Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi’nin 14/03/2018 tarih, 2015/14832 Esas ve 2018/2328 Karar sayılı bozma ilamında; “6183 sayılı AATUHK'nun 27, 28, 29,30 ve 31 maddeler gereğince tasarrufun iptale tabi olup olmadığı irdelenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiş olmasına rağmen; mahkemece; 6183 sayılı Kanun'un 27, 28, 29, 30 ve 31 maddeleri irdelenmeden dava ön koşullarının somut olayda gerçekleştiği şeklinde davanın hangi gerekçe ile kabul edildiği tartışılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, karar denetime elverişli de değildir. Bu husus yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Kabule göre de; 6183 sayılı Kanun'un 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış olan tasarrufun iptali davalarında dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davalılar ...ve ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 Sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkeme hükmü davalılar ...ve ......

      Mahkemece, tarafların dede torun olduğundan borçlunun durumunu bilebilecek durumda olduğunu ve mal kaçırma amacı ile satışın yapıldığından bahisle tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 899,89 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 04.12.2014 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

        Bununla birlikte 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168/2.maddesi uyarınca 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir. Ne varki, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle HUMK'nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

          Bu durumda uzman bilirkişi incelemesi yaptırarak, davalı borçlunun tasarruf tarihine kadar olan vergi borçlarının ferileriyle birlikte belirlenerek bu miktar üzerinden davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptali ile davacı alacaklıya bu miktar üzerinden taşınmazlar üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere tasarruf tarihine kadar doğan vergi borcu tespit edilmeden, alacak ve ferileriyle sınırlamadan tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değildir. 3-Kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içerdiğinden davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı idare, dava dışı vergi borçlusu şirket aleyhinde 6183 Sayılı Kanun uyarınca yapılan takipte mal varlığına rastlanılamadığını, bunun üzerine şirket ortağı olan davalı ...'ün malvarlığına başvurulduğunu, davalının alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla taşınmazını ve aracını davalı 3.kişilere satarak devir ettiğini ileri sürerek tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı 3.kişi .... vekili, tasarruf tarihinde kesinleşmiş herhangi bir takip bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu vekili, satışların gerçek olduğunu, vergi borcunun yapılandırıldığını savunmuştur. Davalı ... davaya cevap vermemiştir....

              Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2. 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında da borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması ve tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkında yapılan takibin dayanağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünce verilen 10.08.2010 tarihli idare para cezasına dayanmaktadır....

                Davalı ... ve ... vekili, 6183 sayılı Yasa’nın 25.maddesindeki koşulların dava konusu olayda oluşmadığını, tasarrufun borcun doğumundan önce olduğunu, ödeme emrinin tebliğ edilmediğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, ödeme emrinin 28.07.2008 tarihinde borçlu şirkete gönderildiği tasarrufun ise bu tarihten önce 24.07.2008 tarihinde yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Dosya içerisindeki belgelerden davacı vergi idaresi tarafından takibe geçilen vergi borcu 2006 yılından başlamaktadır. Tasarruf ise bu tarihten sonra 24.07.2008 tarihinde yapıldığından, mahkemenin aksi yöndeki tesbiti isabetli değildir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                    nin bu borçtan 6183 sayılı Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca sorumlu olmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava SGK'nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.madde 16.fıkrasında "Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106,maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.."...

                      UYAP Entegrasyonu