Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin temel görevi 29.03.2017 tarih, 30022 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 1 Nisan 2017 tarihinden itibaren uygulamaya başlanılmasına karar verilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı Kararında belirtildiği üzere "Sosyal Güvenlik Hukuku’ndan kaynaklanan davalarla" sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir....

    Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme isteklerinin reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarında da takip hukukundan kaynaklanan tasarrufun iptali davalarında olduğu gibi tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Borcun doğum tarihi ise ödenmeyen vergi borcunun ait olduğu yıl itibari ile doğduğu kabul edilmektedir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası; kamu borçlusunun, alacaklısı idareyi zarar uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu mal ve haklarını veya bunların yerine geçen değerlerin tasarruftan zarar gören İdare tarafından alacağını elde etmek amacıyla dava açarak tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlayan bir dava türüdür. Diğer ifade ile tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Yakut vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda dava kabul edildiği takdirde tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı hazine, dava dilekçesinde davalı ...’nın 27.02.2014 tarihi itibarıyla toplam 233.506,02 TL vergi, 82.045,69 TL gecikme zammı borcu olduğunu belirtip, tasarrufun iptalini istemiştir. Tasarruf(satış) tarihi 03/07/2012’dir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 19/11/2018 tarih, 2016/7599 Esas ve 2018/10845 Karar sayılı bozma ilamında; "davalı kamu borçlusu olduğu iddia edilen ... hakkında sadece ihtiyati haciz kararı alındığı, hakkında takip yapılmadığı ve dolayısı ile kesinleşmiş bir takip olmadığının anlaşıldığı, bu durumda davalı ... ve ona ait taşınmazla ilgili olarak tasarrufta bulunduğu 3. kişi ... hakkındaki davanın da dava koşulu yokluğundan reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

          Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece, bozmadan sonra davacı idareden davalı borçlu...’nın tasarruf tarihi olan 02.09.2010 dönemine ait vergi borcu sorulmuş, davacı idare asıl borçlu şirketin borcunu dikkate alarak 70.020,61 TL borç bildiriminde bulunmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. Dosya içerisinde mevcut ödeme emri ve haciz tutanaklarına göre, davacı alacaklı vergi idaresi tarafından borçlu... aleyhine asıl borçlu dava dışı ... Ltd.Şti yöneticisi olması sıfatı ile 6183 sayalı Yasa’nın mükerrer 35.maddesine göre takip yaptığı ve yönetici olduğu dönemde dikkate alınarak 2010/12 dönem ve 2011/6 dönemlerine ilişkin borçla ilgili bildirimlerin yapıldığı görülmektedir....

            Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı borçlu hakkında 6183 sayılı Yasa gereğince başlatılan takibin kaldırılmış olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

              Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 30. maddesinde borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde, amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan bir taraf muameleyle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüz olduğu öngörülmüştür. Bu yasada hüküm bulunmayan hallerde uygulanması gereken İİK. 280/IV maddesinde de "ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın temamının veya mühim bir kısmını satın alan kişinin borçlunun alacaklılarına ızrar kastıyla" hareket ettiğini bildiği kabul edilmiş ve karinenin aksinin iptali gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda dava konusu taşınmazlar ticari işletme niteliğinde kahvehane olup, davalı ...'ya içindeki malzemelerle birlikte satılmış ve halen davalı üçüncü şahıs kiracı tarafından kahvehane olarak işletilmektedir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davacı Maliye Hazinesi tarafından yapılan takip sonucu davalı borçlular ile 6111 sayılı Kanun gereğince 19.3.2011 tarihinde yapılandırma sözleşmesi yapıldığı ve yapılandırma gereği borcun tamamının 5.4.2011 tarihinde ödendiğinin dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı,takip konusu borç dava açıldıktan sonra ödendiğinden “davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına “hükmü doğru olmakla birlikte; davacı...

                  Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına, davalı borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olmasına, borçlu ile davalı ......nin enişte-baldız olması, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 28/1-2 ve 30.maddeye göre iptale tabi bulunmasına göre davalılar ........ ve ...... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içermektedir....

                    UYAP Entegrasyonu