Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....
Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu nazara alınarak re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemece davacı vekilinin dava konusu borcun 6111 sayılı Yasa uyarınca ödendiği şeklindeki beyanını içeren 26/04/2011 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanı gereğince, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderleri bakımından temyiz edilmiştir. Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir....
Mahkemece,davacı idare tarafından gönderilen 19.07.2006 tarihli ödeme emrinin iptali için dava açıldığı,... 2.İdare mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından ödeme emirinin iptaline karar verilerek kesinleştiği buna göre 6183 sayılı Yasa kapsamında kesinleşmiş bir takipten ve buna bağlı olarak kesinleşmiş bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden bahisle ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davalarını görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Ancak dava koşullarındaki eksikliklerin yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Somut olayda davacı tarafından borçlu ... hakkında takip yapılmış ilk çıkırtılan 19.07.2006 tarihli ödeme emri iptal edilmiş isede aynı takip dosaysından bu kez 08.06.2015 tarihli ödeme emri tebliğ edilmiştir....
Somut olaya gelince, davacı idare tarafından 6183 sayılı yasa kapsamında yapılan takipte ödeme emrinin vergi borçlusu limited şirket ortağı davalı borçluya 21.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden sonra da mal beyanında bulunmadığı ve takibin kesinleştiği, anlaşılmış olup, mahkemece 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre davanın esasına girerek sonucuna göre karar vermesi gerekirken aciz vesikasının ibraz edilmemesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı asil ... ‘in sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davalılar vekilinin istinaf nedenleri; borçlu şirketler hakkında yapılan takibatın sonuçlanıp sonuçlanmadığına dair bilgi ve belge sunulmadan ve eğer borcun tüzel kişilerden tahsili olanağı bulunmuyor ise vekil edeni Erhan hakkında takip yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise takibin kesinleştiği ve aciz belgesi alındığı araştırılıp belirlenmeden, yani tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartların somut olayda oluşup oluşmadığı belirlenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca 6183 sayılı kanunda geçen "borçlu" ifadesinin, vekil edeni Erhan'ı değil, borçlu şirketlere ilişkin olduğunun da gözetilmediği gibi; dava konusu tasarrufun muvazaalı bir tasarruf olmadığı ve mal kaçırma kastıyla hareket edilmediği açıklandığı halde, hatalı bir takım değerlendirmeler neticesinde; davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna yöneliktir. Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı madde hükümlerine dayanarak açılmış; tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, Kurumca prim borçlarını ödemeyen davalı ... aleyhine icra takibine geçildiği, anılan davalıya ait taşınmazın diğer davalıya satıldığının anlaşılması üzerine satışın iptali için, takip borçlusu ... ile taşınmazı devralan ... aleyhine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Muvazaalı tasarrufun iptali davası için, 6183 sayılı Kanun'un 24. maddesine göre, genel mahkemelerde dava açılması gerekmekte ise de; 17. Hukuk Dairesinin 02.04.2012 tarih ve 2011/11080 Esas, 2012/3978 Karar sayılı ilamıyla, Kocaeli 2....
Mahkemece takip konusu vergi alacağının tahakkuk tarihinin 24.11.2011 yılı olup tasarrufların ise bu tarihten önce 30.09.2010 yılında yapıldığı, tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı alacaklı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, dosya içerisindeki ödeme emri ve haciz tutanağı içeriğinden borçlunun vergi borcunun 2010 yılına ait dönemi de kapsadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu tasarruf ise 30.09.2010 tarihinde yapıldığından tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığından söz edilmesi mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek, borçlu ve diğer davalı arasındaki tasarrufun iptale tabi olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre verilmesi gerekirken aksi yöndeki gerekçesi ile yazılı şekilde verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece, davalının 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali davası açması gerektiği, davacının kötü niyetinin ispatlanmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 66.maddesine dayalı olarak istihkak davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,75.TL kalan onama harcının temyiz eden davalı alacaklıdan alınmasına 3.5.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinin 16. fıkrasında ''Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacak- larının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106, maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.." aynı maddenin 19.fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun uygu- lanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir." de- nilmektedir. (506 sayılı Yasa'nın 80/7) Anılan Yasa'nın 101. maddesinde de aynı yönde bir düzenleme ile "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde,bu Kanun hükümlerinin uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmü yer almaktadır. (506 sayılı Yasa'nın 134. maddesi)...