Mahkemece, davacıların takibe koydukları çeklerin tarihlerinin 31.01.2013, 28.02.2013 ve 31.12.2012 tarihli oldukları tasarrufun ise bu tarihlerden önce 23.11.2012 tarihli olduğu dosyaya ibraz edilen faturaların davacılar ile ilgisi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun doğumundan sonra yapılmış olmasıdır....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması, davanın iptali istenen tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nin 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak TBK'nin 19 uncu maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali davası ise borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Maddelerinin olştuğu, üçüncü kişinin müvekkili şirketi zarara uğratmak kastıyla hareket ettiğini, 277 ve BK. 19'a göre dava açtıklarını beyan etmişir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK’nun 277 ve devamı ve TBK'nun 19. maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, istinafa davacı şirket vekilinin geldiği görülmüştür. Davacının (alacaklının) bu davayı açabilmesi bazı şartlara bağlıdır. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekmektedir....
Tasarrufun iptali davası, borçlunun tasarruf işlemlerinden zarar gören ve elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Ne var ki, tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından geçerli olarak yapılan tasarruf işlemlerin davacı bakımından hükümsüz olduğunu tespit ettirmek için açıldığı halde, muvazaa davasında borçlunun yaptığı tasarruf işleminin gerçekte hiç yapılmamış olduğunun tespiti istenir. Yani yapılan işlemin geçersizliği ileri sürülür." şeklinde açıklanmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında ise TBK 19.maddesinde tanımlanan muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı kabul edilmiştir....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür. Somut olayda, borçlunun mernis adresi dışında bir adresi saptanmadığı, bu adreslere yapılan tebligatlarda şahsın adresten ayrıldığının belirtildiği ve Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğin yapıldığı görülmektedir....
(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2007/11082 E. , 2008/1490 K."İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Davalılar : 1-...vek.Av.... 2-... Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ...... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı ...... vekili alacaklarının kambiyo senedine dayandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı yanca davalı borçlu aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve bedeli paylaşıma konu aracın devrine ilişkin tasarrufun iptal edildiği, ancak aracın satılmış olması karşısında para alacağına hükmolunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20.04.2011 tarih ve 2011/1457 E., 2011/5269 K. sayılı ilamı ile sıra cetveline şikâyet İcra ve İflâs Kanunu'nun 16-18 inci maddelerinde düzenlenen şikâyet yargılaması usulüne tâbi HUMK 409. maddesi uygulanmayacağı, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu ayrıca İcra ve İflâs Kanunu'nun 268 inci maddesi ve şikayetçinin garame yönündeki talebi de göz önüne alınarak karar verilmesi gerktiği gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak alacaklı .... Bankası A.Ş. nin açmış olduğu tasarrufun iptali davasında uygulanan 02.01.2004 tarihli ihtiyati hacizin, tasarrufun iptali kararının verildiği 11.05.2006 tarihinde, ortada borçlular hakında kesinleşmiş bir takip olmadığı sebebiyle henüz kesin hacze dönüşmediğinden, şikayetçinin şikayetinin kabulü ile ... 14. İcra Müdürlüğü'nün 2003/18396 esas sayılı dosyasından düzenlenen 28.04.2008 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir....
Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Tasarrufun iptali davalarına esas ihtiyati haciz, İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Eldeki davada iptal isteğine konu tasarruf, davalı borçlunun T3 İstanbul Anadolu 19. İcra müdürlüğünün 2019/20723 Esas sayılı dosyası kapsamında başlattığı icra takibine konu 238.857,58- TL'lik alacağın, Kartal 11. Noterliğince düzenlenen 22/07/2019 gün ve 9485 yevmiye nolu sözleşme gereğince diğer davalı Mega Denizciliğe devrine ilişkin tasarruftur....
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Mahkeme gerekçesinde, davaya konu tasarrufun 19/07/2012 tarihinde yapıldığını, takip konusu senedin vade yani borcun doğum tarihinin ise 24/04/2013 tarihi olduğunu, bu durumda tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını belirterek davanın reddine karar vermişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır....
Aynı Yasa'nın 5/1.maddesi gereğince de Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. TTK'nın 19.maddesi gereğince bir tacirin borçlarının ticari olması asıl olduğundan İİK'nun 277'nci maddesinde gösterilen tasarrufun iptali davalarında dahi taraflar tacir olduğu takdirde dava TTK'nın 4/1.maddesi gereğince nisbi ticari davadır. Bu nedenle de davada, Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum....