Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın tasarrufun tarafı olmadığı gerekçesiyle aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı Bankanın kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından vekalet ücreti ve yargılama gideri ve harçlardan sorumlu tutulmamasına dava konusu tasarrufun borçlu ... tarafından davalı ...'a borca mahsuben devredilmesi ve davalı ...'ın da borçlunun amacını ve durumunu bilebilecek kişilerden olduğu gerekçesiyle ... ili, ... ilçesi, ... Mah, 8 Ada, 22 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından davalı ...'a satışına ilişkin 6.12.2005 tarihli satış tasarrufunun davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı ...'...

    Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, takip konusu borcun ...’e ait olup asıl borçlu tarafından borcun 89 Sayılı Yönerge kapsamında yapılandırıldığı, müteselsil kefil davalı ... hakkında borcun yapılandırılması nedeniyle alacaklılarından mal kaçırdığı iddiası ile tasarrufun iptali davası açılamayacağı, henüz kefile rücu etme şartlarının oluşmadığı, yapılandırma sonucu borçlunun temerrüde düşmediği, tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmadığı, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

      Davacı vekili tarafından her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davanın İİK 277. md. gereğince açılan Tasarrufun İptali Davası olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/17-2389 Esas 2016/129 Karar sayılı ilamında özetle, "tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK'nın 19.maddesi gereğince ve İİK'nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK'nın 19.madde gereğince İİK'nun 283.maddesininkıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK'nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 Sayılı HMK'nın 2.maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kalmaktadır", denmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı iki taşınmazı davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipotek bedeli ile toplam değer taşınmazların rayiç değerinden fazla olduğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.03.2015 Salı günü davacı ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 6.11.2012 tarihinde akrabası davalı ...'ya sattığını, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda davacı tarafından aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            Mahkemece, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark olduğu, davalıların baba-oğul olup İİK'nun 278/3-1 maddesine göre tasarrufların iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinin sabit olması gerekir. Somut olayda, borçlunun adresinde yapılmış bir haciz bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 5.6.2009 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı borçlular ..., ..., ... Tekstil Konfeksiyon Makinaları San ve Tic.Ltd.Şti.ve ... Tekstil Konfeksiyon Tic.Ltd.Şti. vekili, dava konusu taşınmaz müvekkili ... tarafından rayiç bedelle satıldığından diğer davalı borçlular hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, borçluların aciz halinde olmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

                in alt soyu olan diğer davalılara yönelik yapmış olduğu kazandırmaların iptale konu tasarruf olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, göre; davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında, tasarrufun iptal edilmesiyle davacı alacaklıya İİK 283 madde hükmüne göre haciz ve satış yetkisi isteme yetkisi verilmesi gerekir. SONUÇ:Mahkemece hükümde bunun gösterilmemesi doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK.nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nin 438/7.maddesi uyarınca hüküm fıkrasının 3. bendine " İİK'nın 283....

                  Başka bir deyişle, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer genel dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinin varlığı da gerekli ve (İİK. 105- 143 madde) aciz vesikası dava ön koşuludur. Ancak aciz vesikası karar kesinleşinceye kadar sunulması mümkün bir belgedir. Hal böyle olunca da, aciz vesikasının bulunmadığı görüşünden hareketle, yerel mahkemece özel dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı; muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davalarında ( BK 19) davacının icra takibine geçmesine ve aciz belgesi almasına gerek yoktur....

                  Aksi durumun kabulü, tasarrufun iptali davasında borçlu ve üçüncü kişiyi şekli mecburi dava arkadaşı kılan İcra ve İflas Kanunu'nun 282/1. maddesine, borçlunun aciz halinde olması sebebi ile mal kaçırma niyeti ile yapılan işlemlerin alacaklıya karşı geçersiz sayılması amacını taşıyan tasarrufun iptali davasının genel mantığına aykırılık teşkil eder. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu'nun 78. maddesi, "Yeniden haciz istemek, alacaklı tarafından vukubulan yenileme talebinin borçluya tebliğine mütevakkıftır" şeklinde ifade edilmiş ise de, tasarrufun iptali kararı gereğince uygulanacak olan haciz için borçluya yenileme emri gönderilmesi gerekmez, icra mahkemesi ilam ile bağlı olduğundan ve ilamda alacaklıya tasarrufun iptali kararındaki takip dışı 3. kişi aleyhinde Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, Değirmendere Köyü, 486 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın davalı Şura Mühendislik Elektrik Elektronik Telekominikasyon İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd....

                  UYAP Entegrasyonu