Bir kısım davalı vekili, ...Yapı kooperatifi üyesi olduklarını, borçlu ile bir tasarrufun söz konusu olmadığını ve Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/576 Esas sayılı kesinleşen kararı gereğince taşınmazlara malik olunduğundan davanın reddini istemişleridir. Mahkemece, dava konusu 660 ada 235 parsel nolu taşınmazla iligili olarak borçlu tarafından bir hisse devri ve satış işlemi yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 23-24 maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu nazara alınarak re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemece davacı vekilinin dava konusu borcun 6111 sayılı Yasa uyarınca ödendiği şeklindeki beyanını içeren 26/04/2011 tarihli dilekçesi ve duruşmadaki beyanı gereğince, davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından yargılama giderleri bakımından temyiz edilmiştir. Dava, SGK prim alacaklarının tahsiline yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 5510 sayılı Yasanın 5754 S.K.'nun 52. maddesi ile değişik 88/19 maddesi uyarınca SGK. prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlu hakkında yapılan takipler nedeniyle SGK. tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına, alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir....
4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa'nın 2. maddesinin anayasaya aykırı olması nedeni ile iptaline karar verildiği, itiraz konusu kural ile 213 sayılı Kanun kapsamında olanlar da dâhil olmak üzere tüm amme alacaklarının takibinin 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35....
Mahkemece, borçlunun dava konusu taşınmazı 09.11.2003 tarihinde sattığı, kamu alacağının 16.01.2006 tarihinde tahakkuk ettirilen vergi borcuna ilişkin olduğu, 6183 sayılı yasanın 27.maddesinde belirtilen geriye doğru iki yıllık sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vergi idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 23-24 maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 6183 sayılı Yasa'nın 37.maddesi 2.fıkrasında, özel kanunlarda ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacaklarının maliye vekaletince belirlenen usule göre yapılacak tebliğden itibaren 1 ay içinde ödenmesi gerektiği bu ödeme müddetinin son günü amme alacağının vade günü olduğu belirlenmiştir....
Dava 6183 Sayılı ...’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda amaç borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastı ile mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve hakların tasarruftan zarar gören alacaklının alacağını elde etmek amacıyla dava açarak alacağını elde etmesidir. Bu davaların açılmasının ön koşulu borçlu hakkında icra takibi yapılması, takibin kesinleşmesi ve bazı haciz işlemleri yapılmışsa haczedilen malların kamu alacağını karşılamaması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması ve davanın tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise 6183 Sayılı ...’nun 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Bu durumda mahkemece 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerinde üç grup altında 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 2-6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece vergi borçlusu şirketin borçlarından davalı ...’nın sorumlu olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 6183 sayılı yasanın mükerrer 35. ve 35/a. Maddesine göre tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından anılan Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği belirtilmiştir. Somut olayda hem şirket müdürü davalı ... hem de borçlu şirket aleyhine yapılmış takip evrakı dosya içinde mevcuttur....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 sayılı Kanun’un 28/2 maddesi kapsamında kendi verdiği malın, akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde olup davalıların iyi niyetli olmalarının önem arz etmemesine, borçlu ... ile 3. kişi ...’nin kardeş olmalarına, 6183 sayılı yasanın 28/1 maddesi uyarınca kardeşler arasında yapılan ivazlı ya da ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağının öngörülmesine, bunun yanında davalılardan ...’nin borçlu olan kardeşi ...’in vergi alacağının tahsiline imkan bırakmamak için hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması ve aksininde ispat edilememesi nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 s.k m.30)ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ...’in temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 507,71 TL kalan onama harcının temyiz...
Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1- HMK'nın 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu halde İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması isabetsiz olmuştur. 2- 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekir....