WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Borçlu davalı ... tarafından taşınmazın diğer davalı ...’e satış tarihi 01.02.2000 olup dava ise 27.05.2005 tarihinde açılmıştır. 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu durumda mahkemece "davanın süre yönünden reddine" karar vermek gerekirken yazılı olduğu üzere farklı gerekçe ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 7.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi. .....

    Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanun’un 28/2 bendinde kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olduğu belirtilmiş olup Mahkemece davaya konu edilen taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerleri belirlenip, davalı 3. kişiler tarafından borçluya satış bedeline mahsuben yapılan resmi ödemelerin de tapudaki bedele eklenmesinden sonra taşınmazın satış bedeli ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasında mislini aşan fark olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 08/04/2013 tarihinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi....

      Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; "Davanın açılmamış sayılmasına," karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 24/09/2019 tarihinde görülecek olan davaya taraflarınca 23/09/2019 tarihinde mesleki mazeretinden ötürü duruşmaya katılamayacağına dair dilekçe gönderildiğini, mahkeme kayıtlarına girmediğini, HMK 150/6. Bendinindeki koşulların oluşmadığını, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, 6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Tasarrufun iptali davaları ayni hakka değil şahsi hakka dayanan davalardandır....

      Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup bu davalardaki amacın; borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz yada iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaya yönelik olmasına,bu niteliği itibarıyla ticaret mahkemesinin görevi içinde sayılan ticari davalardan olmamasına ve uyuşmazlığının 5411 Sayılı Bankacılık Yasasından kaynaklanan bir itilaf olmamasına göre göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacıdan harç alınmamasına 17.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Fıkrasında “kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanacağı” belirtilirken, açıkça 26 ve devamı tasarrufun iptali ile ilgili hükümler hariç bırakılmamıştır. Aynı maddenin 19. Fıkrası ise açıklandığı gibi “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesini yetkili kılmıştır. Bu açık düzenleme karşısında, 6183 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesindeki “Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır” kuralın uygulanması olanaklı değildir....

          İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında ki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bilindiği üzere tasarrufun iptali davasının dinlenme koşullarından biri de iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olmasıdır. Somut olayda vergi dairesi cevap yazısına göre devir tarihinden sonrasına ait borçlarında toplam borç içine dahil edildiği ve bu suretle esas hakkında hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır....

          Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanın tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davacının dava dilekçesinde 199 ada 6 parsel olarak belirttiği taşınmazın 196 ada 6 parsel olup bunun maddi hata olduğu sabit bulunmasına göre davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bu tür davalarda, davanın kabulü halinde davacı kamu idaresinin iptal edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağı tesbit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekmektedir....

            in vergi borcunu yapılandırdığı ve taksitler halinde ödediği beyanı ile bu beyana istinaden Vergi dairesinden gelen yazıda da yapılandırmanın yapıldığının bildirildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava,6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında, iptali istenilen tasarrufun bir tarafının hakkında kesinleşmiş bir takip bulunan borçlu olması gerekmektedir. 6183 sayılı Yasa'nın 4369 sayılı Yasa'nın 21.maddesi ile değişik 35.maddesi limited şirketin amme alacaklarını ödeyememesi halinde şirket ortaklarından bu borcun nasıl tahsil edileceğine ilişkin düzenlemeye göre limited şirketin tasfiye edilmesi veya tahsil imkanı kalmadığına ilişkin belge alındıktan sonra ortaklar hakkında takibe geçilmesi gerekmektedir....

              nın kardeşinin eşi olmasına, 6183 sayılı Yasanın 28/I-1 bendinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, buna ilaveten davalı ...'nin, eşinin kardeşi olan borçlu ... 'nin alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 m. 30) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptaline ilişkindir. Mahkemece borçlu davalı tarafından diğer davalı 3. kişi ...'...

                Mahkemece taraflar arasında muvazaalı işlem sabit olmadığından ve hatta incelenen tüm dosyalar dikkate alındığında taraflar arasında muvazaanın mümkün olamayacağı, pek çok ceza dosyası, savcılık soruşturması ve hukuk davaları ile iki taraf arasında muvazaalı davranış yapılamayacak şekilde husumetin bulunduğu, sadece taşınmazın tapu sicilinde bildirilen değeri ile gerçek değeri arasındaki farkın muvazaa için yeterli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. 6183 sayılı Yasa uyarınca borçlunun iptale tabi tasarrufları 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu