Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 24 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verildiği belirtilmiş ise de dosya kapsamından bozma gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....

    Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.madde 16.fıkrasında "Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106,maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."...

      Hukuk Dairesinin 04/04/2006 tarih ve 2005/14117 esas ve 2006/3810 sayılı bozma kararının maddi hataya dayalı olmasına, maddi hataya dayalı bozmadan dolayı usuli kazanılmış hak doğmamasına, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.3.1995 tarih 14/855-242 E-K sayılı kararı ile görevin kamu düzenine ilişkin olduğu hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak doğmayacağının vurgulanmış olmasına, 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunun, yürürlükten kalkan 506 SSK.nun 80.maddesi 4.fıkrası ve bu maddeyi kaldıran 5510 sayılı Kanun ile getirilen aynı yasanın 88/19. maddesi ile açıkça belirtilmiş olmasına, 5510 sayılı Kanun’un 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir….” denilmek suretiyle yoruma yer...

        Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için alacaklının kesinleşmiş bir alacağının ve icra takibinin bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle davacının alacağının mevcudiyetine dair tereddüt bulunmamalıdır. Bununla birlikte takibin tasarrufun iptali davasından önce başlatılması davanın görülebilme koşulu olarak öngörülmemektedir, (H.G.K. 28.3.2012 tarih 2012/17-25241 sayılı ve 15. HD. 18.11.2003 tarih 5510-5515 sayılı kararları)....

          Dava 6183 Sayılı ...’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda amaç borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastı ile mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve hakların tasarruftan zarar gören alacaklının alacağını elde etmek amacıyla dava açarak alacağını elde etmesidir. Bu davaların açılmasının ön koşulu borçlu hakkında icra takibi yapılması, takibin kesinleşmesi ve bazı haciz işlemleri yapılmışsa haczedilen malların kamu alacağını karşılamaması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 Sayılı ...’nun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....

            Somut olayda, davacı tarafından ... ve ... aleyhine 6183 sayılı yasanın 24 vd maddelerine göre dava açtığı, dava dışı borçlu ...’in ise dava dilekçesinde taraf gösterilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece zorunlu dava arkadaşlığı bulunan ...’e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeksizin öncelikle taraf teşkili sağlanmadan ve sonrasında da 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali şartları oluşup oluşmadığı değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve 03/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              aleyhine İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasında mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen 20.11.2017 günlü karara karşı tüm davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.05.2018 tarih ve 2017/522 E- 2018/286 K sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne, dava konusu İzmir İli, Menemen İlçesi, ..., 205 ada, 6 ve 7 parsel sayılı, "arsa" vasfındaki taşınmazların, davalı-borçlu ... tarafından, davalı-3. kişi ...'a satışı ile ilgili 21/12/2012 tarih ve 12209 yevmiye sayılı tasarrufun iptaline, devir (tasarruf) tarihi olan 21/12/2012 tarihindeki davalı-borçlu ...'ın ortağı olduğu, ... Metal Ürünleri San. ve Tic. Ltd....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... davalı ...AŞ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, kamu borçlusu...AŞ ve davalı ... hakkında 6183 sayılı yasa uyarınca takip yapıldığını ve takibin sonuçsuz kaldığını, dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara sattıklarını belirtirek tasarrufun iptalini talip etmiştir....

                  Şti vekili, davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olmasına rağmen gerekçede davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali olarak nitelendirilmesi ve bu yasaya atıf yapılarak kararın irdelenmesi doğru görülmemiş ise de HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL fazla alınan temyiz harcının temyiz eden...

                    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, borçlu davalı ... ile üçüncü kişi konumundaki davalı ...’nin anne oğul olmalarına, bu derece yakın akrabalar arasındaki tasarrufların 6183 sayılı yasanın 28/1 maddesi uyarınca bağışlama hükmünde olup iptale tabi olmasına, bu durumda davalıların iyi niyetli olmalarının sonuca etkili olmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri Uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup bu tür davalarda amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

                      UYAP Entegrasyonu