WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı T4 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özet olarak; davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin mahkemece davanın tasarrufun iptali davası olduğu gerekçesiyle Konya BAM 3.HD nin 2020/1256 esas 2021/188 Karar sayılı kararına dayanılarak ihtiyati haciz talebi olarak yorumlandığını ve ihtiyati haciz kararı verildiğini, herşeyden önce ihtiyati haciz kararının dayanığı olan tasarrufun iptali davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tasarrufun iptali davasının İİK m277 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini ve bu maddeye göre tasarrufun iptali davasını ancak elinde geçici yahut kati aciz vesikası olan alacaklının açabileceğini, bu açıklamalar ışığında müvekkilinin halihazırda davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından açılan tasarrufun iptali davasının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dayanağı hukuka aykırı olan ihtiyati haciz kararının da haksız ve hukuk aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkemece verilen ihtiyati hacze ilişkin itirazın...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelemeye göre dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava, taraf muvazaası iddiası ile açılmış olup, dairemiz sadece muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği bakımından görevlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesine dayalı muvazaa iddiasına bakımından mülkiyet hakkının öncesinde davacıya ait olup olmadığı yönünden bir ayrıma da gidilmiş değildir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarihli ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

    BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

    - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı ...... vekili alacaklarının kambiyo senedine dayandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı yanca davalı borçlu aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve bedeli paylaşıma konu aracın devrine ilişkin tasarrufun iptal edildiği, ancak aracın satılmış olması karşısında para alacağına hükmolunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      olması nedeniyle vekalet ücretinin de eksik hesaplandığını belirterek kararı istinaf etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın önşart yokluğundan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına taşınmazı 14.9.2012 tarihinde davalı ...'e sattığını, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, elden çıkarılmış ise tazminat olarak davanın devamına, bu talebin subut bulmaması halinde dava konusu tasarrufun muvazaa nedeniyle iptaline verilmesini talep etmiştir. Davalı borçlu ..., davayı kabul ettiğini, dava konusu satış işleminin gerçek olmadığını belirterek davanın kabulünü istemiştir....

        Bu tür davalar alacak nedeniyle yapılan takibe bağlı davalar olduğundan dava devam ederken borcun ödenmiş olması halinde dava konusuz kalacaktır. Davalı idare 11.03.2015 tarihli yazı cevabıyla dava konusu vergi borcunun tamamının ödendiğini bildirmiştir. Her ne kadar dava esastan reddedilmiş ise de; tasarrufun iptali davasının şartı olan takip konusu alacak ortadan kalkmış olup bu durumda mahkemece alacağın ödenmesi nedeniyle “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekir....

          Diğer bir anlatımla, tasarrufun iptali davalarında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, cebri icra yetkisi talep edilen taşınmazların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Nitekim muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilmiştir....

          Mahkemece, davacının, tasarrufun iptali davası ile elde edebileceği sonuçları tazminat davası ile elde etmeye çalıştığı ve taşınmazın davalı Banka’ya geçmesinde muvazaa bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair kararı Dairemizin 2013/8882 Esas 2014/16663 Karar sayılı ilamı ile davanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olması davanın dayanağını BK'nın 18. ( TBK 19.) maddesi teşkil etmesi nedeniyle, davanın şartlarına yönelik inceleme yapılması gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davanın kabulüne İİK'nın 283. maddesi gereğince taşınmazın davalı ... tarafından ...'a satış tarihi olan 28/01/2007 tarihi itibari ile değeri olan 79.000,00 TL'nin ( takip konusu alacak ve ferilerinin miktarı bu miktardan fazla olduğu için ) davalılar ... ve ...'dan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Mahkemece davanın İİK'nın 277 vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine yönelik olduğu kabul edilerek aciz belgesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça B.K muvazaa hukuksal nedenine dayandığı gibi 24.05.2016 tarihli ilk celsede de davanın BK'nun 19.maddesine göre açıldığını belirtmiştir. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış hukuksal nitelendirme nedeniyle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu