Celsede alınan beyanında ilgili taşınmazın muvazaalı bir şekilde kendisinin aldığını ikrar etmesini de dikkate alarak davanın TBK 19 maddesi gereği açılan muvazaaya dayalı iptali davası olarak nitelendirilip İİK 277. ve devamı maddeleri gereği açılan tasarrufun iptali davasında istenen aciz vesikası sunulması ara kararından vazgeçerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Eldeki davacı tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak davanın görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya tasarrufun iptali davası olarak bakılması gerekir. İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olmasından dolayı bu tür davaları, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat'i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilmektedir....
Bu halde İİK’nın 283/2 maddesi gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz talebi üzerine İİK'nın 281/2.maddesine göre, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verilebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. İİK'nın 281/2.maddesinin 2. cümlesi ile de aleyhlerine nakden tazmin talep edilenler yönünden teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır....
a satılmasına ilişkin 16.07.2013 tarihli satış işleminin iptali ile, ...'un elinden çıkardığı taşınmazın değeri 130.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davacının tasarrufun iptali ile birlikte nakden tazmin talep edemeyeceğini, nakden tazmin veya tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığını, satış işleminin gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bozmadan önce verilen 11/02/2016 tarih ve 2014/283-2016/58 sayılı karara karşı davalı ... tarafından temyiz talebinde bulunulmuş, temyiz talebinin değerlendirilmesinde; ilgili kararın 28/03/2016 tarihinde davalı ... vekili Av. ......
Mahkemece, davacının, tasarrufun iptali davası ile elde edebileceği sonuçları tazminat davası ile elde etmeye çalıştığı ve taşınmazın davalı Banka’ya geçmesinde muvazaa bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair kararı Dairemizin 2013/8882 Esas 2014/16663 Karar sayılı ilamı ile davanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olması davanın dayanağını BK'nın 18. ( TBK 19.) maddesi teşkil etmesi nedeniyle, davanın şartlarına yönelik inceleme yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davanın kabulüne İİK'nın 283. maddesi gereğince taşınmazın davalı ... tarafından ...'a satış tarihi olan 28/01/2007 tarihi itibari ile değeri olan 79.000,00 TL'nin ( takip konusu alacak ve ferilerinin miktarı bu miktardan fazla olduğu için ) davalılar ... ve ...'dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2021 NUMARASI : 2020/19 ESAS- 2021/507 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01/07/2021 tarih ve 2020/19 Esas ve 2021/507 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa İli Haliliye İlçesi Atatürk Mah. 20 ada 77 parsel 3. Kat 16 nolu BB taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun müvekkili bakımından İİK. 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptali, olmadığı takdirde TBK. 19....
Eldeki davada borçlu tarafından devredilen ve iptali istenen taşınmazın birden fazla kez devir görmüş ve devir alanlardan 4. kişi Akden Tur. İnş. Gıda Mad. Otomotiv İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve 4. kişi T3 davalı olarak gösterilmiştir. Davalı 4. kişinin devir ettiği şahıs ise davalı olarak gösterilmemiş ve nakden tazmin talep edilmiştir. 3.kişinin, 4.kişiye yaptığı tasarrufun iptali için 4.kişinin iyiniyetli olmadığının ispatı gerekli ise de yeterli değildir. Ayrıca borçlunun 3.kişiye yaptığı tasarrufun iptali koşularının gerçekleşmiş olması da zorunludur. Nitekim Yargıtay 17....
Davacı dava dilekçesinde hem TBK 19 hem de İİK 277 ve devamı maddelerine dayanmış olup HMK 31- 33 maddesi gereği mahkemece davanın TBK 19 ve devamına dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek yargılama yapılması ve kıyasen İİK 283. Maddelerinin uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece gerekçede TBK 19 ve İİK 280. Madde gereği tasarrufun iptaline karar verilmiş olsa da davalıların baba kız olması, tasarruf edilen taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında misli fark olması ve dosyaya yansıyan diğer delillere bakıldığında davalılar arasındaki tasarruf işleminin muvazaalı olduğu anlaşılmakla mahkemece sadece TBK 19 maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken gerekçeye fazladan İİK 280. Maddesinin eklenmesinde sonuç olarak dava TBK 19. Maddesinden kabul edilmiş olduğundan hukuka aykırı bir durum söz konusu değildir. TBK 19....
Taraflar arasındaki dava, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, davacının temlik aldığı alacağına dayalı olarak dvalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle nakden tazmin isteminden kaynaklanmaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın mal kaçırmaya dayalı tasarrufun iptali davası olduğu anlaşıldığından davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadaki beyanlara, istinaf dilekçelerinde davanın tasarrufun iptali davası olmadığının ileri sürülmemesine ve davacılar vekillerinin dilekçelerindeki vakıaların açıklanması gözetildiğinde, asıl davanın İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açıldığının anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali koşulları olup oluşmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne; muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davaları ise yazılı yargılama usulüne; tabidir. Birleşen dava yönünden davacı vekillerinin özellikle temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri beyanlara göre birleşen davanın TBK 19 maddesine dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Farklı yargılama usulüne tabi davaların birlikte görülmesi caiz değildir....
Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında icra takibinin kesinleşmiş olması ve alacaklının elinde kesin aciz veya geçici aciz vesikası bulunması gerekir. Somut olaya gelince; İİK.'nın 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına yönelik kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Mahkemece, icra takibinin başlangıç tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle TBK.'...