Davalı T3 vekili 08/07/2022 tarihli dilekçesinde özetle; iş bu davanın her ne kadar Türk Borçlar Kanunu 'nun 19. Maddesi uyarınca muvazaa iddiasıyla açıldığı belirtilmiş olsa da gerçekte İcra İflas Kanunu'nun 277. Maddesi vd. Maddeleri gereğince açılmış bir tasarrufun iptali davası olduğunun açıkça ortada olduğunu, davacının asıl niyetinin İİK 277. Madde vd....
Ortakır Mevkii 944 parsel, 452 parsel, Ayter mevkii 387 parsel sayılı taşınmazları davalı eşi T3 devrettiğinin tespit edildiğini, bu devirlerin muvazaalı olarak mal kaçırma amacıyla yapıldığını, bu nedenlerle TBK.19.madde gereğince hükümsüzlüğünün tespiti ile taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı T4 adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir. İLK DERECE MAHKEME ÖZETİ : Konya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/03/2021 tarih 2020/216 Esas 2021/197 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; "Dava; TBK.nun 19.maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı iptal davalarında kural olarak 3. kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....
Dava dilekçesi incelendiğinde, mirasın reddinin gerçek mirasın reddi amacıyla olmadığı, görünürde miras reddedilmiş ise de amacın borcu ödememek olduğu, uygulamada da sonrasında borçluya hisse verildiğinin görülmekte olduğu belirtilmekte ve nihayette, muvazaalı mirasın reddi işlemi yok sayılarak, diğer mirasçılara intikal eden murise ait İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Salhane mah, 31670 ada 24 parselde, borçluya intikal etmesi gereken 5/40 hissenin iptali ile T11 adına tescilinin istendiği görülmektedir. Yani, görünürde yapılan işlemin gerçek olmadığı iddiası ve tescil kaydının düzeltilmesi talebi mevcuttur. Bu talep, mirasın reddi işlemi yokmuş gibi taşınmazın murisin tüm çocuklarını kapsayacak şekilde yeniden tescilini içermekte olup, anlatım da, TBK'nun 19 maddesinde yer alan muvazaanın tanımına uygundur. Dava dilekçesindeki anlatıma göre davanın TBK 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. BK'nun 19....
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davacı Vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece açılan davanın hacze bağlı tasarrufun iptali davası olarak kabul edilerek, akabinde aciz vesikası veyahut geçici aciz vesikası sunulmadığından dolayı reddedildiğini; ancak dava dilekçesinde belirtildiği üzere söz konusu davanın sebebi işçilik alacağından kaynaklı şu an halen derdest olan dosya aşamasındaki mal kaçırma eylemine dayandığını, yani muvazaaya bağlı (TBK 19) iptal davası olduğunu, nitekim TBK 19 uyarınca açılan muvazaaya bağlı iptal davalarında borçlu aleyhine icra takibi başlatılma zorunluluğu yani dava ön şartı bulunmadığı gibi iş bu davada da işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, hakimin taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yaparak uygulanacak yasa maddelerini bulmakla görevli olduğunu, dava dilekçesinde davacı müvekkilinin davalı yanlardan birinin işyerinde işçi olarak çalıştığını, haksız...
Hukuk Dairesinin 2021/19277 Esas ve 2022/10757 Karar numaralı, 21/09/2022 tarihli kararıyla özetle; "Asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. (...) Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/271 KARAR NO : 2021/201 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ELBİSTAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2020/124 ESAS- NULL/NULL KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Elbistan 3....
Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/650 KARAR NO : 2023/612 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : RİZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24.01.2023 (Ara Karar) NUMARASI : 2023/34 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı ile TBK 19. Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Dava TBK 19. Maddesine ve İİK 277. devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası Öncelikle "Tasarrufun iptali" davasının hukuki niteliğinin irdelenmesinde yarar vardır. Kural olarak herkes maliki bulunduğu mal ve haklar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilir. Haciz ve iflasta ise bu tasarruf yetkisi kısıtlıdır. Borçluların mallarına haciz konulmadan veya haklarında iflas kararı verilmeden önce mal ve haklarını devretmelerinde veya üzerinde başka türlü tasarrufta bulunmalarında hukuken bir sakınca bulunmamakta ise de, yakında malları üzerine haciz konulması ihtimali bulunan ya da iflâs etmek üzere olan borçluların, mallarını alacaklılardan kaçırmak için bazı şüpheli tasarruflarda bulundukları çok sık rastlanılan bir durumdur....
işlem yapmadığını ve takibin TBK 82. maddesi gereği 2 yıllık zaman aşımına uğratıldığını ve düşürüldüğünü, Gölcük İcra Müdürlüğünün 2012/4546 E. sayılı dosyasında alacaklı vekili tarafından 07/12/2012 tarihinde icra takibi yapıldığını, icra takibi yapıldıktan sonra aradan geçen 8 yıldan fazla süre içerisinde borçlu şirket adına hiç bir mal varlığı sorgulaması, haciz işlemi yapılmadığını, TBK 82. maddesi gereği 2 yıllık zamanaşımının defalarca geçmiş olduğunu, oysa alacaklı vekilinin, aleyhinde tasarrufun iptali davası açtıktan sonra aradan geçen 8 yıl içerisinde asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı sorgulaması ve haciz işlemi yapmış olsa idi şirketten tahsilat yapma ve alacağı tahsil etme imkanı var iken yapmadığını ve kötü niyetli olarak tasarrufun iptali davasının sonucunu bekleyerek şahsının mal varlığına göz diktiğini, alacaklı ile asıl borçlu şirket şahsımdan haksız çıkar elde etmek için sahte makbuzlar düzenlendiğini ve şahsı aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını,...