"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı görevsizliğe dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava; ileri sürülüş biçimine göre İİK'nun 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, olmadığı takdirde TBK'nun 19.madde hükmü kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal isteğine ilişkindir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir....
O halde, davanın, TBK'nın 19. maddesi kapsamında, nam-ı müstear adı altında gerçekleştirilen tasarrufun iptali davası olarak açıldığının kabul edilerek tarafların delillerinin toplanması, öncelikle nam-ı müstear iddiasının ispatı ve sonrasında tasarrufun iptali davasının koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi sonucunda esas yönünden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2021/64 ESAS, 2021/127 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 11....
Somut olayda, taraflar arasında yapılan bağış işlemi davacının iddiasına göre İİK.nın 278. maddesi düzenlemesi kapsamında kalmaktadır. Yerel mahkemece de iddia bu şekilde değerlendirilerek taraflar arasındaki işlemin, İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali davası kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacıya cebr-i icra yetkisi tanınmasına yönelik karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasındaki dava İİK.nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olay niteliği itibariyle TBK.nın 19.maddesinde düzenlenmesi bulunan muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali niteliğinde değildir. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Somut olayda, 3. Hukuk Dairesinin görevine giren bu talep nedeniyle yerel mahkemece istinaf incelemesi için dosya 3. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. 3. Hukuk Dairesi tarafından görevsizlik kararı verilerek dosyanın dairemize gönderilmesi isabetsizdir....
Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek aciz vesikası bulunmadığından davanın reddi isabetli görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, öncelikle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak, olmadığı takdirde TBK 19. maddesine istinaden muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....
Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları, İİK'nın 257 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Tasarrufun iptali davaları için kanunda özel bir düzenleme öngörülmediğinden HMK'nın 6. maddesi gereğince; davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde dava açılması gerekir. Aynı Kanun’un 7/1. maddesi gereğince ise davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nın 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. Öte yandan, HMK'nın 19/2. maddesine göre; bu yetki kesin yetki kuralı olmadığından taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak itiraz halinde mahkemece dikkate alınır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/713 ESAS (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali ile birlikte İİK'nın 281/2. maddesi uyarınca ihtiyati haciz, HMK'nın 339. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve TBK'nın 19 ve İİK'nın 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline ve müvekkili şirkete cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 28/12/2022 tarihli ara karar ile "Davacı banka vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili bu ara kararına karşı istinaf talep etmiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ....hakkında takip yaptıklarını, hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu 4254 ada 19 parsel 13 nolu bağımsız bölümün borçlu tarafından muvazaalı olarak borçlunun abisinin kayınbiraderi .... satıldığı, birleştirilen davada ise 35780 ada 2 parsel 7-19 nolu bağımsız bölümlerin yine borçlu tarafından alınmasına rağmen eşinin dayasının oğlu ... adına tescil edildiğinden bu işlemin BK'nun 19.maddesi gereğince iptalini olmadığı takdirde İİK'nun 277.maddesine göre iptalini istemiş, davalar arasında irtibat bulunduğundan mahkemece birleştirilmiştir....