; davacı vekilinin, davalılar arasında yapılan tasarrufun muvazaalı yapıldığı iddiasıyle iptalini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; muvazaalı olduğu iddia edilen takibin kasım 2015 tarihinde başlatıldığı, davanın 5 yıl içinde açıldığı, ön koşulların oluştuğu, davalı tarafından iptali istenen tabibe dayanak kambiyo senedinin dayanağının ispatlandığı, banka havalesinin açıklamasında borç ve ödünç yazdığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....