WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe ve dosya içeriğine göre dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin değil, B.K.nun 18.maddesine dayalı olarak açılan muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup hükme yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait olmakla dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 5.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalılar vekili, davacının husumet ehliyetinin bulunmadığını, kardeşler arasında yapılan tasarrufun tek başına muvazaa sebebi oluşturmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davacı tarafın talebinin yerinde olmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacının, tapusunun iptalini talep ettiği taşınmazların maliki, mirasçısı ve alanı/satanı olmadığı, bu itibarla aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....

      Mahkemece; tüm dosya kapsamıyla dava tarihi itibariyle 2012/1429 ve 2012/1430 esas sayılı takip dosyaları yönünden tasarrufun iptali şartlarının mevcut olduğu ancak işlemiş faiz talebindeki fazlalık ve dava dışı alacaklının alacağının ödenmesi nedeniyle davalı borçlunun ... İlçesinde bulunan taşınmazları üzerindeki hacizlerin kalkması nedeniyle borçlunun acz hali sona erdiğinden tasarrufun iptali şartları yargılama sırasında ortadan kalktığından davanın reddine ve yargılama giderlerinin dava açılmasına sebebiyet veren davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava BK. 18. maddesine göre açılmış muvazaa nedenine dayalı iptal davasıdır. Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

        Muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı iptal davasında davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ayrıca Muvazaa iddiası ile açılan tasarrufun iptali davaların zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebilmektedir. Somut olayda davacı vekili eldeki davayı açıkça Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı olarak açmıştır. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında İİK'nın 277. vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi şartı aranmaz....

        Yüzeysel bakıldığında tasarrufun iptali davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nın 277 .maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3.kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....

        Mahkemece, davalılar arasında akrabalık bağı ve iş ilişkisi bulunmadığı, taşınmazların devredilen davalılar tarafından yaklaşık 10 yıldır kullanıldığı, devreden davalıların kaza nedeniyle paraya ihtiyaçları bulunduğu, satışların gerçek olduğu ve muvazaa bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ve davalılardan ... ve ... Dıravacı mirasçıları vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, İİK 277 vd. maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

          Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284 üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davalarında kıyasen uygulanabilecek nitelikte olan İİK'nin 281 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilebileceği belirtilmiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, dilekçesinin açıklanmasından anlaşılacağı gibi davacı muvazaa nedenine dayanarak (BK 18. md.) taşınmaz satışının iptalini istemiştir. Dava tasarrufun iptali icra takibinin devamını kapsamamaktadır. Zaten Tasarrufun iptali biçiminde açılan ilk davanın reddedilmesi üzerine davacı taraf bu davayı açmıştır. Bu hale göre davanın temyiz incelemesini yapmak görevi Yüksek Yargıtay 4.Hukuk Dairesine aittir. Ne varki anılan dairecede gönderme kararı verildiğinden dosyanın görevli dairenin belirlenmesi için Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir. Bir an için davanın tasarrufun iptali niteliğinde olduğu düşünülse bile dosyanın yargıtaya geliş tarihi 29.1.2007 tarihinden öncesine rastlamakla bu haldede temyiz incelemesinin Yüksek 15. Hukuk Dairesince yapılması gerekmektedir....

            Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın İİK'nun 280 maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacının alacaklı olduğunu belirttiği 2012/132 ve 2012/175 Esas sayılı davaların derdest olup davacının varlığını iddia ettiği alacağın muaccel hale gelmediği, 2012/132 Esas sayılı dosyadan verilen 18.4.2012 tarihli ihtiyati tedbir kararının da alacağı muaccel hale getirmediği gibi aciz vesikasına da bağlanmadığı, davanın açıldığı tarihte aciz belgesine bağlanmış muaccel ve talep edilebilir davacı taraf alacağı bulunmadığı, tasarrufun iptali davası açma şartlarının oluşmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tasarrufun İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Borçlar Kanununun 19. maddesinde yer alan muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 03.09.2013 (salı)...

                UYAP Entegrasyonu