Mahkemece, tarafların kardeşi olması nedeni ile İİK'nun 278/1 göre yapılan tasarrufun bağışlama hükmünde olduğundan bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.048,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlular vekili, aracın davacıya satıldığını ve bir ilgilerinin olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır Mahkemece, alacaklının bağımsız olarak açtığı tasarrufun iptali davası birleştirerek yaptığı yargılama sonunda, davacı 3.kişinin istihkak davasının kabulüne alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasının reddine ilişkin kararı, Yargıtay 21....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan delillere göre; temel ilişkinin tasarruftan önce oluştuğunun, davacı tarafça ispatlanamaması ve bu hususun tasarrufun iptali davasında ön şartın olduğu gözetilerek ön şart yokluğundan dolayı davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İİK'nın 277'e dayalı tasarrufun iptali davalarında; davacı taraf bir alacağa dayanarak iptal isteğinde bulunmuş ise bu alacağın tasarruf tarihinden önce doğmuş olması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, bu tür davaların dinlenebilme koşulları arasında mahkemece de belirlendiği gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması gerektiği, somut olayda takip konusu borcun 12.12.2007 ve 29.12.2007 keşide tarihli çeklere dayalı olup iptali istenen tasarrufun 17.5.2007 tarihli olması nedeniyle görünüşte dava konusu tasarrufun borçtan önce yapıldığının anlaşıldığı, ancak davacı vekili takip konusu alacağın iptali istenen tasarruftan önce ve davalı borçlu ile aralarında organik bağ bulunan ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/101 esas sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında mahkemenin satışın iptaline karar verdiğini, satışın iptali davasının kesinleştirilmemesini fırsat bilen davalı ...’ın taşınmazı diğer davalı ...'a sattığını, iş bu satışın müvekkillerine zarar vermek amacıyla yapılmış olduğunu belirterek bu tasarrufun iptalini talep etmiş ve mahkemece dava; hukuki tasnifinde İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olarak kabul edilmiş ve dava bu şekilde görülmüştür. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri de Mahkemece belirlendiği gibi iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda takip konusu alacak 5.8.2012 tanzim 15.3.2013 vadeli 20.000 TL'lik bonoya dayalı olduğundan borcun doğum tarihinin senedin tanzim tarihi olan 5.8.2012 olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek taraf delillerinin toplanması, diğer dava koşulları yönünden ... dosyanın incelenmesi, dava koşullarının varlığı halinde de dava konusu tasarrufun İİK'nun 278,279,280.maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken borcun doğumunun senedin vade tarihi olarak kabulü isabetli görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, tapudaki haciz şerhinin kaldırılması; karşı dava ise İİK’nın 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-karşı davacı ... tarafından tasarrufun iptali isteminin reddine dair verilen karar yönünden temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına, davanın açıklanan niteliğine ve temyiz edenin sıfatına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 17. ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
alacaklılardan önce ödeme yapılması gerektiği, bu nedenle taşınmazın haciz tarihi şikayetçinin haciz uyguladığı tarihten sonra olsa bile tasarrufun iptali davasına dayalı olduğundan öncelikli olarak bu alacağın ödenmesi gerektiği, şikayetçi tarafın şikayet dilekçesinde belirttiği diğer alacaklı olduğu dosyalarda 2000 tarihinde konulan hacizlerden sonra konulmuş haciz bulunmadığından bu dosyalardaki hacizlerin zaten düştüğü, bu itibarla bu dosyaların hacizlerinin değerlendirmeye alınmadığı, tasarrufun iptali nedeniyle şikayet olunanın takip dosyası alacağının öncelikli olmasına dair hususların bu dosyalar için de geçerli olduğu, gerek şikayet olunanın dosyasında taşınmaza konulan ve hala geçerli olan haciz tarihinin, şikayetçi tarafından aynı taşınmaza İstanbul 13....
Dava BK’nın 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 18. maddesinde düzenlenen biçimi ile dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine mi yoksa İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine mi ilişkin olduğu, burada varılacak sonuca göre mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen kararın yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Dava; mahkemece, İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. Özel Daire ise, davanın, mülga 818 sayılı BK’nın 18. maddesinde düzenlenen biçimi ile muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu belirtmiştir. Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini belirlemek hâkimin doğrudan görevidir....