Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gerektiği, dava konusu icra takip dosyasının kesinleşmemiş olduğu gerekçesiyle davanın ön şart yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, işbu davanın terditli olarak açıldığını, mahkemeden dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak tasarrufun İİK 277. madde doğrultusunda iptali, şartlar olmadığı takdirde ise Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi gereği tasarrufun muvazaa nedeniyle iptalini talep ettiklerini, mahkeme tarafından tasarrufun iptali davası dava şartı eksikliğinden reddedilecek olsa dahi muvazaa yönünden incelenmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

a yapılan satışla ilgili olarak ise, ivazlar arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakla birlikte, İİK 278/I ve II. fıkra hükümleri dikkate alındığında, tasarrufun 15.02.2006 tarihli olduğu, borçlu kooperatif adresinde 24.04.2012 tarihinde haciz yapıldığı, tasarruf tarihi ile haciz tarihi arasında 2 yıllık sürenin fazlası ile geçtiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, İİK.'nun 277. vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.'...

    Tasarrufun iptali davalarında, borcun iptali istenen tasarrufun önce doğması dava ön koşulu olup, mahkemece res’en bakılması gereklidir. Somut olayda iptali istenen tasarruf borçlu ile kayınvalidesi ...arasında 28.4.2005, ...ile Metin arasında da 21.9.2006 tarihinde yapılmıştır. Hükme esas alınan 7.1.2008 tarihli rapor ile 10.3.2008 tarihli ek raporundan, tasarruf tarihinden (28.4.2005) sonraki döneme ait 2005 yılı 5,6,7,8,9,10 aylara ait vergi borçları ve gecikme zammının da hesaplandığı ve tasarrufun 4.9.2006 tarihi itibariyle toplam 53.276.86.-YTL asıl alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak iptal edildiği anlaşılmıştır. Borcun miktarını hesaplayan bilirkişi raporu, tasarruf tarihinden sonraki döneme de ilişkin olduğundan hükme esas alınması isabetli görülmemiştir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 28.4.2005 tasarruf tarihi itibarıyla doğmuş olan vergi borcunun aslı ve fer’ileri konusunda alınacak ek rapor sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

      Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu taşınmazla ilgili davalılar ve dahili davalı arasında yapılan tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ile dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taşınmazın tapuda gösterilen değeri ile tasarruf tarihindeki gerçek değeri arasındaki fahiş farkın mevcudiyeti karşısında yapılan tasarrufun İİY.nın 278/2 maddesine nazaran bağışlama hükmünde sayılıp iptale tabi olmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılardan ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE 2) Davalılardan ...’ın temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunmadığını ileri sürerek, borçlu ...’nin dava konusu taşınmazını diğer davalı annesi ...’e satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı davalı ...'a devrettiğini, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin, tasarrufun iptali talebinin kabulü ile ön alım davasında davalıya ödenmesine karar verilen tutardan öncelikle davacıya ödenmesine arta kalanın davalı ...'a iadesine dair kararı, Yargıtay 17....

            Mahkemece, baba-oğul olan davalılar arasındaki dava konusu taşınmaz satışına ilişkin tasarrufun muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; dava konusu ... ili ....parselde bulunan 21 nolu bağımsız bölümün IIK 283/1 maddesi gereği borca yeter tutarda haciz ve satışını isteyebilmek yönünde cebri icra yetkisi tanınmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK 19. maddesi gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde, alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

              Yıldız tarafından da ödeme belgesinin sunulmaması nedeniyle dava konusu 5.3.2012 tarihli tasarrufun İİK'nun 278/b-1, 6.6.2012 tarihli tasarrufunda İİK’nun 280.maddesi gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı borçlu ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, iptali istenen tasarrufun 25.5.2007, 25.3.2011, 26.10.2011 tanzim tarihli senetlerden ve 10.6.2002-25.3.2011 tarihleri arasında kullanılan kredi sözleşmelerine dayalı borçtan sonra yapılmış olmasına davalı 3.kişiler ... ve ...'un borçlunun çocukları, davalı 4.kişi ...'...

                Tasarrufun iptali davası borçlunun, haciz veya iflastan önce yapmış olduğu ve aslında geçerli olan tasarruf işlemleri ile malvarlığından uzaklaştırdığı mallardan, bunlar sanki borçlununmuş gibi, alacaklıların tatmin edilmesini sağlayan bir davadır. Somut olayda davacı dava dışı borçlu...’den alacaklı olup, bu alacağının tahsili için 17.02.2002 tarihinde Kadıköy 6. İcra Müdürlüğü'nün 2002/7090 sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişmiştir. Adı geçenin paylaşıma konu taşınmazını 07.12.2001 tarihinde oğlu ...’e devretmesi üzerine bu kez Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tasarrufun iptali davası açmış ve bu dava dosyasında 24.02.2006 günü “İİK.nun 281/2. maddesi uyarınca tasarrufun iptaline konu edilen” taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, bu karar Kadıköy 6. İcra Müdürlüğü'nün 2006/2438 sayılı dosyası üzerinden infaz edilerek taşınmazın tapu kaydı üzerine 27.02.2007 günü şerh verilmiştir....

                  Somut olayda; alacaklı vekili 22.05.2018 tarihinde icra müdürlüğüne başvuruda bulunarak, tasarrufun iptali ilamında yazılı taşınmazın haczini talep etmiş, 23.05.2018 tarihinde de icra müdürlüğü tarafından, takipte kesinleşen miktar üzerinden dosya hesabı yapılarak haciz müzekkeresi düzenlenmiştir. Takip borçlularından ... ve hakkında tasarrufun iptali davası ile hüküm kurulan 3. kişi ... tarafından bu hesaba karşı şikayet yoluna başvurulmuş ve mahkemece, dosya hesabı yapılırken tasarrufun iptali davasındaki hükmün esas alınması gerektiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, dosya borcu hesaplanırken, takip çıkışı esas alınarak hesaplama yapan 17.03.2015 tarihli bilirkişi raporunun ikinci kısmı doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

                    UYAP Entegrasyonu